Mütareke Döneminde Kapanmayan Deniz Lisesi
15
Temmuz ihaneti askeri liselerin özellikle son 20 yılda FETÖ’nün kuluçka alanı
olduğunu ortaya çıkardı. FETÖ hainleri amiral ve generallik seviyesine kadar
getirdikleri FETÖ militanları ile yetinmeyip, Kuleli Askeri Lisesi
öğrencilerine boylarından uzun piyade tüfekleri vererek, Çengelköy sokaklarına bile saldılar. (Bir
bahriyeli olarak tesellim Heybeliada’da böyle bir trajedinin yaşanmamış
olması.) Böylece tarihte hiç bir dönemde bu topraklarda örneği görülmemiş bir
durum ortaya çıktı. Askeri şahıs statüsü taşımayan lise öğrencileri fiili bir
darbe teşebbüsünde muharip personel olarak kullanıldı. Bu çocuklara emir veren
sözde subayların az gelişmiş Afrika ülkelerinde çocuk savaşçıları ölüme
gönderen barbarlardan ne farkı var? Bu okulların FETÖ’nün insan gücü kaynağına
dönüşmesini önleyemeyen, kendilerine yapılan pek çok müracaatı incelemeye bile almayan son 20
yılın yüksek komutanlığı bu tablodan tarih önünde sorumludur.
Deniz Lisesi Aydınlanma
Tarihimizin Gözbebeğidir. Bu liseler içinde Deniz Kuvvetlerinin göz bebeği
Deniz Lisesinin yeri çok özeldir. Heybeliada’nın sembolü olan Bahriye
mektebinin kulesinde 1773 rakamını görürsünüz. Okulun kuruluş yılıdır. Bu
topraklardaki en eski bilim yuvasıdır. Tabi kurulduğu yılda lise ve harp okulu
gibi kavramlar yoktu. 1770 yazında Ruslara karşı yaşanan Çeşme yenilgisi sonucu
Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa ve o yıllarda Osmanlı devleti
hizmetinde bulunan Fransız danışman Baron de Tott’un girişimleri ile
Kasımpaşa’nın Darağacı bölgesinde oluşturulan
‘’Hendese Odası’’ , Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’un (Bahriye
Mühendis Mektebinin) temelini oluşturdu. Amaç matematik bilen ve böylece gemiye
bilimsel seyir yaptıracak, mevki koyacak, rota çizecek mektepli zabit
yetiştirmekti. Daha sonra bu küçük yer, 1784 yılında Camialtı civarında birkaç
odayı kapsayan yeni bir binaya taşındı. 1789 yılında okul seyir ve gemi inşa bölümlerine ayrıldı ve 1822’de
Parmakkapı’daki Bıçkıhane binasına taşındı. Bugün Deniz Lisesinin yeri olan
Heybeliada deniz kışlasının içindeki Kalyoncu Köşküne 1834 yılında nakledildi. Ancak
kısa süre sonra Kasımpaşa’daki Cezayirli Gazi Hasan Paşa Konağı’na (Kasımpaşa
Deniz Hastanesi Binası) geri döndü ve adı Mekteb-i Fünun-u Bahriye oldu. (Bu
yıllarda okulun, Mekteb-i Bahriye-i Şahane, olarak da anıldığı görülmektedir.) Okul, 14 Aralık
1851 tarihinde tekrar Heybeliada’ya taşındı. 1861 yılından itibaren okula
alınan öğrenci sayısı artırıldı ve okul 4 yıl idadi (Lise), 2 yıl Harbiye, 2
yıl da eğitim gemilerinde staj olmak üzere 8 yıllık eğitim veren bir kurum
haline getirildi. Lise kavramı ile okulun karşılamasının 155 yıllık öyküsü
başlamış oldu.
Osmanlının en prestijli bilim
yuvası. II Abdülhamit döneminde her açıdan gerileyen okul, V Mehmet Reşat
döneminde toparlandı. Bu dönemde İngiliz
Bahriye Okulu esas alınarak, modern bir hale getirildi. Balkan savaşı
yıllarında, okulun mevcut eğitim sisteminde değişikliğe gidildi. Buna göre 4 yıl
süreli idadi (Lise) kısmından mezun
olanlar, 1 yıl okul gemisinde “deniz
talebesi” olarak, müteakiben 3 yıl donanmada “mühendis” olarak eğitim görüp daha sonra üsteğmen rütbesi ile asıl
görevlerine başladılar. Bu dönemde okul; “ada
mektebi” adıyla sadece eğitim açısından değil, sosyal hayat açısından da
ülkenin en nitelikli ve prestijli okulu olma özelliğini kazandı. Bu arada okul
1916-17 eğitim yılını ruhban okulu binasında geçirdi. Mondros mütarekesi
sonrası işgal yıllarında Heybeliada ve Bahriye Mektebi çok zor günler yaşadı. Tam
önüne Yunan Averof kruvazörü demirletildi. Tacizler oldu. Ancak kapanmadı. İşgal
yıllarında bir kısım öğrenci milli
mücadeleye katılmak üzere Anadolu’ya geçti. Cumhuriyetin ilan edilmesi ve ardından ‘’tevhid-i tedrisat’’ yasasının kabul edilmesi, okulun Bahriye Mektebi
(Deniz Harp Mektebi) ve İdadi (Lise)
olmak üzere ikiye bölünmesine sebep oldu. Böylece Lise bölümü Heybeliada’da,
Harp Mektebi bölümü Divanhane olarak
adlandırılan Kasımpaşa’daki eski Bahriye Nezareti binasına taşındı. Kasımpaşa’daki
okul talebi karşılayamadığından adaya geri dönüldü. 12 Ekim 1930 tarihinde
Deniz Harp Mektebi ve Lisesi adını alan okul Heybeliada’da eğitime devam etti.
1941’de II. Dünya Savaşı nedeniyle Mersin’e
taşındı. 1946 sonunda adaya geri döndü. 1948-1949 eğitim-öğretim yılında okulun
adı Deniz Harp Okulu ve Koleji Komutanlığı’na dönüşmüşse de 1954 yılında adı son
kez Deniz Harp Okulu ve Lisesi Komutanlığı oldu. 1963-1964 eğitim-öğretim
yılında Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi birbirinden ayrıldı. 1985 yılında
Deniz Harp Okulu Tuzla’ya taşındı. Heybeliada Liseyi bağrına basarak 3 asır
gören geleneği bozmadı.
Korutürk’ün Sözleri. 6’ncı cumhurbaşkanımız
3’üncü Deniz Kuvvetleri Komutanımız Fahri Korutürk’ ün okulumuzun 1973 yılında
200’üncü kuruluş yıldönümünde yayınlanan mesajı şöyle idi:
“200
üncü yıl.. Bu, şüphesiz büyük bir aşama.. Bugünün iki süper devletinden
birisinin, ABD’nin birliğini o tarihten üç yıl sonra tamamlamış olduğunu
düşünmek bile olayın inceliğini anlatmaya yetiyor. Kaldı ki bu olay batıya açılan pencereden gelen ilk ışıktır. ..Benim
de feyz almış olduğum ve yarım yüzyıl önceki hatıralarını daima muhafaza
ettiğim Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesinin, devletimizle birlikte payidar
olarak, Türk milletine, karakterli, milliyetçi ve çağdaş teknolojiye hakim
elemanlar yetiştirme görevini sürdürmesini gönülden diliyorum.’’
Tarihe Sadakat, Millete
Sadakat. İki dünya savaşına, mütareke ve işgal dönemine dayanabilmiş bu yuvayı
15 Temmuz ihanetine kurban etmeyin. ABD, Rusya, Fransa ve pek çok ülkede lise
seviyesinde ‘’Naval Preparatory School-
Donanma Hazırlık Okulu‘’ statüsü altında örnekleri olan Deniz Lisesini korumak
Cumhuriyet tarihinin yanısıra Osmanlı deniz tarihine de sadakattir. Tarihe
sadakat de millete sadakattir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder