18 Mart 2018 Pazar

Bir Kuşak Bir Yol ve Küreselleşme

Bir Kuşak Bir Yol ve Küreselleşme
19 Şubat 2018 tarihinde Suudi bayraklı 300 bin tonluk Shaden tankeri Meksika Körfezinden aldığı Amerikan petrol ürünlerini, Çin’in Rizhao Limanına götürmek üzere yola çıktı. Bu yük, iki ülke tarihinde bir rekor oldu. ABD ile Çin arasında Güney Çin Denizi başta olmak üzere pek çok alanda anlaşmazlık yaşanmasına ve yenisi yayınlanan Amerikan Milli Savunma Stratejisi belgesinde Çin’in tehdit olarak gösterilmesine rağmen iki rakip ülke arasında ticaret  artıyor.
Petrol İhracatçısı ABD. 2015 yılında 5 milyon varil olan ABD petrol ürünleri ihracatı 2016 yılında 75 milyon varil oldu. Bunun ana nedeni 2016 sonrası ABD’nin kaya gazı ve kaya petrolü sayesinde petrol ürünleri üretiminin artması ve 1975 tarihli ham petrol ihracatını yasaklayan (Gerald Ford) Enerji Politikası ve Koruması Kanununun (The Energy Policy and Conservation Act of 1975 (EPCA)) hafifletilmesidir. ABD her gün 10,5 milyon varil petrol üretiyor. 2016 yılında ihracat kararı alındığında ilk müşteriler Güney Kore ve Japonya olmuştu. Kimse Çin’in bir numaralı ithalatçı olacağını tahmin etmiyordu. Geçen Ocak ayı içinde ABD’den Çin’e, günde değeri 1 milyar dolara yakın 400 bin varil ham petrol ile değeri 300 milyon dolar civarında yarım milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatı gerçekleştirildi.
ABD Şahinleri Ne Düşünüyor? Bu ihracatın ABD–Çin dış ticaretinde ABD aleyhine olan ticaret açığını kapatmaya yönelik olmasına Trump Hükümetinin şahinleri karşı çıkmıyor. Her ne kadar Trump’ın 2017 Mart ayındaki Baş Stratejisti Steven Bannon, ‘’5-10 yıl içinde mutlaka Çin ile savaşacağız’’ demiş olsa da, Son 6 yıldır ABD ile Çin arasındaki ticaret dakikada 1 milyon dolar civarında. ABD 1978 yılından bu yana Washington Consensus (Uzlaşısı)  adı altında dünyaya neo liberal ekonomik sistemi dayattı. Bu sistemin özü dünya ekonomisini küreselleştirmekti. Bu uygulamanın sonuçları Çin’i ekonomik deve dönüştürürken aynı zamanda Çin’i küreselleşmenim lokomotifi yaptı. Bugün ABD’nin 6 trilyon dolar dış ve 14 trilyon dolar iç borcu var. Buna karşılık Çin 3,4 trilyon dolar değerindeki ABD hazine bonolarıyla en büyük alıcı durumunu koruyor. Bu rezervin Bir Kuşak Bir Yol (BRI/OBOR) projesi üzerinden ABD kontrolü dışında diğer ülkelere akışı önem arz ediyor. IMF’nin 2016’da Yuan’ı küresel çapta kullanılabilir para birimi olarak kabul etmesi de küreselleşmeye katkı sağlayan bir faktör oldu.
Küreselleşmenin Yeni Lideri Çin. Bir Kuşak Bir Yol girişimi, 21’inci yüzyılda küreselleşmenin en büyük projesi olacak. Çin ekonomisini güne, kuzey ve batı yönlerinde üç ayrı kuşakla Doğu ve Güney Asya, Afrika, Avrupa ve Latin Amerika’ya eklemleyen OBOR projesinde Türkiye dahil 76 ülke var. Bu ülkelerin toplam milli geliri 25 trilyon dolar. OBOR, Çin’in 100’üncü kuruluş yıldönümü olan 2049 yılına kadar 65 ülkede 4 trilyon dolarlık alt yapı yatırımını öngörüyor. Bugün itibarıyla 60 ülkede kabaca 1 trilyon dolarlık 900 proje yürütülüyor. Çin bu proje ile kömür, çelik, güneş enerjisi gibi alanlarda yeni müşteriler yaratırken, ABD dolarına olan bağlarını da azaltmayı hedefliyor. OBOR un etki alanına giren yerlerde hegemonya tarafından kışkırtılan ayrılıkçı hareketler, terör ve aşırı uçlarla mücadelede de önemli rol oynayacağı; az gelişmiş bölgelere refah getirecek olması küresel barışa büyük katkı sağlayacak. OBOR denizlere ve özellikle Malakka Boğazına bağımlı enerji ithalatını karaya çekerek Çin’in enerji güvenliğine de hizmet edecek. 
Ekonomik Çıkarlarla Askeri Çıkarlar Karşı karşıya . Küreselleşme bir Atlantik cephe ürünü idi. Ancak Çin, OBOR girişimi ile küreselleşmenin liderliğini alma yolunda ilerliyor. Bu da dünyayı 1978 doğumlu Washington Konsensüsünden Pekin Konsensüsüne dönüştürme eğilimini enerjilendiriyor. Diğer taraftan yapılan liman, demiryolu ve kara yolu alt yapı yatırımlarının askeri coğrafyayı etkilemesi de kaçınılmaz olacaktır. Bu kapsamda ABD tarafından geçen ay içinde açıklanan büyük güç rekabet (Great Power Competition) döneminde asıl hedefin BRI olacağını söylemek mümkün. Ancak ABD müesses nizamı (establishment) bu mücadelede Çin ile iç içe geçen ve her geçen gün artan karşılıklı finans ve ticaret bağımlılığını nasıl gözden çıkaracak?







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder