Yunanistan’ın Nafile Türkiye Kışkırtmaları
Türk – Yunan ilişkileri
tarihsel süreç içinde incelendiğinde uluslararası ilişkiler teorilerinin kalıplarına uymuyor. İngiltere, Fransa ve
Rusya desteği ile kuruldukları 1830 yılından sonra Osmanlı İmparatorluğu ile yaşadıkları 1897 ve
Balkan harplerinden galip çıktılar. Birinci Dünya Savaşı sonunda büyük hevesle
saldırdıkları Anadolu’dan büyük hezimetle atıldılar. 1922 yılı Türk ve Yunan
ordularının tarih sahnesindeki son hesaplaşması oldu.
32 Yıl
Kesintisiz Dostluk. Söz konusu hezimete rağmen, Büyük Atatürk batının yetiştirmesi bu küçük
ülkeye çok büyük ders vererek 1923-1955 arasında kesintisiz 32 yıl sürecek
Türk-Yunan dostluğunu kurdu. 32 yılın temel özelliği ilk 15 yılın Mustafa Kemal
sayesinde emperyalist tuzak ve manipülasyonlara kapalı tutulması; daha sonraki
8 yıllık dönemde İkinci Dünya Savaşının yaşanması ve son 9 yılda Yunan iç
savaşı (1946-1949) ve başta NATO olmak üzere yeni dünya düzeninin başlangıç kuruluşunda
her iki devletin Atlantik kampta yerini almış olmasıydı. İkinci Dünya Savaşında
önce İtalya sonra Alman işgalindeki Yunanistan’a Cumhuriyet Hükümetleri daima
yardım etti. Sadece gıda ve yakıt yardımı değildi temin edilen. Faşist Alman askerleri
ile savaşacak Yunan direnişçilerin pek çoğu Anadolu sahillerinde kurulan
kamplarda eğitildi. 1941 Büyük Kıtlığı sırasında Yunanistan’da binlerce kişi açlıktan
öldü. Doğan her 10 çocuktan sadece biri yaşayabildi. Türk halkı Yunanlıların
yanındaydı. Örneğin 1 Ekim 1941 tarihindeki Vatan Gazetesinde Yunanistan’a
yardım konusunda yayınlanan bir yazıda “ölen
kardeş̧ bir milletin ıstırabı karşısında”, ifadesi kullanılmıştı. Gerek
İkinci Dünya Savaşı, gerekse iç savaş yıllarında (1946-1949) Türkiye’den
sığınma isteyen Yunanlılara fakir Türkiye kapılarını açtı.
Zincirin
Koparılışı. Peki bu kadar iyi giden ilişkiler zinciri neden koparıldı? Husumet
tohumları neden atıldı? Her şey 1948 yılında Kıbrıs’ta Rumların İngilizlerin
önerdiği özerklik planını reddetmesiyle başladı. Enosis hortlamıştı.
Kıbrıs’taki soydaşlarımızın geleceği Türkiye’nin ufuk hattı içine girmişti.
1954 yılında konu BM’ye taşındığında Türkiye ve Yunanistan artık karşı
kamplardaydı. Bu durum İngiltere’nin işine geliyordu. Zira bağımsızlığa
ilerleyen Malta’daki deniz üssünü kaybetme sürecine başlayan İngiltere,
Kıbrıs’ta da aynı sonuçla karşılaşmak istemiyordu. Adadaki İngiltere karşıtı bağımsızlık
hareketinin enerjisi, Türk – Rum düşmanlığı ile dengelenmeliydi. İstanbul’daki 6-7
Eylül 1955 olayları tam da zamanında imdadına yetişti. Artık, 32 yıllık Türk
Yunan dostluk dönemi kapanmıştı. 3 yıllık iki yeni NATO üyesi komşu devlet,
artık güvenlik ve dış siyaset belgelerinde birbirlerini risk ve tehdit statüsüne
almışlardı.
Kıbrıs
ve Ege Gölgesi. Kıbrıs’ta 1963 kanlı Noel’inin yaşanması ve ardından gelen Türk
katliamları Türk Yunan ilişkilerini daha da kötüleştirdi. Bu süreç Ege Adalarının
silahlandırılması sonucunu getirdi. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Pandora’nın kutusu artık açılmıştı. Ardından
yaşanan Ege Denizi kıta sahanlığı ve karasuları sorunları ile hava sahası, FIR
(Uçuş Malumat Bölgesi), arama kurtarma bölge sınırları anlaşmazlıkları her
geçen gün artan gerilimleri günümüze kadar taşıdı. 1996 yılında yaşanan Kardak
krizi ile Yunanistan kaynaklı Ege sorunları Türkiye’nin egemenlik haklarına
tehdit teşkil eden boyutlara taşındı.
Doğu
Akdeniz’in Katkısı. 21’inci yüzyılda Ege sorunlarına bir kardeş geldi. Doğu Akdeniz deniz
yetki alanları sorunu taşıdığı stratejik ve ekonomik önceliler nedeni ile Ege
sorunlarının önüne geçti. Öyle ki Ege sorunlarında arkasındaki dış Avrupa/Atlantik
desteği pasif ve dolaylı tutumla kullanan Yunanistan, Doğu Akdeniz sorunlarında
artık açık ittifak modeline geçti. Yunan - İsrail; Yunan - ABD; Yunan - AB ve
Yunan - Mısır yakınlaşması o kadar süratli ilerliyor ki geçen hafta yayınlanan
Amerikan CSIS Raporu ABD-İsrail-Yunanistan ve GKRY arasında dörtlü ittifak
yapılmasını önerebiliyor. Ya da geçen hafta içinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne
yönelik 31 yıllık silah ambargosunun kaldırılması için ABD Senatosu’na tasarı
sunulabiliyor.
Yeni
Akdeniz Düzeni. Doğu Akdeniz’de bulunan doğal gaz ve petrol rezervleri ile sözde
Kürdistan hayalleri üzerinden yeni bir Akdeniz düzeni ortaya çıkıyor. Bu
şekillenmeleri Ortadoğu ve Kafkas petrolleri yüzünden Birinci Dünya Savaşı
öncesi Osmanlıya karşı düzenlenen kurgunun hazırlık safhasına benzetebiliriz.
Yeni Akdeniz düzeninin ayak sesleri askeri hazırlıklarda da büyük bir
gürültüyle duyuruluyor. GKRY ve Yunanistan’ın özellikle son bir yılda icra ettiği milli, davet ve çok taraflı
tatbikatların pek çoğunda artık Türkiye karşıtlığı gizlenmiyor. GKRY’nin 2016’da
icra ettiği en büyük, çok uluslu tatbikatının adı Nemesis; yani intikamdı. Yunanistan
son 14 ayda 18 tatbikat icra etti. Bunların 12’si birleşik statüde yani başka
ülke güçleriylerle icra edildi. ABD, İsrail, Mısır, GKRY, İngiltere, BAE ve
İtalya’nın da yer aldığı bu tatbikatların çoğu Türk Donanmasının Doğu Akdeniz
faaliyetlerinin caydırılması ya da Kardak benzeri egemenliği Yunanistan’a devredilmemiş
ada adacık ve kayalıklara yönelik Türkiye tezlerinin geri çekilmesini sağlamaya
yönelik tatbikatlardı. Yunanistan bu süreçte her zaman olduğu gibi
yeteneklerinin çok önünde jeopolitik bir hırs sergiliyor. Öyle ki Kasım 2017’de
Mısırla birlikte icra ettikleri ve Rodos adası kıyılarında gerçekleştirilen
amfibi tatbikatta küstahlığın zirvesine çıktılar. Askersizleştirilmiş statüdeki
adadaki tatbikata Mısır donanmasını davet etiler. Diğer yandan Mart
sonunda askersizleştirilmiş 12 adalar bölgesinde Pirpolitis (Kundakçı) isimli
tatbikat ile işgal edilen bir adayı geri alma tatbikatı yaptılar. Bu isim 19’uncu
yüzyıldaki Mora isyanında Türk savaş gemilerini yakan askerlere verilen isimdi.
Yunanistan’a
Sorular. Tekrar yazımızın başına dönelim. Yunanistan’a soruyorum. 32 yıllık
barış ve huzur dönemini yaratmak çok mu zor? Türkiye’yi AB ve Atlantik baskısı
altında silahlı çatışmaya kışkırtmak neden? Türkiye’nin hayati jeopolitik
çıkarlarından hangi hükümet iktidara gelirse gelsin vaz geçmesini nasıl
beklersiniz? Kıbrıs Barış Harekatı yıllarındaki Türkiye’nin savunma yetenekleri ile bugünü
kıyasladığınızda ne hissediyorsunuz?
Yunanistan’a
Tavsiyeler. Gelin jeopolitik hırsınızı kontrol altına alın. Ya da devlet
yeteneklerinizi geliştirin. Türkiye ile silahlı bir çatışmaya ne nüfusunuz; ne
ekonominiz; ne de savunma sanayiniz yeter. Aynı coğrafyada, aynı Akdeniz
kültüründe, 400 yıllık ortak kültür temelinde yaşamış olmanın gücü ile gelin
kendi içinizdeki fanatiklerin ve ABD ile AB manipülasyonlarından arının. 32 yılı yeniden yaratalım. Emin olun Atatürk bir 20 yıl daha yaşasaydı
belki de şu an sizinle federasyon kurmuştuk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder