Dünden Bugüne Vietnam Dersleri ve Suriye
Vietnam Savaşı üzerine
bugüne kadar çok şey yazıldı ve söylendi. Ancak bu savaşı siyasi askeri ve
psikososyal sonuçları ile incelemek ve zaman zaman geriye dönerek hatırlamak,
yeni dünya düzeninin kurulduğu; ABD’nin ani bir karar ile Suriye’den
çekileceğini ilan ettiği ve Savunma Bakanı Mattis’in istifa ettiği şu günlerde
çok önemli. Zira ABD, bugün de aynen Vietnam Savaşının son yıllarındaki gibi
ciddi kutuplaşma ve akıl karışıklığı içinde bir devlet.
Silah Lobisinin Savaşı. 1954 -1975 yılları
arasında, Vietnam halkının Amerikan savaşı dediği ikinci Hindi Çini savaşı
yaşandı. Bu savaşın hedefi ABD’nin Asya’da komünizmi çevrelemesiydi. Zira arkalarına
sahte bir oylama ile BM’yi almasına rağmen, Kore yarımadasında savaşın bittiği
1953 yılında, kuzeydeki komünist devletin kurulmasını önleyememişlerdi. 1949 yılında
Çin’in devasa komünist bir Asya devleti
olarak egemenliğini sağlamasından sonra Kuzey Kore, Asya’nın kalbinde
ikinci komünist bir devlet olarak doğmuştu.
Fanatik bir komünizm düşmanı olan ABD Başkanı Truman’a göre Vietnam
düşerse, Asya’nın domino taşları gibi komünizme teslimiyeti önlenemezdi. ABD, Fransa
yenilgisinden sonra 1954 yılında 18. Paralelin kuzeyinde kurulan Kuzeydeki
komünist Vietnam rejimini kapitalist Güney Vietnam’ı destekleyerek
değiştirmeliydi. Diğer yandan İkinci Dünya Savaşının muzaffer Amerikan ordusunu
besleyen dev silah sanayinin yeni savaşlara
ihtiyacı vardı. Birinci Hindi Çini savaşına uzak duran ABD, Vietnam Savaşına
müdahil olmalıydı. 1953 -1961 arasında Başkan olan Eisonhower önce danışmanlar
ve finansal yardımla işe başladı. Ancak doğrudan askeri yardımlar J.F. Kennedy zamanında (1961-1963) gerçekleşti. Savaş
boyunca 34 milyon sorti yapacak Amerikan helikopterlerinin ilk grubu 1961’de
Güneye konuşlandı. 1963’de başkan olan L.B. Johnson, aslında bu savaştan uzak durmak istiyordu.
Ancak temsil ettiği Demokrat Parti iktidarında Çin‘in komünist bir devlet
olarak kurulmasına izin verilmişti. Hata tekrar edilmemeliydi.
Kazanılmayacağı Bilinen Bir Savaş. Yanına SEATO
(Güneydoğu Asya Anlaşması Örgütü)nü de alan ABD, Kuzey Vietnam Ordusu ve
müttefiki Güney Vietnamlı Vietkong gerillalarına karşı önce vekalet savaşını, 1964
sonrası da doğrudan kendi savaşını başlattı. 1965’de 23 bin askeri olan ABD’nin
1967’de 540 bin askeri sahadaydı. Her sene 30 milyar dolar harcanıyordu. Hava
Kuvvetlerinin inanılmaz boyutlulardaki ateşgücü desteğine rağmen Johnson savaşı
sonlandıramadı. Zten kazanamayacaklarını biliyordu. (CIA emrindeki Rand
firmasının bu savaşın kazanılamayacağını 1967 yılında çok gizli bir raporla Başkana
bildirildiği 1971 yılında New York Times gazetesi tarafından açıklandı.) İktidara
gelmek için her türlü yalan ve dolanı kullanan Cumhuriyetçi R. Nixon, Vietnam’dan
asker çekme ve savaşı sonlandırma vaadiyle 1969’da iktidar oldu. O da savaşın
kazanılamayacağını biliyordu. Halkı sürekli barış ve asker çekme vaadiyle
kandıran Nixon, uzun bir süre kongre ve hatta bazı hükümet üyelerinin bile
haberi olmadan Laos ve Kamboçya’yı bombalattı. Amerikan askerleri tarafından işlenen
My Lai katliamı gibi ciddi savaş suçlarının cezasız kalmasına göz yumdu. Nixon,
sonunda Watergate skandalı ile istifaya zorlandı ve 1973 yılında yerini Gerald
Ford’a bıraktı. Ford, 1973 yılında Paris’te Kuzey Vietnam ile anlaşmaya vardı
ve ABD Vietnam’dan çekildi.
Uzun Bir Savaş. Bu savaş Afganistan
savaşına kadar ABD’nin en uzun savaşı oldu. Vietnam Savaşı, ABD’nin 19.
Yüzyıldaki iç savaştan sonra kendi içinde en çok bölündüğü bir savaş oldu. Dünyaya
yansımaları büyük oldu. Öyle ki küresel çapta 1968 üniversite gençliği başkaldırı
ve hareketlenmelerinin başlamasında bu savaş büyük rol oynadı. ABD’de
üniversite çağındaki gençlerin zorunlu askerlik hizmetine (draft) çağrılması ve
vatanlarından onbinlerce kilometre uzakta ölmelerini protesto ile 1964
sonrasında başlayan savaş karşıtı hareketler, Chicago, San Francisco, Detroit,
New York ve başkent Washington DC’de ordu ile halkı karşı karşıya getirecek, halkın
üzerine ateş açılacak, kadar ciddi ölümlü çatışma ortamını yarattı. Kuzey
Vietnam’ın zaferi ile sonuçlanan bu uzun savaşın sonunda ABD, 58 bin askerini kaybetti. Vietnam’ın
kaybı 2 milyon civarındaydı. Savaşı ölerek kazanmışlardı.
Bugüne dersler Vietnam Savaşı ABD
içinde birden çok ABD olduğunu ispat etmişti. Lobi ve çıkar grupları arasındaki
mücadele, ülkenin kaderini belirliyordu. Siyasi hedef birliği olmadığından her
kurum kendi içinde dağılıyordu. Amerikan Başkanları değil kendi halkına, kendi
hükümet üyelerine bile yalan söyleyebiliyordu. 1968 sonrası Vietnam’da savaşan
her 10 Amerikan askerinin yarısı uyuşturucu kullanıyordu ve emir komuta zinciri
darmadağınıktı. Sonuçta yenildiler. Vietnam Yenilgisi Amerikan halkının
toplumsal hafızasında kara bir leke olarak yerini hala koruyor. ABD Silahlı
Kuvvetleri Vietnam sonrası zorunlu askerliği kaldırdı ve paralı askerliğe geçti.
Buna rağmen Amerikan halkı savaşlarda kendi insan kayıplarını hala kabul
edemiyor. Geçen hafta ABD, Suriye’den çekilme kararı aldı. Bu karar önemlidir.
Ancak kalıcı olup olmadığını zaman ve eylemler gösterecektir. Zira hem Johnson
hem Nixon dönemlerinde zaman zaman Vietnam’dan kesin çekilme kararları alındığı
halde, pek çok kez uygulamadılar. Zira seçim baskıları ya da çıkar grupları
buna izin vermedi. Diğer yandan bu savaşta Kuzey Vietnam en büyük askeri
zaferlerini, ABD yönetiminin zayıf ve kararsız dönemlerinde kazanmıştı. Zira Amerikan yenilmezliğine inanmıyorlardı
ve Sovyetlerle Çin’den düzenli lojistik destek alıyorlardı. Yani hem kan, hem
demire sahiptiler. Bugün de Suriye’den çekilmenin ABD’de yarattığı fırtınayı
izliyoruz. ABD içindeki çıkar gruplarının bölgedeki vekil müttefikleri ile yakında
birbirlerine kuracağı komplolarda Türkiye asla oyuncu, yem, ya da kurban
olmamalıdır. Hükümetin ve devletin tüm enstrümanları bu amaca yönelik
soğukkanlılık ve akılcılığı sağlamak zorundadır. Bu süreçte ABD iç
süreçlerinden etkilenmeden ulusal çıkarlarımızın gerektirdiği stratejik
öncelikler asla göz ardı edilmemelidir. ABD’nin Suriye’de bulunma nedeninin hiç
bir hukuki gerekçeye dayanmadığını unutmadan, devletimizin savunma ve
güvenliğine yönelik hayati çıkarları korunmalıdır. Securitas
Populi est Suprema Lex.