21 Kasım 2016 Pazartesi

Karadeniz’de İstikrarın Anahtarı: Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi 80 Yaşında

Karadeniz’de İstikrarın Anahtarı: Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi 80 Yaşında
            9 Kasım 1936 günü 13 yaşındaki genç Cumhuriyet Türk Boğazlarını geri aldı. İstiklal Savaşı galibiyetine rağmen Lozan’da askersizleştirilen ve geçiş rejimi tamamen uluslararası Boğazlar Komisyonuna bırakılan Türk Boğazları, ebedi başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasi öngörüleri ve stratejisi sayesinde anavatanımıza eklendi. Son 80 yılda İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş, Soğuk Barış (1989-11 Eylül 2001) ve neocon’ların Terörle Küresel Savaş (GWOT) paradigması altında Geniş Karadeniz Bölgesindeki renkli devrimler ve kışkırtılmış silahlı çatışmalar dönemini atlatarak bugünlere geldi.
Savaş ve Krizlere Direnen bir Sözleşme. Bulgaristan ve Romanya’nın 2004’de NATO ve 2007 de AB üyesi olmaları sonrası dünya okyanus ve denizlerinin on binde biri kadar küçük bir alanı kapsayan Karadeniz, küresel jeopolitik çekişmelerin önemli ağırlık merkezlerinden birisi haline dönüştü. Özellikle Avrupa-Atlantik kaynaklı küresel siyasi ve ekonomik kışkırtma ve şoklara rağmen, Karadeniz’de mevcut deniz güvenlik rejiminin temelini oluşturan Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi Türkiye’nin sağlam duruşu ile hiçbir değişikliğe uğramadan yürürlükte kalmaya devam ediyor.
Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi Sempozyumu Geçen Hafta 9-10 Kasım 2106 tarihlerinde Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Araştırma ve Uygulama Merkezi (TURBAM) organizasyonunda, yabancı katılımcılarla birlikte icra edilen iki günlük sempozyum, gerek sunum yapan, gerekse tartışmalara katılan iştirakçilerle Montrö Sözleşmesini son yıllarda örneği görülmemiş detay ve kapsamda masaya yatırdı. Geçmişin tecrübe ve dersleri paralelinde geleceğe ışık tutarak, Mavi Vatanın Amiral Gemisi Türk Boğazları, jeopolitik, hukuki, savunma, güvenlik, emniyet, çevre ve ekonomik perspektiflerle ayrı incelenerek dünyaya önemli mesajlar verildi. (Sempozyum kayıtları için: http://www.deniztv.com/)
Ata’nın Ruhuna en Büyük Hediye. Montrö Sözleşmesinin bölücü (PKK) ve yıkıcı (FETÖ) iki ayrı terörle büyük mücadele veren  Anadolu’nun, Türk Boğazları ile stratejik savunmamızın hinterlandı Karadeniz’de barış, istikrar ve işbirliğine ne denli hayati katkı sağladığı tüm katılımcıların ortak fikri olarak  bir kez daha vurgulandı. 20 Temmuz 1936’da imzalanan sözleşmenin yürürlüğe girişinin tam 80’nci yaş gününde yani 9 Kasım 2016 günü kapsamlı bir sempozyumla değerlendirilmesi ve 10 Kasımda Atatürk’ün manevi huzurunda Lozan’ın mührü sayılan sözleşmenin, sonsuza kadar korunacağının defaten dile getirilmesi, Mustafa Kemal’in aziz ruhuna tazimle sunulan bir yemin oldu. Sempozyuma katılan Türk akademisyenler, amiraller, kaptanlar, hukukçular, bürokratlar ve fikir insanlarının yanısıra Rus hukukçu akademisyenlerin Montrö Türk Boğazları Sözleşmesinin Karadeniz’de son 80 yıldır oluşturduğu deniz güvenlik rejimine olan güven ve inançlarını dile getirmeleri,  Atlantik sistemin özellikle Karadeniz’in L’enfant Terrible ülkesi Romanya üzerinden geliştirdiği hesapsız maceralara önemli bir cevap oldu.
Romanya’nın Tehlikeli Oyunu. Romanya, son yıllarda Montrö Sözleşmesi ruhunun aksine Karadeniz’de NATO’nun sürekli deniz gücü bulundurmasını talep ediyor. Her zirveye bu konuda yeni önerilerle geliyor. 1991 Roma Zirvesi’nden sonraki en önemli zirvelerden biri olan ve FETÖ Darbe girişiminden tam bir hafta önce icra edilen 8-9 Temmuz 2016 tarihlerindeki Varşova Zirvesinde NATO, Rus tehdidini öne çıkararak yeni soğuk savaşı ilan etmiş, Karadeniz’in deniz boyutunu öne çıkarmıştı.  Ancak Karadeniz’de sürekli NATO denizgücü varlığı 26-27 Ekim 2016 tarihlerinde icra edilen NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda tekrar gündeme geldiyse de 15 Temmuz dersini alan Türkiye’nin diplomatik hamleleri ile ileri bir tarihe ötelendi. Romanya, Atlantik sistemin Karadeniz’deki fahri elçisi olarak boyutlarının ve yeteneklerinin çok üzerinde stratejik girişimlerde bulunmaya devam ediyor. Bu girişimlerin 21’nci yüzyılda Karadeniz’deki denge ve istikrara fayda sağlamayacağını göremiyor. Karadeniz’deki Montrö rejimine en büyük eleştirileri yapan ABD’de, Türkiye’nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’un 15 Haziran 2016 tarihinde, Washington’da, “Karadeniz’deki Değişen Askeri Denge” temalı panelde yaptığı konuşmayı Romenlere hatırlatalım:
“… 1936 tarihli Montrö Sözleşmesi Türkiye açısından büyük bir başarıdır. ABD ve diğer bazı müttefikler terörizm, kaçakçılık, gibi güvenlik endişeleri nedeniyle geçmişte  Karadeniz’in güvenliğini gündeme getirdiler, ancak Türkiye Türk Boğazlarına ilişkin olarak ne ABD’nin ne de diğer kıyıdaş ülkelerin bir rol üstlenmesine sıcak bakmadı, öte yandan, Karadeniz güvenliği ve kıyıdaş ülkeler arasında işbirliğinin geliştirilmesinde yönelik mekanizmalarını (KEİ,BLACKSEAFOR,KUH) geliştirilmesine öncülük etti.”
 Montrö rejimi Karadeniz’deki barışın anahtarı olmaya devam ediyor. Bu rejime sonsuza kadar sahip çıkmalıyız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder