22 Şubat 2017 Çarşamba

Türkiye’de Denizcileşme Merkezleri Yaygınlaştırılmalıdır.




Mavi Vatan

Amiral Cem Gürdeniz
Türkiye’de Denizcileşme Merkezleri Yaygınlaştırılmalıdır.
                  Türk insanı çocukluktan itibaren denizciliğe teşvik edilmeli, deniz korkusunu sevgiye ve tutkuya dönüştürmek için devlet desteği ile yüzme öğretilmeli; Türkiye genelinde ilköğretim çağından itibaren okullarda denizcilik bilinci aşılanmasına yönelik müfredat düzenlemesi yapılmalı, su sporları ve yelkencilik faaliyetleri geliştirilmelidir.”
                  2015 yılında Kırmızıkedi yayınevinden çıkardığım ‘’Mavi Uygarlık : Türkiye Denizcileşmelidir’’ isimli kitabımda vurgu yaptığım bu paragrafı hayata geçirmek için, Türkiye çapında ‘’Denizcileşme Merkezleri’’ kurulması gerektiğinin altını çizmiştim. Bu güzel deniz ülkesinde binlerce dernek, vakıf, birlik vb. olmasına rağmen Türk çocuklarının denizcileşmesine yönelik herhangi bir sivil toplum örgütü maalesef yok. Yelken, yüzme, kürek kulüpleri ile izcilik faaliyetleri  denizcileşmeye destek olmakla birlikte, bütüncül çerçevede denizcilik kültürünün özellikle alt gelir seviyesindeki aile çocuklarına verilmesinde etkin rol oynamıyor.
Denizde Boğulmak Kader mi? Ülkemizde her sene bine yakın genç ve çocuk yüzme bilmediğinden boğularak ölüyor. Geçtim Anadolu’yu, İstanbul’da milyonlarca çocuk, değil hayatında bir kez gemiye binmek, denizi görmeden yaşayabiliyor. Özellikle alt ve orta gelir düzeyindeki ailelerin çocuk ve gençlerini hedef alarak onları denizle buluşturmamız ve temel denizcilik kültürünü aktarmamız gerekiyor. İşte bu vizyon paralelinde Sarıyer Belediyesi ile müştereken Sarıyer Denizcileşme Merkezi (SDM) Projesini başlattık. Denizcilik Kültürü’nü çocuk ve gençlere aktarmak ve yaygınlaştırmak için uygulama ve eğitimlerin tamamen ücretsiz olarak verileceği “Denizcileşme Merkezi”  9 Aralık 2016 günü kuruldu. Bu projenin siyaset üstü bir devlet projesi olması gerektiğini vurgulamakta yarar var.
Tüm kıyı belediyelerine örnek olmalı. Gelecekte tüm kıyı şeridimize yayılmasını hedeflediğimiz bu projenin özü aslında dört haftalık süratli denizcileşmeye yönelik üç haftası pratik bir haftası teorik eğitim zincirinden oluşuyor. Önce bir hafta temel yüzme eğitimi. Sonra bir hafta temel kürek ve bir hafta yelken eğitimi. Kursun son haftası ise deniz çevresi ile deniz kültürüne yönelik konferanslar ve gemi/müze gezilerinden oluşuyor. İstanbul Boğazının en uzun sahil şeridi ve nüfusuna sahip Sarıyer’in Denizcileşme Merkezi bu noktada, geleneksel kürekçilik akımını da  başlatmaya hazırlanıyor. 1890 yılında İstanbul’da her 30 kişiye bir kürekli sandal düştüğünü de hatırlarsak bu girişimin boğazın unutulmaya yüz tutan bu seçkin geleneğini de sürdürmeye destek olacağı göz ardı edilmemelidir. Önümüzdeki yaz belki de İstanbul Boğazı’nda binler, kürek çekiyor olacak. Ülkemizde, yine pek bilinmedik bir hobi olarak karşımıza çıkan gemi modelciliği de SDM’nin ilgi alanında olacak. Kurulacak gemi modelciliği atölyesinde ücretsiz gemi model kursları verilecek.
Tamamen Gönüllülere Dayalı Girişim. Sarıyer Belediyesi Denizcileşme Merkezi’nin temelleri tamamı gönüllü olarak denizcilik okullarında okuyan gençler tarafından13 Nisan 2016 tarihinde atıldı. Sarıyer Belediyesinin Büyükdere’de SDM’ye yer tahsis etmesi, Belediyeye ait kapalı yüzme havuzunda yaz döneminde eğitimler için zaman ve yer tahsisinde bulunması, ayrıca kano, can yeleği, kurtarma botu tahsisatı ile iskele inşa ettirmesi çalışmaları hızlandırdı. Son olarak Deniz Kuvvetlerimizin aynı anda 12 gencin temel kürek ve yelken eğitimi görebileceği beş çifte yelkenli filika hibesinde bulunması SDM olanaklarını genişletti. Bu periyotta, SDM’nin resmen açılmamış olmasına rağmen tamamen gönüllü temelde büyük gayretler ile 600’ü aşkın çocuk ve genç kürek kültürü ile buluşturuldu. 2016 Yaz Spor Okulları’nın yüzme branşında 1000 kursiyere, alanında uzman eğitmenler eşliğinde yüzme dersleri verildi.
Bu girişim  Türkiye’nin tüm kıyılarına yayılmalıdır.  Bu köşede son 3 yıldır vurguladığım teoriyi bir daha vurgulamak isterim. Türkiye’nin uygarlaşması denizcileşmesi ile doğru orantılıdır. Denizcileşmek için her şeye sahibiz. Yani halk tabiri ile helva yapmak için her şey var. Futbol kulüplerine milyonlar akıtan belediyeler çok daha cüzi finansal la denizcileşme merkezlerini kurabilir. Gençleri denizin ve denizciliğin sonsuz olanaklar sağlayan ortamına çekebilirler. Bu küçük adımlar Anadolu gençliğini denize çekebilir. O gençleri denizcileştirebilir. Denizcileşmeyi başaran Anadolu, daha bağımsız, daha uygar, daha demokratik, daha akılcı, daha bilimsel, daha üretken, daha çalışkan, daha cesur, daha çevreci ve tüm bunların sonucunda daha zengin ve daha mutlu olacaktır.















13 Şubat 2017 Pazartesi

ABD Donanmasının 355 Gemi Planı Gerçekçi mi?





ABD  Donanmasının 355 Gemi Planı Gerçekçi mi?
                  15 Aralık 2016 tarihinde Amerikan Deniz Kuvvetleri yeni kuvvet yapısı dokümanını yayınladı. Bu plana göre donanmanın 355 gemiye sahip olması planlanıyor. Plan, denizdeki komutanların Amerikan askeri stratejisi gereği başarmaları gereken görevlere göre, sadece savaş zamanı değil, aynı zamanda barış zamanı dünya okyanus ve denizlerinde varlık gösterme faaliyetleri de göz önüne alınarak şekillendirilmiş bir plandı. ABD Deniz Kuvvetleri, her sene kuvvet yapısı değerlendirmesi yapar ve bir önceki yılı gözden geçirir. 2016 planı, 2015 yılında açıklanan 308 gemilik kuvvet yapısının değiştirilmiş haliydi. 2002 yılında ABD Deniz Kuvvetlerinin hedefinin 375 gemi olduğunu hatırlatalım. (Bu arada Reagan döneminde hedef 600 gemi idi.)
Yeni Plan 47 yeni gemi talep ediyor. Son yıllarda Amerikan Donanması 270 ile 290 arasında gemiye sahip olabildi. Bu durumu Başkan Trump seçim kampanyaları sırasında çok sert eleştirdi. Nitekim 2016 sonunda açıklanan yeni plan, seçim sonrası Trump’ın zaferi göz önüne alınarak hazırlanmış oldu. Ancak bu yapı aynı zamanda Obama zamanında açıklanan milli askeri strateji ile ulusal güvenlik stratejisin de gereğini yansıtıyor. Bu yapıya erişim için 47 yeni gemi inşası gerekiyor. Bu gemiler 18 yeni hücum denizaltısı (SSN), bir uçak gemisi, 16 büyük su üstü savaş gemisi (kruvazör, muhrip) dört amfibi gemi ve sekiz destek gemisini içeriyor.
Diğer taraftan 27 Ocak 2017 tarihinde Başkan Trump, Amerikan Silahlı Kuvvetlerini yeniden yapılandırmak için yeni ulusal güvenlik memorandumunu imzalayarak Kongreye gönderdi. Bu memoda Başkan, yeni Ulusal güvenlik stratejisinin yayınlanmasını ve sonrasında Savunma Bakanının Başkana ulusal güvenlilik ve savunma gereksinimlerini karşılayacak, stratejik esnekliğe sahip yeni bir strateji dokumanı üretmesini talep etti. İşte bu dokumanın 355 veya daha fazla sayıda bir donanma için somut gerekçe sağlaması bekleniyor. Uzmanlar tarafından 355 geminin harbe hazır gemi sayısı olduğu düşüncesi ile aslında 47 yerine 67 ilave gemi gerekeceği de hesaplanıyor. Bu durumda 12 uçak gemisi ihtiyacı doğuyor ki her beş senede yeni bir gemi yerine, bu kez her üç senede yeni uçak gemisi gerekiyor. Ancak bu şekilde 2030 yılında kadar 12 uçak gemisi idame edilebilecek. Benzer şekilde 2030 yılında kadar her sene 3 yeni hücum denizaltısı envantere girdiği takdirde 65 gemilik denizaltı yapısı korunabiliyor.
Bütçe Yetmiyor. Yeni kuvvet yapısı, 30 yıllık gemi inşa planında her sene 1,9 -2,3 ek gemi yapımını gerekli kılıyor. Bu da her sene 4,6 ile 5,1 milyar dolar  ek bütçe gerektiriyor. Eğer gelecek yıllarda 2011 yılında Bütçe Kontrol Kanunu ile belirlenmiş olan savunma harcama limitleri değiştirilmez ise bu kuvvet yapısına erişmek pek zor görünüyor. Tek seçenek Savunma Bakanlığının diğer kuvvetlere ait planlı tedarik ya da operatif faaliyetlerinden vaz geçmesi olarak görünüyor. Halen gemi inşa sanayi yetenek olarak 355 gemi hedefini mevcut dizaynlar üzerinden yakalamaya hazır. Ancak yen dizayn savaş gemileri istenirse gerek bütçe, gerek zamanlama hedeflerini tutturmak oldukça zor olacak.
Bütçe Krizi Kolay Aşılamıyor. Halen Amerikan Donanması çok ciddi bütçe sorunları le karşı karşıya. 7 Şubat 2017 günü Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Oramiral William Maron, yaptığı açıklamada bahara kadar harbe hazırlığa odaklanmış ek bir bütçe geçmediği takdirde, Deniz Kuvvetleri ve Deniz Piyadelerin uçuş yapamaz hale geleceğini ve ayrıca planlı bakım ve onarım zamanı gelen gemilerin tersanelere alınamayacağını açıkladı. Mevcut bütçe 28 Nisan 2017’de süresini dolduruyor. Yeni bütçe planlandığı şekilde onaylansa bile, Deniz Kuvvetlerine yetmiyor. Zira harcamalar arttı. Kısacası Deniz Kuvvetleri bütçesi denk gelmiyor. Trump radikal bir kararla Deniz Kuvvetleri bütçesini artırsa bile bunu ancak diğer projelerden keserek yapmak zorunda. Bu durumda Donanma Amiralleri öncelikle yeni gemi inşa projeleri yerine, mevcut gemilerin bakım ve onarımlarının yapılarak harbe hazırlık seviyesinin idamesini hedefliyorlar. Aksi takdirde durum vahim. Benzer bir durum 2016 yazında yaşanmış, deniz piyadelerin envanterdeki uçaklarının yedek parçalarını  temin edebilmeleri için gereken fonlar yetersiz kaldığından, askeri müzelerdeki uçaklardan parça söküldüğü bile iddia edilmişti. Ancak bu iddialar arasından şüphesiz en çok dikkat çekeni, halen 10 -kısa süre sonra 11 adet olacak- uçak gemisi varlığına rağmen, sadece altı gemiyi donatacak pilot ve uçak sayısına sahip olmalarıydı.
Stratejik arzular yeteneklerle dengelenmelidir. Kısacası Amerikan Donanmasının geleneksel gücünü korumasını Trump ve ekibi arzuluyor. Ancak şu an sorun Kongre Bütçe Ofisinin (CBO) bile 355 gemilik donanmaya erişmek için nasıl bir bütçe tahsisi yapacağını tam olarak bilmemesi. Rus ve Çin deniz güçlerinin soğuk savaş sonrası yaşanan mutlak Amerikan deniz hakimiyetine pek çok alanda meydan okuduğu bu dönemde güç mücadelesinin ABD’ye pahalıya mal olacağını söyleyebiliriz. Bu durumda Trump’ın retoriği, Amerikan savunma bütçesini ekonomik yetenekler dışında yükseltebilir mi ? Bunu zaman gösterecek.


Çin Donanmasını Açık Denizlere Çıkaran Amiral

Çin Donanmasını Açık Denizlere Çıkaran Amiral
                  17 Ocak 2017 günü 71 yaşındaki Çin Deniz Kuvvetleri (Halk Kurtuluş Ordusu Donanması) Komutanı Oramiral Wu Shengli emekli oldu. 11 yıldır kuvvet komutanlığı görevini yürütüyordu. Bu hizmet süresi  ile arada kısa kesintiler de olsa 1950 den 1979 yılına kadar 30 yıl kuvvet komutanlığı görevini  yürüten Oramiral Xiao Jinguang’ın rekorunu takip etmiş oldu. Emekliye ayrıldığı günlerde parlak kariyerini tarihsel  etkinliklerle noktaladı. Güney Çin Denizi’nde tartışmalı Xisha (Paracel) ve Nansha (Spratly) adalarının Çine katılmalarının 70’inci yıldönümü törenlerine katıldı. Aden Körfezinde Çin donanma unsurlarının sürekli varlık göstermeye başlamasının 8’inci yılını bölgedeki gemilere telekonferansla bağlanarak kutladı. 2016 yılı tamamlanırken Güney Çin denizinde Amerikan araştırma gemisi USNS Bowditch’in  araştırma dronuna el koyulması Amiral Wu’nun önemli manevralarından biri oldu. Ancak en önemli gösteri, Başkan Trump’ın Tek Çin politikasına karşı deklarasyon yapmasının ardından  23 Aralık günü geldi. Oramiral Wu, Çin tarihinde ilk kez Tayvan Boğazından geçerek Güney Çin Denizi’nde konuşlandırılan ilk uçak gemisi Liaoning’in köprü üstünden hava angajman eğitimlerini yönetti. Böylece  jübilesini çok anlamlı ve görkemli bir şekilde tamamlamış oldu.
Çin’in Gorshkov’u ya da Tirpitz’i. . Günümüzün Amiral Zheng-He’si olarak tanımlanabilecek başarılara imza atan Amiral Wu’nun başardıkları, 1956 ile 1985 yılları arasında kesintisiz 29 yıl Sovyet Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan Oramiral Sergei Gorshkov ya da 1897-1914 yılları arasında 17 yıl Alman Donanma Bakanlığını yürüten Amiral Von Tirpitz’e benzetilebilir. Gorshkov ve Tirpitz uyuyan iki dev kara devletini denizci devlete dönüştürme başarısını göstermiş söz konusu devletlerin donanmalarını açık deniz ve okyanuslara taşımıştı. Amiral Wu da Çin için Gorshkov ya da Tirpitz sayılabilir. Tarihte çok önemli bir yere sahip olacağı kesindir. Kariyerinde dikkat çeken en önemli gelişme 2012 yılında kendi yaş grubundaki havacı ve karacı tüm amiral ve generaller emekliye sevk edilirken, sadece onun görevine devam etmesi kararının alınması olmuştu. Zira Çin yüksek yönetimi denizcileşmenin ekonomik büyümenin gereği olduğunu ve okyanuslarda güven içinde olunmadığı sürece karada refah ve huzurun olmayacağı gerçeğinden hareketle Amiral Wu’ya donanmanın modernizasyonu ile okyanuslara açılımı emanet etme gereğini duymuş olmalıdır. Tabi ona en büyük desteğin Devlet Başkanı Xi Jinping’den geldiğini söyleyebiliriz.
Çin’i Okyanuslara çıkaran Amiral . Amiral Wu emekliye ayrılırken geride değil on yıl, beş yıl önce hayal edilemeyen gelişmeleri bıraktı. Donanmaya onun zamanında modern ve çok sayıda suüstü ve denizaltı gemisi katıldı. Çin, ilk uçak gemisine sahip oldu. İkinci uçak gemisi projesi onun zamanında başlatıldı.  Gelişmiş güdümlü mermi muhripleri, nükleer ve dizel elektrik denizaltılar, firkateynler,  modern amfibi gemiler, çok yetenekli açık deniz lojistik destek gemileri hizmete girdi. Ancak kuvvet yapısından daha önemli olan bu gücün kullanımıydı. 2008 yılından sonra Aden Körfezi ve Arap Denizi’nde sürekli varlık göstermeye başlandı. Tarihte ilk kez okyanus ötesi tahliye harekatı gerçekleştirildi. 2011 krizinde Çin vatandaşları Libya’dan tahliye edildi. Akdeniz, Karadeniz, Güney Çin Denizi’nde Çin-Rus ortak tatbikatları gerçekleştirildi. Bering Boğazı’nda ve Alaska açıklarında görev gruplarıyla varlık gösterildi. Hint Okyanusu’nda denizaltı karakolları başlatıldı. Baltık Denizinde ve Latin Amerika’da ilk kez resmi liman ziyaretleri gerçekleştirildi. Amiral Wu’nun geride bıraktığı en büyük miras, büyüttüğü deniz gücü ve üs zincirleri üzerinden Güney Çin Denizi’ndeki yetki alanlarını koruma kararlılığı ile 2014 yılında deklare edilen tek yol tek kuşak (OBOR) projesinin Batı Pasifik, Hint Okyanusu ve Arap Denizindeki deniz ulaştırma rotalarının güvenliğini sağlama yeteneğinin artmış olmasıdır. En önemlisi son 500 yıl içine kapanan Çin’in artık hiç dönmemek üzere  Pekin Uzlaşısı (Beijing Consensus) paralelinde okyanus ve denizlere geri dönmüş olmasıdır.
Yeni Kuvvet Komutanı. Yeni Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Shen Jinlong (60), bu göreve Güney Donanma Komutanlığından getirildi. En önemli özelliği Amerikalılarla icra edilen RİMPAC 2014 Tatbikatında görev almış ve 2016 Eylül ayında ABD’de yapılan Uluslararası Denizgücü Sempozyumuna katılmış olması. Yani Amerikalıları tanıyor. Ancak onun görevi Wu’dan daha zor olacak. Trump gibi tahmin edilemez, devlet adamı disiplini olmayan ve popülist politikalar için risk analizi yapmadan akıl dışı maceralara atılabilen bir başkanın döneminde Çin Donanması savaşa her geçen gün dünden daha hazır olmak zorunda.

 5.2.2017

1 Şubat 2017 Çarşamba

Denizci Mustafa Kemal Atatürk





Denizci Mustafa Kemal Atatürk
                  ‘’Dersimiz tarih idi ve öğretmenimiz Abdullah Bey bize ders veriyordu. Gazi, sınıfımıza girerek verilen tarih dersini dinledikten sonra bize dönerek: ‘’Dünyada denizcilik ile uğraşan en eski millet hangisi idi?’’ Diye bir soru sordu. Bir çoğumuz: ’’Finikeliler.’’ Diye cevapladık. Gazi, öğretmenimize dönerek: ‘’Bana bir Orta Asya haritası ile bir çubuk getirin.’’ Dedi. Orta Asya haritası getirildi ve yazı tahtası üzerine asıldı. Gazi, bize döndü ve elindeki çubuğu Orta Asya’nın büyük bir gölünü işaretleyerek sordu: ‘’Bu gölün adı nedir? Dedi. ‘’Baykal Gölü’dür.’’ Diye bağırdık. ‘’Bu gölün suyu tatlı mı, yoksa tuzlu mu? Söyleyin bakalım.’’ ‘’Tuzlu göldür’’. Diye cevapladık. ‘’O halde tuzlu su olduğuna göre bu göl neyin kalıntısıdır?’’ Dedi.  ‘’Denizin.’’ Devam etti.  ‘’Bu göl yerinde eskiden büyük bir deniz olduğuna ve bu denizin etrafında Türkler yaşamış olduğuna göre, dünyada en eski denizci millet, Türk Milleti’dir çocuklar. Bunu böyle bilin.’’ (Edirne Erkek Muallim Mektebi’nde Tarih Dersinde Cahit Günsel’in hatırası: Kaynak: Ahmet Bekir Palazoğlu, Başöğretmen Atatürk 1928-1938, Cilt :II, s.673)
                  Bu satırları okuyup bir devlet adamı, bir stratejist, bir komutan, bir diplomat, bir aydın ve bir baş öğretmen olarak Mustafa Kemal Atatürk’e hayran kalmamak mümkün müdür?
                  Denizci Devlet Adamı. Ait olduğu ulusun denizci yönünü öne çıkarabilmek için Baykal Gölünün tuzlu olduğu detayını o günün şartlarında kim yakalayabilirdi? Cumhuriyetin ilanından bir sene sonra Hamidiye kruvazörü jurnaline bırakalım karacı generalleri kaç denizci, kaç amiral, kaç devlet adamı aşağıdaki satırları dökebilirdi?
                   “......Hudutlarının mühim ve büyük aksamı deniz olan Türk Devleti’nin Donanması da mühim ve büyük olmak gerektir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır. Mükemmel ve kaadir bir Türk Donanmasına malik olmak gayedir. Bunun başlangıç noktası, savaş gemisi  tedarikinden evvel onları muvaffakıyetle sevk ve idareye muktedir kumandanlara, zabitlere, mütehassıslara malikiyettir......”(Hamidiye Kruvazörü Hatıra Defteri, 20 Eylül 1924)
                  Gerçekçi bir Stratejist. Aynı gezide Hamidiye subaylarına söyledikleri onun gerçekçiliğinin ve ulusa güveninin işaret fişekleri değil midir?          
                  “Dış pazarlardan satın alınan gemilerle donanma yapılamadığını siz de biliyorsunuz. Donanma sadece kıyıyı koruyacak bir kuvvet değil, bundan daha önemli olarak deniz yollarının güvenliğini sağlayacak bir kuvvettir. Anadolu’da yaşadıkça bu bakımdan ihtiyacımız daha büyüktür.  Evvela çekirdek bir donanma tedarik etmekle yetinip, deniz sanayi ve ticaretimizi geliştirmeliyiz. Bundan sonra memleket sanayiinden fışkıracak donanmayı yapmak da kolay olacaktır.  İlk beş senede kendimizi toplayıp devrimleri yaparız, ikinci beş senede dünyaya kendimizi tanıtırız. Üçüncü beş senede İngiliz kralına yurdumuzu ziyaret ettiririz.” (Kaynak:  Rasim Ünlü, “Atatürk’ün Hamidiye Savaş̧ Gemisi ile Karadeniz Seyahati (11-24 Eylül 1924)”, Altıncı Askeri Tarih Semineri Bildirileri II, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı yay., Ankara, 1999.)

                  Denizcileşme Teorisi. Vefatından bir yıl önce Türkiye’nin mavi uygarlık cephesindeki yerini alması gerektiğini şu konuşması ile haykırıyor, teorinin temellerini çatıyordu:
                  “Arkadaşlar! En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, türkün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız.”                ( TBMM  II. Dönem, II. Toplantı açılış yılı konuşması, 1 Kasım 1937)
                  Barış Temennisi. Mustafa Kemal’in denizcileşmemiz için gösterdiği hedefi her yönü ile yakalayabilen yegane devlet kurumu Cumhuriyet Donanması  oldu. 15 Temmuz 2016’da açığa çıkan FETÖ militanları 2007 sonrası parlamento ve hükümetin gözü önünde başvurdukları her türlü ihanet ve iftira saldırılarına rağmen Deniz Kuvvetlerinin rotasını, kimyasını ve geleceğini bozamadı. Kimsenin bozamayacağından da şüpheniz olmasın. Dileriz Atatürk’ün temennileri sadece denizcileşmemiz için değil, bulunduğumuz bölgede ve Doğu aleminde barış ve istikrar için de gerçekleşir. 1933 yılında bir sabah Mısır Büyükelçisi’ne, Çankaya sırtlarından doğmakta olan güneşi göstererek söyledikleri ile bu temennisini bir kez daha hatırlatalım:
                  ‘’Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız! Bugün, günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan, bütün doğu milletlerinin de uyanışını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak daha çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşları, şüphesiz ki ilerlemeye ve refaha yönelmiş olarak gerçekleşecektir. Bu milletler, bütün güçlüklere ve bütün engellere rağmen, bunları yenecekler ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerini, milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı alacaktır’’. (Dünya gazetesi, 20. 12. 1954)