
Mavi Vatan’dan Trablus’taki Emanetimiz Turgut Reis’e
Osmanlı Donanmasının Büyük Amirali Hızır Hayreddin Paşa
(Barbaros)'un ‘’benden daha ileridir’’ dediği Turgut Reis, Garp Ocakları
denizciliğinin yıldız bir lideri, korkusuz savaşçısı, Bodrum Karabağ (şimdiki
Turgutreis) doğumlu, üstün vasıflı bir Türk evladı idi. Hızır Hayreddin Paşa
dönemi sonrasında kısa bir dönem Osmanlı Donanmasına Kaptan-ı Derya olan, Avrupa
denizcilerine Dravgut/Dragut adıyla korku salan efsane denizcimiz, Amiral
olduğu halde tarih boyunca Turgut Paşa yerine Reis olarak anıldı. 23 Haziran
1565 tarihinde Malta kuşatması sırasında Saint Elmo kalesinde şehit düştü.
Cenazesi en yakın silah arkadaşı Kılıç Ali Paşa tarafından Libya’nın Trablus limanına
getirildi ve adına hazırlanan türbeye defnedildi.
Turgut Reis Trablus’ta Sonsuzluk Nöbetinde. Turgut Reis, ebedi istirhatgahının
bulunduğu Trablus’u 15 Ağustos 1551 tarihinde Osmanlı topraklarına katmıştı.
Yani bir fatih idi. Türbe 1912 yılına kadar Türk bayrağı altındaydı. İtalya
Savaşının sonunda Libya’yı kaybettik. Ancak Turgutreis’i unutmadık. Devletimiz
her dönem Turgutreis türbesine sahip çıktı. Son olarak 2007 yılında Deniz
Kuvvetlerimizin öncülüğünde türbe ciddi ve kapsamlı bir onarımdan geçirildi.
Bahriye’nin Güzel Adeti. Diğer yandan Trablus’ta 1954 yılından
itibaren çok anlamlı bir adet başlatıldı. O yılın yazında Savarona okul gemisi
ile açık deniz eğitimine çıkan Deniz Harp Okulu son sınıf öğrencileri,
Trablus’a yapılan liman ziyareti sırasında silahlı merasim taburu ile Türbe
önünde büyük bir anma töreni icra etti. Merasim taburu daha sonra şehir
merkezine gösteri yürüyüşü yaptı. Ziyaret adetimiz 1979 yılına kadar 2-3 yılda
bir tekrar edildi. Ben Deniz Harp Okulu son sınıf öğrencisi olarak bu gurur
verici törende 1979 Ağustosunda yerimi aldım. 1979 sonrası maalesef bu adet
tekrar etmedi. Libya ile ilişkiler kötüleşti. Halbuki, 1974 Kıbrıs Barış
Harekatımız esnasında en büyük desteği Libya’dan görmüştük. Harekat sonrasında
1978 yılına kadar devam eden ABD Ambargosunda Türkiye’ye karşılıksız en büyük
destek yine Libya’dan Kaddafi’den gelmişti.
Dostluğa Acı Darbe. Daha acısı, 11 Şubat 2011 Balyoz
tutuklamalarından kısa süre sonra emperyalizm, Libya’ya saldırdı. Fransa,
İngiltere ve ABD öncülüğünde Libya vahşi bir şekilde parçalandı. Maalesef
Türkiye, bu vahşi saldırıya muvazzaf amirallerinin 16’sı kumpas davadan tutuklu
ve TBMM tezkeresi henüz çıkmamışken, NATO emrine 4 fırkateyn, 1 yardımcı gemi
ve 1 denizaltı göndererek katıldı. Böylece tarihinde bir iç savaşa asla taraf
olmayan Cumhuriyet Donanması, Fransız-İngiliz ve ABD tasarımı olan tamamen
enerji kaynaklarının kontrolü odaklı Libya müdahalesinde taraf oldu. Trablus’taki
kutsal emanetimiz üzerinden NATO uçakları geçti. Şehir bombalandı.
Türbe Savaşta Hasar Gördü. Gerek iç savaş, gerekse NATO müdahalesi
sırasında türbe yıkılmadı, sanduka hasar görmedi, ancak dış binası ciddi hasar
gördü. Bugün kapsamlı bir bakıma ihtiyaç duyduğu biliniyor. Trablus’taki
Turgut Reis Türbesi, Mavi Vatanın Süleyman Şah Türbesidir.
Barbaros ve Turgutreis Buluştu. Barbaros’tan sonra en büyük
denizcimiz olan Turgutreis’in ruhu, 27 Kasım 2019 Türkiye-Libya mutabakat
muhtırası ile Akdeniz’deki Mavi Vatan sınırlarımızı güney batıda Türk Libya
kıyıdaşlığı çerçevesinde mühürlediğimiz şu günlerde emin olun mutlu ve
huzurludur. Artık Beşiktaş Meydanındaki Barbaros Hayreddin türbesi ile Trablus’taki
Turgutreis türbesi; Turgutreis’in Bodrum
kıyılarındaki anavatanı ile Trablus
kıyılarındaki ebedi istirahtgahı tuzlu su ve mavi vatan üzerinden buluşmuştur.
18 Millik Sınır Emperyalizme Dur Dedi. Girit doğusunda 18,6 deniz mili
uzunluğundaki ortak sınır, Mavi Vatanımıza yönelik emperyal saldırıya dur
demiş, Libya’dan Yunanistan’ın gasp ettiği 39 bin km karelik bir alanın
sahibine geri dönmesine neden olmuştur. Artık Libya’da hiç bir güç BM’nin
tanıdığı Mutabakat Hükümetinin ülkeye kazandırdığı bu geniş alanı Yunanistan’a
devretmeyecektir. Zira bu alan içinde çok zengin hidrokarbon kaynaklarının
varlığı bilinmektedir. Bu şekilde Türkiye, sadece Yunanistan’ın değil AB’nin
Yunanistan ve GKRY üzerinden Türkiye ve Libya’nın deniz alanlarına yönelik
emperyalist tasarımlarını bozmuştur.
Uluslararası Hukuka Saygı. Kabaca 19 millik bir sınırı içeren
bu anlaşma, Hakkaniyet; Coğrafyanın Üstünlüğü; Oransallık ve Kapatmama prensipleri
ile tam uyum içindedir. Doğu Akdeniz’de karşılıklı kıyıları bulunan Türkiye ve
Libya, hakkaniyet prensibine uygun olarak bu anlaşma ile deniz yetki alanlarını
adil bir biçimde paylaşmış; coğrafyanın üstünlüğü prensibi çerçevesinde Anadolu
ve Afrika ortay hattı kullanılmıştır. Dışişleri Bakanlığı 28 Kasım 2019’da Türk
kıta sahanlığı/MEB sınırlandırma koordinatları haritasını net bir şekilde
yayınlamıştır. Bu haritada 21 Eylül 2011 Türkiye KKTC Kıta Sahanlığı
sınırlandırma anlaşması; Mısır-Türkiye ana kara arası ortay hat; 27 Kasım 2019
Türkiye - Libya KS/MEB sınırlandırma anlaşmasına referans verilmiş,
sınırlandırmada Yunanistan’a ait adaların hiç birine kıta sahanlığı
verilmemiştir. Bu çerçevede 1977 tarihli İngiltere-Fransa; 1983 Gine-Gine
Bissau; 1982 Tunus-Libya; 1992 Kanada-Fransa Saint Pierre & Miquelon; 1999
Eritre-Yemen; 2012 Bangladeş ve Myanmar Davaları ile 2009 Romanya ile Ukrayna arasında
Karadeniz’deki deniz yetki alanlarının paylaşımına ilişkin uyuşmazlığa yönelik
Uluslararası Adalet Divanı ve Hakem Mahkemeleri kararları emsal alınmıştır.
Bundan sonraki adım şüphesiz
Türkiye’nin bu sınırları BM’ye deklare etmesi ve MEB ilanının gerçekleşmesidir.
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin sadece Mısır ile 17 Şubat 2003 tarihli
sınırlandırma anlaşmasını yaptıktan sonra 21 Mart 2003’den geçerli olmak üzere
2 Nisan 2004 tarihinde MEB ilan ettiğini hatırlatmak isterim.
Libya ve Akdeniz Kalkanı Harekatı. Artık Libya ile denizden sınırdaş
olmamız, 2006 yılından bu yana etkinlikle uyguladığımız Akdeniz Kalkanı Harekatının MEB içinde Libya
ile de koordine edilmesi seçeneğini ortaya çıkarmaktadır. 27 Kasım 2019 da
Libya ile Güvenlik ve Askeri işbirliği Mutabakat Muhtırası da imzalandığına
göre, artık Libya’nın Pakistan ve Ürdün gibi Akdeniz Kalkanı Harekatında en
azından gözlemci olarak yer alması neden sağlanmasın? Diğer yandan, Libya’da
durum sakinleştikçe Deniz Harp Okulumuzun eski adetini tekrar başlatması ve
Deniz Harp Okulu leventlerinin Akdeniz tarihinin bu şanlı Amiralinin türbesini
her sene ziyaret etmesi, Cumhuriyet Donanması içindeki yıkılmaz Garp Ocakları
ruhuna şüphesiz büyük enerji verecektir.
Bu yazımızı tüm Garp Ocakları
şehitlerine saygı ve rahmetle Yahya Kemal Bayatlı’nın dizleri ile bitirelim.
Deniz ufkunda bu top sesleri
nerden geliyor? Barbaros, belki donanmayla seferden geliyor! Adalar'dan mı?
Tunus'tan mı, Cezayir'den mi? Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi. Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; O mübarek
gemiler hangi seherden geliyor?

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder