FETÖ Darbe Teşebbüsünün Dış Güvenlik
Sonuçları
Geçen
yazımın ilk cümlesinde ‘’Temmuz ayı Türkiye Cumhuriyeti
jeopolitiğinde en önemli olayların yaşandığı bir aydır’’ şeklindeydi. 15 Temmuz gecesi yaşanan ve başarısızlıkla
sonuçlanan FETÖ Darbesi Türkiye’nin jeopolitik geleceğini şekillendirecek bir
yolu açtı. Türkiye’de artık hiç bir şey
eskisi gibi olmayacaktır. Zira darbe başarılı olsaydı bugün acımasız bir iç
savaşın yaşandığı bambaşka bir ülkede olacaktık. FETÖ darbesi bir kalkışmadan
öte kendi halkına ateş gücü kullanan bir terör hareketidir. Aynı zamanda bir iç savaş başlatmayı
hedeflemiştir. Darbede aynı zamanda bir NATO üssü olan İncirlik Üssünün
kullanılması ve FETÖ Merkez üssünün ABD Pennsylvania’da olması Türkiye’nin
Atlantik çerçeveli gözlüğünde ciddi kırılmalar yaratmıştır.
Ralph Peters Çok Üzgün. ABD’deki FOX Televizyon kanalının askeri analisti ve aynı
zamanda 2006 yılının BOP sınırlarını
gösteren kötü şöhretli ‘’Blood Borders’’ isimli kitabın yazarı Emekli Yarbay Ralph Peters darbenin
ilk saatlerinde darbeyi överek, ABD’nin darbecileri desteklemesini istedi.
Darbecileri iyi insanlar ‘’Good guys’’ olarak tanımlayarak, onları Tanrının kutsamasını (God
Bless) diledi. Daha da ileri giderek ‘’Obama
bu aşamada çenesini kapasın. Darbe yapanlar bizim tarafta’’ dedi.
Hortlatılmaya Çalışılan
Sevr Ruhu. Eğer darbe başarılı olsaydı
bugün güneydoğudan Kıbrıs’a, Irak’tan Suriye’ye, Ege’den Karadeniz’e, Lozan’dan
Montrö’ye her alanda Sevr ruhunun 21’inci yüzyıl hortlağı ile karşı karşıya
kalıyor olacaktık. Olayın vahim boyutunu başka bir örnekle açıklayalım. Güney Kıbrıs Rum Kesiminde eski Demokratik Seferberlik
Partisi (DİSİ) Milletvekili Hristos Rotsas, “Türkiye’deki darbe
gecesi büyük bir fırsat kaçırıldı. Esir Kıbrıs 42 yıl eli-ayağı bağlı pasif
oturmasaydı, dün gece belki de Kıbrıs’ın gecesi olacaktı... Attila’ya
Saldırabilirdik. Büyük fırsat kaçırdık” dedi.
Kanserin
Terminal Safhası. FETÖ Darbe teşebbüsü 30 yıllık
bir kanserin terminal safhasıdır. Ancak beden bu ölümcül safhayı atlatmıştır.
Bu safhayı milletin direnci, TSK’da hala ayakta kalabilen vatansever kadroların
ihanet sürecine katılmayı reddetmesi ve hükümetin çok önceden emniyette yaptığı
büyük FETÖ temizliği sayesinde atlatabildik. Ancak asıl sorun terminal safhayı
atlatabilen bedenin tekrar ayağa kalkıp eski gücüne derhal gelebilmesidir.
Ateş
Çemberi içindeyiz. Güneydoğumuzdaki PKK terörü
devam etmektedir. PKK’nın Suriye’deki kolu PYD Türkiye’nin düşmanı, ABD ve
NATO’nun müttefikidir. İŞİD ile güneyimizde mücadele üzerinden Akdeniz’e erişen
Kürt Koridorunun tesisi ve bağımsız Kürdistan’ın ilanı Türk jeopolitiğine büyük
tehdit oluşturmaktadır. Benzer şeklide Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki hak ve
çıkarlarımız mevcut askeri politik konjonktür paralelinde ciddi tehlike
altındadır. Montrö Sözleşmesinin varlığına
rağmen 8-9 Temmuz NATO zirvesi sonuç bildirgesinde Karadeniz’de NATO deniz
varlığının artırılması çağrısının yapılması Karadeniz’de NATO’nun yeni macera
arayışına somut delildir. Bu yaklaşım zaten Montrö Sözleşmesi’ne her zaman
şüphe, kuşku ve kötü gözle bakan NATO çevrelerinin önümüzdeki dönemdeki
yaklaşımlarının ip uçlarını da vermiştir. Ege’de işgal altındaki Kardak benzeri
ada, adacık ve kayalıklarda Yunanistan’ın devlet uygulamaları devam etmektedir.
Her ne kadar Uluslararası Adalet Divanı Sürekli Hakem Mahkemesinin Filipinler
Çin davasında verdiği karar Türkiye’nin Ege’deki pozisyonuna uygun sonuçlar
yaratmış olsa da Yunanistan’ın devlet uygulamaları önümüzdeki dönemde
artacaktır. Doğu Akdeniz’de bize
dayatılan münhasır ekonomik bölge sınırlarında değişiklik söz konusu değildir.
TSK
Kan kaybettirilmemelidir. FETÖ’nün alçak darbesi en büyük hasarı
Mehmetçik kavramına ve ordu millet bağının kopartılmasına vermiştir. Bu durumu
gören CİA’nın gölge düşünce kuruluşu STRATFOR 18 Temmuzda yayınladığı bir
değerlendirmede ellerini ovuşturarak bu darbe teşebbüsünün TSK’da birlik
bütünlüğü ve morali eriteceğini ve yeteneklerini azaltacağını iddia ediyor. Daha
da ileri giderek ‘’Türk ordusu şimdi içine kapanarak darbenin zararlı
sonuçları ve iktidar partisine yönelik tehdit ile uğraşacak. Ordunun
toparlanması yıllar alacaktır. Ancak Türkiye bu yıllara sahip değildir.
Bölgedeki istikrarsızlık her geçen gün derinleşiyor ve Türkiye’nin bu karmaşayı
kontrol altına almaya ve durumunu
güçlendirmeye ihtiyacı var’ diyor. NATO’nun eski yüksek komutanlarından Amerikalı
Oramiral (E) James Stavridis de, 18 Temmuzda FP Dergisinde yazdığı makalede
ordunun savaş yeteneğinin düşmesinin NATO’yu menfi yönde etkileyeceğinden dem vuruyor.
Çemberi Kırmalıyız. Kısacası Türkiye bir ateş çemberi içindedir. İçerdeki
ihanet çemberi kırılmıştır. Ancak kısa sürede ordunun iç temizliği sağlanıp,
eski caydırıcılığı ve harbe hazırlık sağlanmaz ise devletin karşılaşacağı
jeopolitik tehditler katlanarak artacaktır. Bu durumun önüne geçmek için en
kısa sürede FETÖ temizliğinin yapılarak silahlı kuvvetlerde karşılıklı güven ve
saygı ortamının yeniden tesisi; planlı eğitim ve tatbikat programlarına geri
dönülmesi, planlı keşif karakol seyir ve uçuşlarının başlatılması
gerekmektedir. Ancak bu tedbirler kadar önemli olan planlı bakım ve onarım
süreçlerinin aksatılmamasıdır. Unutmayalım İran devrimi olduktan kısa süre
sonra başlayan Irak saldırısında İran’ın en büyük zayıflığı tank, gemi ve
uçaklarını yedek parça eksikliği ve bakımsızlıktan kullanamaması olmuştu.
Donanma
en kısa zamanda Denizlerine Dönmelidir. Donanmamızın
ispatlanmış en büyük caydırıcı refleksi 420 personelini, ana üssünü ve
tersanesinin büyük bölümünü yitirdiği 1999 Gölcük depreminden 9 hafta sonra
savaş gemilerimizin tam kadro
Ege’de büyük bir tatbikata başlamasıydı. Unutmayın bu donanma daha önce de 1996
Kardak krizinde 24 saat içinde Ege’de tüm yayılmasını tamamlamış, 20 Temmuz
1974’te 120 saatlik bir hazırlık sonrası Kıbrıs’ta kıyı başını tutabilmişti. Bu
zor dönemi de vatansever, demokrasi bağlısı gerçek denizciler ile atlatmalıdır.
FETÖ temizliği sırasında donanmanın Haliç Donanmasına dönüşmesine izin
verilmemelidir. Türkiye’nin düşmanları 15 Temmuz darbesinin birinci perdesi
olan Balyoz ve diğer kumpas davalarda
Deniz Kuvvetlerini hedefe oturtmuş ve toplu tutuklamaların yaşandığı 11
Şubat 2011 gecesi bayram yapmıştı. Balyozu çökerttik.
FETÖ kanserini de çökertmeliyiz. Zaman birlik olma
zamanıdır. Zaman yurtseverlerin ideolojileri ne olursa olsun el ele verme
zamanıdır. Zaman iç kavgaları hesaplaşmaları dondurmak zamanıdır. Zaman Sakarya
ve Dumlupınar zamanıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder