30 Nisan 2018 Pazartesi

AB’nin Bir Kuşak - Bir Yol (OBOR)’da ilk İtir

Description: IMG_0131
AB’nin Bir Kuşak - Bir Yol (OBOR)’da ilk İtirazı
Uzak Asya’da çok önemli gelişmeler yaşanıyor. İki Kore liderinin hafta içindeki tarihi buluşması bölgesel ve küresel barış için çok büyük önem arz ediyor. İki lider, Kore yarımadasının nükleer silahlardan arındırılması ve iki devlet arasında karada, havada ve denizde askeri çatışmaya neden olabilecek düşmanlıklardan vaz geçecekler konusunda anlaştılar. İşin özü Kore yarımadasında süper güçler için Koreli yani kardeş kanı dökmeyeceklerini teyit ettiler. Bu buluşmanın asıl amacının Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan vaz geçmesine odaklandığı biliniyor. Diğer yandan Kuzey Kore’nin bu büyük taviz karşılığında Güney Kore’de bulunan Amerikan güçlerinin kısmen de olsa geri çekilmesi konusunda kazancı olup olmadığı bilinmiyor. Ancak Kuzey Kore liderinin Güney Kore’de sempati kazanacağı ve bu yakınlaşmanın her geçen gün artan Amerikan aleyhtarlığının da etkisi ile Güney Kore - ABD ilişkilerini sarsabileceği bir gerçek. Yeni durum Çin’in jeopolitik güvenliğini de her koşulda etkileyecektir. Zira bölünmüş Kore, bugüne kadar Çin jeopolitiğine hizmet etti. Birleşik ve Amerikan etki alanına girmiş Kore, Çin’in yumuşak karnını oluşturur. Diğer taraftan Kuzey Kore ile Güney Kore gelecekte birleşir ve Amerikan üsleri geri çekilirse bu Çin için büyük başarı olur. Her koşulda yeni durum, jeopolitik olduğu kadar ekonomik sonuçları da tetikleyecektir. Ekonomi devi Çin’in yanı başında gerçekleşen bu buluşma, şüphesiz OBOR girişimini etkileyecektir.
AB Raporu OBOR’u Eleştiriyor. Diğer yandan Çin ile Avrupa birliği arasındaki bir kuşak - bir yol  (OBOR) girişiminin balayı safhasının sona ermeye başladığının sinyalleri geliyor. Geçtiğimiz hafta Pekin’deki 27 Avrupa Birliği ülkesinin büyükelçileri (Macaristan hariç) ilk kez OBOR projesini eleştiren bir rapora imza attılar. Raporda OBOR’un adil olmayan küresel bir ticaret ortamı yarattığını, Çin’in büyük devlet firmalarını rekabeti bozacak şekilde avantajlı bir konuma getirdiğini dile getirdiler. AB, jeopolitik sonuçları olan OBOR girişiminin,  Çin’in empoze ettiği şartlar altında gelişmesinden rahatsızlık duymaya başlıyor. Her ne kadar günümüzde AB’nin Çin politikası karşılıklı ticarette aleyhlerine olan dengesizliği düzeltmeye yönelik olsa da OBOR girişiminin etkinliğini artırması ile mevcut durum  tam aksine söz konusu açığı daha da artıracak görünüyor. Avrupa için en önemli endişe alanı ‘’Bir Yol’’ yani Deniz İpek Yolu bacağında oluşuyor. Çeşitli nedenleri var.

Mavi Ekonomi Büyüyor. Deniz ipek yolu sadece Çin’den Avrupa’ya gelen deniz ulaştırma rotalarından oluşmuyor. Aynı zamanda bu limanları Avrupa içlerine bağlayan entegre demiryolları projelerinden de oluşuyor. Bu demiryolları da AB fonları ile değil, Çin finansmanı ve sübvansiyonu ile işliyor. Çin’in mavi ekonomi adını verdiği denizcilik ekonomisinin hacmi dünyanın ilk 15 büyük ekonomisi arasında yer alıyor. Bu hacim, Çin’in milli gelirinin sadece %10’u civarında bir değer olsa da Çin’in denizleri daha çok kullanmasına neden oluyor. Çin’in mavi ekonomi için sloganı ‘’yenilikçilik ve küresel liderlik’’ tir.  Küresel liderlik geniş perspektif ve orta vadede Çin’e rekabette büyük avantaj sağlıyor. Örneğin, Çin’in COSCO gibi büyük kamu şirketlerinin AB ülkelerindeki liman ya da demir/kara yolu yatırımları bu ülkelerin ulaştırma giderlerinde çok ciddi tasarruflar yaratıyor. Ancak Çin’in bu tip yatırım alanlarını seçmedeki siyasi tercihleri Avrupa’da hassasiyet yaratıyor.  Benzer şekilde Çin’in yüksek teknoloji alanında ‘’Çin yapımı 2025-Made in China 2015’’ sloganı adı altında denizcilik sektörünü yüksek teknoloji alanına bağlaması ve özellikle lüks yolcu gemileri inşasında öne çıkması Avrupalı gemi inşa sektörünü son derece rahatsız ediyor. Benzer durum yakında denizlerde derin su sismik araştırma ve keşif-sondaj teknolojilerinde yaşanabilecek.

OBOR, AB Ülkelerini Bölüyor. Yukarıda örneklenen durumlar sadece Çin-AB ekonomileri arasında değil, AB ülkeleri arasında da ciddi rekabet yaratıyor. Daha da öte AB ülkeleri arasında bölünmeye neden oluyor. Örneğin 2017  Haziran ayında AB’nin BM nezdinde gündeme getirdiği insan hakları raporunu Yunanistan, Çin Lehine veto etti.  Yunanistan bu vetoyu tamamen ekonomik nedenlerle yapmıştı. Çin’in en büyük denizcilik firması COSCO’nun 2016 yılında pire limanının %51’lik hissesini 281 milyon €’ya satın alması ve bu limanı Asya ve Avrupa arasındaki ana düğüm limanına dönüştürme kararı almış olması asıl nedendi.
Yunanistan Çin’e Ortak Olamaz. Brexit hezimetinin ve kendi içinde ekonomik güçlükler ile  zorlanan AB ülkelerinin pek çoğu için OBOR can simidi niteliğinde. Macarlar ve Polonyalılar gibi nispeten fakir ülkeler, Çin’i AB’den daha yakın ekonomik ortak olarak görmeye başlıyorlar. Bu nedenledir ki 2012 yılında Çin ile yakınlaşma için kurulan CEE 16+1 platformu (Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri+ Çin) OBOR’da önemli ortaklıklar ve projeler geliştiriyor. Pek çoğu eski Varşova Paktı ülkesi olan bu AB üyelerinin demiryolu ve yolları yenilenmeye muhtaç. Geçen haftaki rapora Macaristan dışındaki AB üyeleri imza attılar. Buna Yunanistan da dahil. Şimdi merak edilen Çin’in bu yumuşak uyarıyı nasıl değerlendireceğidir. Zira Avrupa’ya giriş limanı olarak seçtiği Pire limanının sahibi Yunanistan gelecekte Batı ile Çin arasında ABD baskısından kaynaklanan Çin aleyhine bir ambargo kararı alındığında baskılara dayanamaz. Umarım Çin bu dersi almıştır. Pire yerine Çandarlı Limanımız Çin’e çok daha güvenilir bir giriş limanı olacaktır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder