Mavi Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
Rubicon
Geçildi.
Julius Sezar MÖ 49 yılında Roma’nın kuzeyindeki Rubicon nehrini
geçtiğinde rakibi Pompei’ye ‘’Lacta Alea
Est- Zar Atıldı’’ demişti. Artık ‘’Ok
Yaydan Çıkmıştı.’’ Bu sözün söylenmesine neden olan eylem, yani ‘’Rubicon’un geçilmesi‘’ geri dönüş yok
anlamıyla bütünleşerek günümüze kadar geldi. Jeopolitik çerçevede
kullanılabilecek özelliklere sahip bir kavram olarak günümüzü de tarif ediyor.
Tek Kutupluluk Dönemi Sona Erdi. Avrupa-Atlantik
temelli hegemonyanın 1990’lı yıllardan bu yana sürdürdüğü tek kutupluluğun
yerini çok kutupluluk sancılı bir şekilde aldı. Günümüzde tek kutuplu ABD
liderliği artık pek çok alanda geri çekiliyor. Bu kez Rubicon’u geçen Avrasya
sistemi. Rusya ve Çin ittifakı her alanda ABD liderliğini zorluyor. Yeni
ittifak sistemlerinin doğmasını tetikliyor. ŞİÖ ve BRICS (Brezilya, Rusya,
Hindistan, Çin, Güney Afrika) ile Çin’in BRI (Kuşak ve Yol) girişiminin
yarattığı ekonomik birliktelikler yeni jeopolitik haritada hayat bulan tipik
örnekler. Avrasya’nın oluşturduğu yüksek basınç, Atlantik sistemde de fay
kırılmasına neden oluyor. ABD - Kanada arasında devam eden huzursuzluk; AB’nin
PESCO kararları ile kendi savunma sistemine sahiplik iradesinin öne çıkması;
AB’nin kendi içinde yeni ağırlık merkezlerine bölünmesi; İngiltere’nin AB’den
ayrılması; Commonwealth’in Anglosakson üyelerinin bir araya gelerek yeni
jeopolitik ağırlık merkezi kurma girişimleri (CANZUK - Kanada, Avustralya, Yeni
Zelanda ve İngiltere) son zamanların en önemli gelişmeleri.
Hegemonyanın Kanlı EI Değiştirmesi. Diğer
taraftan neoliberal sistemin omurgasını teşkil eden Atlantik liderliği, ne
pahasına olursa olsun tek kutuplu sistemi sürdürmenin yol ve yöntemlerini
acımasızca her alanda deniyor. Yöntemler rakibin gücü ile orantılı olarak
değişiyor. Rusya ve Çin gibi BM Güvenlik Konseyi Daimi üyesi kıtasal nükleer
güçlere uygulanan yöntemlerle diğerlerine uygulanan yöntemler arasında fark
oluyor. Güçlü ülkelere karşı başta NATO üzerinden olmak üzere askeri meydan
okumalar; çok büyük çaplı tatbikatlar; siber saldırılar; oyun değiştirici
özelliklere sahip silahlanma programları; ikili/çoklu bölgesel askeri işbirliği
antlaşmaları; yabancı topraklarda askeri üs tesisi; ganbot diplomasisi; örtülü
darbe girişimleri; diplomasi savaşları; ekonomik baskılar; kota, gümrük ve kur
savaşları her gün son dakika haberleri olarak karşımıza çıkıyor. Diğer taraftan
11 Eylül 2001’den itibaren hegemonyanın en kullanışlı kanlı müdahale
enstrümanına dönüşen terörle savaş paradigması, bu yöntem üzerinden stratejik
bir sonuç alınamamasına rağmen devam ediyor. Suriye’den Yemen’e; Gazze’den
Kabil’e özellikle Müslüman dünyasında bu sürecin kanlı sonuçlarını vekil
savaşları üzerinden görüyoruz. Paramparça ve her alanda geri kalmış durumdaki İslam
alemi 1500 yıl öncesinin teolojik, felsefi ve şer’i çelişki ve tartışmalarını
suni hücrenin, yapay zekanın ve kuantum bilgisayarlarının bir kısım örneklerini
teşkil ettiği akıl almaz hızda ilerleyen bilim ve teknolojinin varlığına rağmen
sürdürüyor ve böylece hegemonyanın kolay lokması olmaya devam ediyor. Zira
emperyalizmin altın kuralıdır. Böler ve
yönetir. Bir araya gelemeyen, örgütlü güç oluşturamayan, bilimsel devrimlerin
ardında kalan devlet ve toplumlar da daima acı çekerler.
Yeni Satranç Hamleleri. Kanlı
stratejilerin bir eşik altı olarak ekonomik baskılar, ambargo ve ablukalar
İran, Rusya ve Çin örneklerinde yaşandığı üzere her yerde deneniyor. Bu arada sert güç uygulamasının bir alt
seviyesi olan tatbikat ve ganbot diplomasisi uygulamaları da satranç hamleleri
gibi sergileniyor. Geçen haftalarda Çin’in ABD Savaş Gemisi USS Wasp’ın Hong
Kong liman ziyaretini son anda iptal etmesinin ardından USS Decautur’un Güney
Çin Denizinde Çin karasuyu ihlali yapması
ve iki devletten üst seviyede yapılan sert açıklamalar dikkat çekti. Bu
arada NATO’nun Norveç kıyılarında ve Kuzey Denizinde icra edeceği Trident
Juncture 2018 tatbikatına birlik
intikalleri tamamlanmak üzere. 25 Ekim - 7 Kasım 2018 tarihleri arasında icra
edilecek tatbikat son yılların en büyüğü olacak. 30 ülkeden 40,000 asker, 70 savaş gemisi ve
130 savaş uçağının katılacağı tatbikat, şüphesiz Rusların geçen sene Eylül
ayında icra ettiği Zapad 2017 tatbikatına cevap olacak.
Yeni Ağırlık Merkezi: Arktik Okyanusu. Küresel
jeopolitik oyun alanında en önemli yeni ağırlık merkezinin Arktik Okyanusu
olduğunu bu köşede pek çok kez yazdım. Bu alanı öne çıkaran iki neden
hidrokarbon kaynakları ve buzulların erimesi sonucu deniz ticaret rotalarında
devrim yapacak kısa rota seçeneklerini ortaya çıkarması. Tarihsel ilkleri
yaşıyoruz. 28 Eylül 2018 tarihinde dünya konteyner devi Maersk firmasına ait
Venta Maersk isimli 45 bin tonluk konteyner gemisi bir ay önce Vladivostok’tan
yüklediği konteynerleri Arktik Okyanusu üzerinden bir ayda Saint Petersburg’a getirdi. Bu süre kuzey
rotası kullanılmasaydı Süveyş Kanalı veya Ümit Burnu üzerinden 2 hafta gecikme
ile gerçekleşecekti. Enerji ve kısa rotalarla dünyanın yeni gözdesi olan Arktik
askeri yığınaklanmayı da beraberinde getiriyor. Rusya bölgede yeni üsler kuruyor.
Eylül ayında Severomorsk üssü kaynaklı Arktik deniz karakollarına başladı.
Artık bu sularda sürekli savaş gemisi bulunduruyor. NATO kıyıdaşları da bu
alanda geri kalmıyor. ABD, 2016 yılında Arktik enerji havzalarını ulusal
güvenlik önceliği yaptı. Geçen hafta İngiliz Hükümeti Norveç’te Amerikalı ve
Hollandalı askerlerin yanısıra Rusya’ya karşı olarak 800 İngiliz komandosunun
sürekli konuşlandırılacağını açıkladı. Rusya’ya uygulanan ambargo ve ekonomik
baskı araçlarının görünürde Kırım ya da Suriye kaynaklı olduğu söylenebilir.
Ancak asıl nedenlerin başında Arktik’teki büyük mücadelenin geldiğini söylemek
kehanet olmaz. Geçen günlerde Rus Ordusu tarafından planlanan ve icra edilen
Vostok Tatbikatının dolaylı hedeflerinden birisi şüphesiz Arktik Okyanusu idi.
Çin’in de katıldığı bu tatbikatta Avrasya’da bugüne kadar görülmüş en büyük
tatbikat yığınaklanması gerçekleştirildi. Yazımızın başında belirttiğimiz
Sino-Rus yakınlaşması olmadan bu gerçekleşemezdi. Tatbikattan 4 ay önce
Moskova’da icra edilen Uluslararası Güvenlik Konferansına gelen Çin Savunma Bakanı
Wei Feng şöyle demişti: ‘’Çin tarafı
olarak Amerikalılara Rusya ve Çin silahlı kuvvetleri arasındaki yakın
ilişkileri göstermek için buraya geldik.’’ Tarihte ilk kez Avrasya Adasında
bu kadar güçlü jeopolitik birliktelik söz konusu. Bu oluşum Atlantik sistem
için en kötü senaryodur.
Evet başa dönersek Rubicon geçildi. Türkiye nehrin hangi tarafında
kalacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder