16 Mart 2019 Cumartesi

Cumhuriyet Donanmasının Anadolu’ya Son Armağanı: Mavi Vatan Tatbikatı

Description: IMG_0131 




Cumhuriyet Donanmasının Anadolu’ya Son Armağanı: Mavi Vatan Tatbikatı
Cumhuriyet Donanmasını Mustafa Kemal kurdu. Üç tarafının deniz suyu ile yıkandığı Türkiye Cumhuriyeti bir yarımada devleti idi. Donanmasız Anadolu savunulamazdı. Osmanlı, donanmasızlığın bedelini kanla ödemişti. Savunma uzaktan; denizde başlatılmalıydı. Ancak 1923 sonunda donanmanın bırakalım yeni gemileri, seyre hazır savaş gemisi bile yoktu. Bu nedenle Lozan’da iki ada dışında bütün Ege Adaları elden çıkarılmıştı. Büyük bütçeye ihtiyaç vardı. Karacı mareşal ve orgenerallerin hakimiyetindeki genç silahlı kuvvetlerin Amirali dahi yoktu. Bütçe mücadelesinde Milli Müdafaa Vekaletinde müsteşarlık seviyesinde temsil edilen Bahriyenin şansı da yoktu. Mustafa Kemal bu açığı gidermek için Bahriye Vekaletini kurdu. Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak ve Başbakan İnönü bu bakanlığa karşıydı. Neticede Yavuz Havuz davası kumpası ile 1928 yılında kapatıldığında bakanlık 2 yaşındaydı. Ancak bu kısa sürede bile büyük başarılar elde etti. Donanma dışardan temin edilen muhrip ve denizaltılar ile yenilendi. Kocaeli/Gölcük’te Tersane ve üs kuruldu. Denizciler olağanüstü başarı eğrisi ile kendini ispatladı ve 1936 Kasım ayında ilk kez toplu halde Akdeniz’e çıkarak, Malta/Valetta ve Pire/Yunanistan’a  liman ziyaretinde bulundu. Dönemin koşullarında bu sefer, büyük bir başarıydı. Bu ziyaretler, 13 yıl aradan sonra Montreux Sözleşmesi ile Boğazları geri alan bir ulusun kendine olan güveninin de bir manifestosuydu. Donanma Türk Boğazlarının geri alınmasında, bu stratejik bölgeyi kendi olanaklarımızla savunabileceğimiz mesajını vererek jeopolitik bir sonuca erişmişti. Donanmanın 1936’da Türk halkına ilk jeopolitik armağanı Türk Boğazları oldu.
İkinci Jeopolitik Armağan: Kıbrıs Barış Harekatı Donanma 1952’de NATO üyesi olan Türkiye’nin jeopolitik savrulmasından etkilendi. NATO Türkiye’ye sadece Karadeniz ve Boğazların sorumluluğunu vermişti. Ege ve Akdeniz maalesef ilgi alanı dışında tutulmuştu. Ancak ABD ve NATO işbirliği, donanmaya teknoloji transferi, standardizasyon, doktrin formasyonu ve İkinci Dünya Savaşında kendini ispat etmiş silah ve sensör sistemleri ile tanışmanın yolunu açtı. Denizde jeopolitik körlüğümüze neden olan batı oryantasyonu, 1963 Kanlı Noel’i ile son buldu. NATO üyeliğinin ne Kıbrıs’taki soydaşlarımızı ne de Ege ve Akdeniz’deki çıkarlarımızı korumaya yetmediği acı bir şekilde ortaya çıktı. 1964 Ocak ayından itibaren Akdeniz’e inen Cumhuriyet Donanması bir daha ne Ege ne de Akdeniz’i terk etmedi. Haziran 1964’de adada gerçekleştirmeye  çalıştığı askeri harekat ABD Başkanı Lyndon Johnson’ın küçültücü mesajı ile durduruldu. Mektuptan 10 yıl sonra, bir 20 Temmuz sabahı bu mektubun cevabı verildi. Yakın tarihinde hiç savaşmamış Türkiye Sampson darbesinden 120 saat sonra denizaşırı harekat ile Girne’de Kıyıbaşını tuttu. Bugün KKTC’nin  36 yıldır varlığını korumasının temel nedeni Girne’de tutulan kıyı başında saklıdır. O Kıyıbaşını da 38 kahraman çıkarma gemisi ve deniz piyadelere borçluyuz. O hat tutulmasa tanklar ve zırhlı araçlar Kıbrıs’a çıkamaz ve harekat başarılamazdı. O nedenle sadece Türk Halkına değil aynı zamanda KKTC halkına Cumhuriyet Donanması bu harekat ile  en büyük armağanı sunmuştur.
Üçüncü Armağan: Ege Denizindeki Status Quo Ege’de batı destekli Yunan ‘Oldu Bitti’ leri soğuk savaşta ve sonrasında Türkiye’nin en ciddi dış siyaset sorunu olmuştur. Kıta sahanlığı, karasuları genişliği, silahsızlandırılmış adalar, arama kurtarma sahası, hava sahası sınırları, FIR, Kardak Benzeri Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada Adacık ve Kayalıklar (EGEAYDAAK) sorunu gibi sorunların gerek kriz dönemlerindeki yönetimi, gerekse caydırılmasında en önemli ganbot diplomasi enstrümanı şüphesiz Cumhuriyet Donanması olmuştur. Bu krizleri 1975 ve 1987 Kıta Sahanlığı; 1982 karasuyu; 1996 Kardak  krizlerinde yaşandığı üzere son derece başarıyla yönetmiş ve caydırmıştır. Bu görev devam etmektedir.
Dördüncü Armağan: Karadeniz Deniz Güvenliği  Karadeniz’de soğuk savaş ve sonrası dönemde Montreux Rejiminin Korunması ve bu uğurda Türk Dış Politikasına destek olunması maksadıyla icra edilen faaliyetler ve yaratılan girişimler son derece yararlı sonuçlar doğurmuştur. BLACKSEAFOR, Karadeniz Uyumu Harekatı, Sahil Güvenlik Komutanlıkları İşbirliği Forumu Karadeniz’in deniz ortamında Türkiye’nin oluşturduğu ciddi denge ve istikrar girişimleri olmuştur.  Bu girişimler  Karadeniz’de NATO’nun sürekli operatif  kimlikle varlık göstermesin önlemiştir.
Beşinci Armağan; Milgem ve Savunma Sanayinin Lokomotif Görevi  2012 sonrası Mavi Vatan ile buluşan 2000 tonluk korvetlerin milli olanaklar ile dizayn ve inşa edilmesi ve bu sınıf gemilerin Pakistan’a ihracatı Türkiye’nin en önemli başarılarından birisidir. Bu öylesine büyük bir armağandır ki, Türkiye’nin gelecekte sadece sanayi ve istihdama katkısı olarak değil bağımsız dış politika uygulamasına da büyük katkı sağlayacaktır.
Altıncı Armağan. Hint Okyanusunda Sürekli Varlık Gösterme. Deniz Haydutluğu ile Mücadele kapsamında 2008 yılından itibaren Hint Okyanusunda varlık gösteren Cumhuriyet Donanması 400 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu tarafından tamamen terk edilen bu kritik çevre okyanusuna geri dönmüştür.
Yedinci Armağan: Kumpas Davalardaki Direniş Kumpas davalarda adı geçen ve hapis yatan  bahriyeliler, Amirallerinden, subay ve astsubaylarına kadar her kademede donanmaya kurulan emperyal kumpasın yüksek farkındalığı ile büyük bir direnç ve onurlu duruş sergilemişlerdir. Pek çoğu savunma yapmamış, manifesto vermiş; asla aman dilememiş; bazıları mahkemeyi tanımamıştır. Eşlerinin kurduğu Vardiya Bizde Platformu son derece yaratıcı ve güçlü faaliyetleri ile kamuoyunun sevgi ve takdirini kazanmış; eşlerinin çelik ruhlu, alınları açık, başları dik temsilcileri olarak kumpas davaları en iyi şekilde kamuoyuna aktarabilmişlerdir.
Sekizinci Armağan: FETÖ Temizliğinde önderlik Deniz Kuvvetleri kumpas davalarda FETÖ saldırısından en çok etkilenen kuvvet olmasına rağmen 15 Temmuz kalkışmasında durumu en hızlı kontrol altına alabilen ve maddi kayıp yaşamayan kuvvet olmuştur. Sonrasında icra edilen temizlik ve arınma sürecinde Türkiye’ye örnek olacak etkinlik ve süratte melun kanserden arınma sürecini başlatmıştır. Bu kapsamda geliştirilen FETÖMETRE Algoritması ve uygulaması Türkiye’ye en az MİLGEM’in sağladığı katma değere eşit fayda sağlamıştır.
Dokuzuncu Armağan: Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan Tatbikatı Donanmamız, 2008 yılından bu yana yaşanan kumpas davalar, 15 Temmuz FETÖ kalkışması ve sonrasında yaşanan personel zafiyetine rağmen ateş ve manevra gücü ile  Cumhuriyet Donanması ve Mustafa Kemal ruhunu koruduğunu her faaliyeti ile ispat etmektedir. Başta Akdeniz Kalkanı Harekatının 2006 yılından itibaren başlatılması olmak üzere, Doğu Akdeniz’de sergilenen yüksek harekat temposu ve caydırıcılık, Mavi Vatan Tatbikatı ile kreşendo yapmış, Akdeniz ve çevre denizlerde çıkar kayıplarına izin verilmeyeceğini dosta ve düşmana  ilan etmiştir.
Mavi Vatan’ın sathında, hava sahasında ve derinliklerinde görev yapan Cumhuriyet Donanmasının seçkin personelini Türk milleti ayakta alkışlıyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder