
Küresel Düzenin Yeni Aktörleri: Hipersonik
Füzeler
‘’Rusya bir rakip ve tekrar
güçlenen Rusya karşısında NATO’nun üstünlüğü eridi.’’ Bu sözler 17 Eylül 2019 günü Slovenya’da da yapılan NATO askeri komite toplantısından
sonra ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford’un basına verdiği
demeçte sarf edildi.
Yeni Silahlar Yeni Dengeler. Çok değil 20 yıl önce
ABD’de yaygın söylem ‘’süper güç değil, hiper güç (hyper power)’’
oldukları şeklinde idi. Ama zaman hızla akıyor. Küresel dengeler 1945’den bu
yana hegemonya sahibi ABD aleyhine çok hızla değişiyor. Her hafta karşımıza
çıkan yeni gelişmeleri takipte zorlanıyoruz.
Bu konuları yabancı basından güncel takip eden Volkan Özdemir, Hüseyin
Vodinalı, Bülent Esinoğlu ve Onur Sinan Güzaltan gibi az sayıda yazar sayesinde
kamuoyu nesnel gerçekleri takip edebiliyor. Küresel farkındalık yaratmadan
kıtasal ve bölgesel farkındalık yaratılamayacağını hatırlatalım. Teori yoksa,
pratiğin anlamı yoktur. Teorinin temeli de jeopolitik gelişmelerdir. Jeopolitik
gelişmeler, askeri, ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmelerden beslenir. Askeri
gelişmelerde oyun değiştirici stratejik silahların icadı jeopolitik etki
yaratır.
Amerikan Hegemonyası Sona
Erdi. Nükleer
silaha sahip olmanın 1945’de Potsdam Konferansında Truman’a verdiği güven,
Amerikan hegemonyasına payanda edilerek 21. Yüzyıla kadar devam etti. Ancak nükleer
silahlar kullanılmadığı sürece etkiliydi. Kullanıldığı anda iki tarafın da yok
olma sürecini garantilediği için 1945 yılından bu yana 2000’den fazla nükleer
test yapıldı ama muharebe sahasında kullanılmadı. Kore ve Vietnam dışında
Amerikan ateş gücü kampanya tipi büyük savaşlarda soğuk savaş bitene kadar
kullanılmadı. 1991 yılında Tomahawk gezgin füzesinin ABD envanterinde ilk kez
kullanılması nükleer silahların bir alt
kademesinde Amerikan hegemonyasının en etkili silahı oldu. Bu silahı kendi
haricinde sadece İngiltere’ye verdi. Bu silah ve Amerikan uçak gemileri soğuk
savaş sonrası ABD’nin yaratıcı kaos stratejisi ile Afganistan’dan Libya’ya;
Irak’tan Suriye’ye Afro-Avrasya coğrafyasına kan ve göz yaşı getirmesinin ve
küresel kabadayılığın en etkili enstrümanı oldu. Küresel kabadayılığa ilk
meydan okuma 2007 yılının kışında Münih
Güvenlik Konferansında Rus Devlet Başkanı Putin’den geldi. Şöyle konuşmuştu: ‘’Washington’un
geliştirdiği küresel füze savunma sistemi Rusya’nın nükleer yeteneğini işlevsiz kılmak istiyor.
Moskova buna müsaade etmeyecektir. Mevcut ekonomik ve mali sıkıntılar göz önüne
alındığında Rusya bu tehdide asimetrik olarak karşılık verecektir.”
Rus Tomahawkları. Asimetrik cevabın ilki 7
Ekim 2015 günü geldi. Rusya, Hazar Denizi Filotillasına ait Gepard sınıfı
firkateyn ve Buyan-M sınıfı korvetlerden Suriye’deki IŞID mevzilerine 26 adet
Kalibr-NK (Klub K) (NATO tanımı ile SS-N-30-A) gezgin (cruise) füzesi fırlattı.
Bu devrimsel bir gelişmeydi. ABD’nin Tomahawk tekeli kırılmış ve yeni bir dönem
başlamıştı. İkinci sürpriz 1 Mart 2018 tarihinde Putin’in Rusya Federal
Meclisinde yaptığı konuşmayla geldi. Putin, kuvvet çarpanı ve oyun değiştirici etkiye
sahip, altı yeni silah sistemini geliştirdiklerini dünya kamuoyuna açıkladı. Bunlar, kıtalararası
balistik füze ‘’Sarmat (RS-28)’’; Yeni gezgin füze sistemleri; İnsansız
nükleer denizaltı (Poseidon); Hipersonik
balistik nükleer füze (Avangard); Havadan atılan
hipersonik nükleer gezgin füze (Kinzhal) ve lazer sistemleri idi.
Zirkon Farkı. Bu listede Zirkon
yoktu. Geçen hafta Forbes dergisinde yayınlanan bir makalede Şubat ayı
içerisinde Putin’in açıkladığı hipersonik, gemiye karşı Zirkon füzelerinin, Yasen
sınıfı nükleer gezgin füze denizaltılarının ikincisi olan Kazan’a monte
edilerek seneye ilk test atışını gerçekleştireceği bilgisi yer aldı. Bazı Rus
kaynakları da Zirkon füzelerinin firkateynlerde halen mevcut ses altı (sub-sonic) sürate sahip Onyx
ve Kalibr
gezgin füze envanterinin yanında yer alacağını yazdı. 8 Mach, yani saniyede
2500 metre sürate sahip hipersonik Zirkon füzelerinin menzili 500 km. Asıl
hedefi savaş gemileri. Gizlilik ve sürprize sahip denizaltından zaman-kritik
hedeflere taarruz geliştirmede
yaratacağı etki tartışmasız çok büyük. Özellikle uçak gemisi ve amfibi görev
kuvveti gemi grupları için bir kabus. Tarihte ilk kez denizaltından hipersonik
füze fırlatma yeteneğinin Rusya’ya çok önemli bir stratejik avantaj kazandıracağı
açık. Zirkon’un 8 Mach süratine karşılık Amerikan Tomahawk’ları 0.75
Mach yapabiliyor. Ruslar şimdi bu silahı okyanusların karanlığında saklanan bir
denizaltıya yerleştiriyor ve silahın sürat avantajını kullanıyor. 8 Mach lık bir füzeye dünya üzerinde şu anda
savunma yapabilecek ne atış kontrol sistemi ne de füze savunma sistemi var.
Üzerine gelen Zirkon füze ihbarı alan bir gemi komutanının yapacağı tek şey dua
etmek.
Çin’in Hipersonik Füzeleri. Benzer gelişmeler Çin
tarafında da gözleniyor. Ocak 2019’da Çin komünist parti liderleri Amerikan
uçak gemilerinin korkulu rüyası 2500 km menzile sahip 5 Mach süratle hedefine
ilerleyen DF-17 füzesinin son versiyonunun test edildiğini ve Amerikan uçak
gemileri ile suüstü savaş gemilerine kolay bir şekilde bertaraf edebileceğini
açıkladılar.
Yeni Silahlanma Dönemi. Günümüzde hipersonik
füzelerin ortaya çıkması, II.Dünya Savaşından sonra muharebe gemileri geri
çekilirken yerini uçak gemisi ve ateş gücünün almasına benzetilebilir. Dünya
bahriyeleri yakın bir gelecekte hipersonik füzelere sahip olmak için büyük bir
silahlanma dönemi başlatacaktır. Tabi bu füzelere karşı savunma yeteneklerini
geliştirmek için de radar ve atış kontrol sistem teknolojilerinde devrimsel
gelişmeler beklenmelidir. Tabi özellikle okyanus ve deniz alanlarında
hipersonik füzelerin çok değerli platformları savunmasız bırakması, gerek
gerginlik gerekse çatışma dönemlerinde bu silaha sahip devletleri rakipleri
karşısında köşeye sıkıştırabilecektir. Artık bu silaha sahip Rusya ve Çin gibi
ülkelerin kıyılarının 2000 mili içine Amerikan süper gücünün ve yenilmezliğinin
sembolü uçak gemileri serbest bir şekilde giremeyecektir. Mukabele olanağı
sunacağı için Amerikan savaş gemileri hiç bir durumda ilk ateş eden taraf
olamayacaktır. Zira Rus ve Çin hava savunma sistemleri ABD elinde henüz
hipersonik gemiye karşı füze sistemi olmadığından mevcut füzelere karşı savunma
sistemlerini kullanabilecekken, saldırıya uğrayan Rus veya Çin donanması
Amerikan donanmasına hipersonik füzeler ile karşı saldırıya geçtiğinde Amerikan
gemileri savunma yapamayacaktır. Bu durumun jeopolitik etkileri kaçınılmaz
olacaktır.