
Demir
İpek Yolu (Orta Koridor) : Doğuya Açılan Yeni Nefes Borumuz
12 Ağustos 2019’da
Türkmenistan’da ilk kez Hazar Ekonomik Forumu
toplandı. Bu toplantıya Rus Başbakanı Medvedev’in Avrasya içi bütünleşmeye
büyük katkı sağlayacak Karadeniz - Hazar
Denizi bağlantı vizyonu damga vurdu. Ülkemiz bu toplantıda Türkmenistan
Büyükelçimiz ve TOBB Başkanı ile temsil edildi. Hazar Ekonomik Forumu geçen
sene sahildarlar arasında imzalanan Hazar
Denizinin Hukuki Statüsü Sözleşmesinin birinci yıldönümünde toplandı. Denizin
birleştiriciliğini bir iç deniz olan Hazar Denizinde bir kez daha
gözlemliyoruz. Bu kapsamda yakın zamanda Hazar havzasında KEİ benzeri bir
oluşuma gidilmesi sürpriz olmayacaktır.
Hazar
Havzası ve Orta Koridor. Hazar Denizi, Türkiye’nin jeopolitiği ve jeoekonomisi
açılarından son derece önemli bir havza. 30 Ekim 2017 tarihinde hizmete giren Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı ile
Hazar Denizi artık Türkiye ile doğrudan bağlantılı stratejik bir alana
dönüşmüştür. Hazar böylece Türkiye’nin de ortakları arasında olduğu Çin’in
Kuşak ve Yol (KvY-BRI) girişimine de
eklenmiştir. Hazar bağlantılı Orta Koridor ya da diğer adıyla Demir İpek Yolu,
Türkiye’ye özgün bir girişim olarak Anadolu’nun
Orta Asya Devletleri ile ve ayrıca Çin’in Batı Avrasya ile bağlantısını kurmayı
amaçlayan intermodal bir ulaştırma sistemidir.
Üzerinde karayolu, demiryolu ve denizyolu (Hazar) bağlantısı sağlayan
ulaşım seçenekleri mevcuttur. Bu
koridor, Hazar Denizinin batısında Bakü’ye erişip oradan deniz yolu ortamı üzerinden kuzey doğu
kıyısında Kazakistan’ın Aktau’daki Kuryk
Limanına veya güneydoğu kıyısındaki Türkmenistan’ın Türkmenbaşı Limanına erişmektedir.
Bu hatlar daha sonra Kazakistan-Özbekistan-Kırgızistan; ya da Türkmenistan-
Özbekistan-Tacikistan karayolu güzergâhını takip ederek Çin’e erişim sağlamaktadır.
Söz konusu koridor Çin’in yanı sıra
Afganistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kazakistan
gibi denize çıkışı olamayan pek çoğu akrabamız olan ülkeleri, en kısa yoldan Karadeniz
ve Akdeniz ile buluşturan bir ulaşım olanağı sunmaktadır. Gelecekte Özbekistan
Kırgızistan ve Çin demiryolu projesine eklendiğinde topyekun demiryolu çevrimi halen pasif
durumdaki Merkezi Asya İpek Yolunu canlandıracaktır.
Türkiye’nin
Yeni Nefes Borusu. Bu yeni yol, trans-Avrasya yolu olarak Çin’in
KvY kapsamında geliştirdiği ana arterlere bağlandığında AB, Türk, Rus ve Çin
ekonomileri küresel sistemin yeni ağırlık merkezi olarak Asya’da yepyeni bir
çekim merkezi yaratacaktır. Orta Koridor, Türkiye’nin doğuya açılan yeni
nefes borusudur. Zira tarihte ilk kez Anadolu, demir yolu ve deniz yolu (Hazar)
bağlantısı ile Orta Asya’ya doğrudan bağlanmaktadır. En önemlisi Orta Koridor, Avrupa
ile Asya arasında bir ticaret yolu olarak KvY girişiminin mevcut kara
koridorlarından daha hızlı ve ekonomik çözümler sunmaktadır. Diğer kara/tren
yolu koridorlarından daha kısa, iklim koşulları bakımından daha elverişli olan
bu hat, Deniz İpek Yoluna (MSR) nazaran da, ulaşım süresini 15 gün
kısaltmaktadır. Orta Koridor, halen Kars-Mersin demir yolu üzerinden Akdeniz’e
erişmiştir. Bu hat üzerinde taşınan yük miktarı her geçen gün artış
göstermektedir. Gelecekte tarihimizin en büyük Türk - Çin ortak projesi olan
Kars - Edirne hızlı tren hattı ve bağlantı yolları tamamlandığında Çin’den
gelen yüklerin kısa sürede demiryolu ile Trakya üzerinden Avrupa varış
noktalarına; Ya da Filyos Limanı üzerinden
Karadeniz kıyıdaşlarına; Tamamlandığı takdirde Çandarlı üzerinden de Akdeniz
limanlarına erişim mümkün olacaktır.
Yeni
Jeopolitik Manevra Alanı Halen Arktik İpek Yolu,
Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), Çin-Myanmar Koridoru, ASEAN İpek Yolu ve
Trans-Sibirya demiryolu Asya’da devrimsel ticaret rotaları yaratmıştır. Orta
Koridor, Çin kalpgâhını en kısa yoldan Batı Asya ile birleştirecek rota olarak
bu rotalara eklenmiştir. Karasal tüm bu rotaların ABD Donanmasının Pasifik
sularında Çin deniz ticaret ulaştırmasına gerek konvansiyonel, gerek hibrid
savaşlar yolu ile engel olma durumunda değişik seçenekler sunacağı açıktır. ABD’nin
denizdeki üstünlüğü Çin’e yönelik deniz ticaretini Çin donanmasının müdahale
yeteneği dışında uzak denizlerden önleyebilir. Ancak karadaki değişik rotaları
engellemesi o kadar kolay değildir. Bu amaçla hükümet darbeleri ya da iç
savaşlar çıkarma dışında ABD’nin seçeneği yoktur. Bu çerçevede aynı avantaj
Türkiye için de geçerlidir. Türkiye İtalyan ve Balkan Savaşlarından itibaren
1920’ye kadar Akdeniz’de ve Ege’de maruz kaldığı ablukayı ancak Karadeniz’de
Köstence üzerinden idame ettiği deniz yolu ile aşmıştı. Doğudaki Kafkas seddi ve
deniz ablukası da Mustafa Kemal’in dehasıyla Türk - Rus stratejik işbirliği
sonucu 1920 sonrası aşıldı. Lojistik destek alt yapı olmadığından kara
üzerinden değil, denizden gelmişti.
100 Yıl
Sonra Asya ile Tekrar Buluşma. O nedenle 100 yıl sonra
Türkiye’nin BTK demiryolu ve Bakü üzerinden deniz yolu ile Türkmenistan ve
Kazakistan limanlarına ve onun ötesinde Orta Asya’daki akrabalarımıza bağlanması
devrimsel niteliktedir. Bu noktada Hazar Denizindeki deniz köprüsünün önemi
ortaya çıkmaktadır. Zira KvY ile BTK’yı birleştiren Hazar Denizidir. Türkiye gerek
BTK gerekse KvY ve Çin ile ilişkilerini geliştirerek aslında Orta Asya’da Türk
cumhuriyetlerine bir adım daha yaklaşmıştır. Sosyo kültürel köprü, demir ve
deniz yolu le güçlenmiştir. Diğer taraftan Orta Koridor kapsamında yürütülen,
Afganistan – Türkmenistan – Azerbaycan – Gürcistan ve Türkiye arasında transit
taşımacılık koridoru (Lapis Lazuli) projesi ile, Afganistan-Türkmenistan-Hazar
Denizi-Azerbaycan-Gürcistan arasında Karadeniz’deki limanlar kullanılarak
Avrupa’ya kadar uzanan bir transit koridoru oluşturulması hedeflenmektedir. Bu
koridor Güney Asya, Orta Asya, Balkanlar, Kafkaslar ve Avrupa'yı birbirine
bağlayacak. Ürünlerin nakliye zamanı ve maliyetlerini azaltacaktır.
Asya’da
Açılan Yeni Kapılar. Yüzyıllardır karaya hapsolmuş Batı Asya, Orta
Koridor, Avrasya Ekonomik Birliği, Kuşak
ve Yol ile Hazar rotaları üzerinden Akdeniz ve Karadeniz’e erişiyor. Tek
kutuplu dünyadan çok kutuplu dünya sistemine evrilen yeni dünyamızda Orta
Koridor ve KvY girişiminin halkımıza sunduğunu fırsatlar anlatılmalıdır.
Tarihte ilk kez Orta Asya’da köklerimizin olduğu topraklarla hızlı ve yüksek
kapasiteli ulaştırma çevrimiyle bütünleşme olanağı çıkmıştır. Unutulmamalıdır
ki, bugün Ankara’dan doğuya yönelen birisi, Orta Koridor ve KvY rotaları
boyunca her eksende Türkçeye rastlayarak Pasifik kıyılarına varabilmektedir.
Aynı durum çok daha kısa rota olmasına rağmen batıya Atlantik Okyanusu
kıyılarına yönelen biri için geçerli değildir. Orta Koridor halen Türkiye’nin
ana ticari ortakları arasındaki Çin ile ekonomik ilişkilerimizi artırmayacak,
aynı zamanda Orta Asya’da Türk Çin ortaklığı ile pek çok akraba ülkede gerek
Orta Koridor gerekse KvY boyunca yeni yatırımları teşvik edecektir. Cumhurbaşkanının
Temmuz ayındaki Çin ziyareti bu kapsamda çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Ziyaret
sırasında Çin’in Türkiye konusunda en hassas olduğu Sincan Uygur konusundaki
hassasiyetine binaen Türkiye’nin ‘’Tek
Çin politikasını destekliyoruz’’ deklarasyonu son derece önemli
olmuştur. Dilerim devlet aklı, Atlantik
eroinmanlarının Çin karşıtlığı kışkırtmalarına alet olmaz ve kendi ayağımıza
kurşun sıkılmasına izin vermez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder