17 Mayıs 2016 Salı

Kardak ve Koyun Adaları Krizi

Description: IMG_0131 


Mavi vatan
Amiral

Cem gürdeniz

 Kardak ve Koyun Adaları Krizi
                 

                  21 Nisan günü Ege Denizinde Sakız Adası Kuzey doğusunda devlet uygulaması kayıtlarına giren çok önemli bir gelişme yaşandı. Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı TSCG Güven isimli açık deniz arama kurtarma gemimiz Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalık (EGAYDAAK) statüsünde olan Koyun Adaları bölgesinin doğusunda bulunan Paşa Adacığının karasuları içinde bir Yunan Sahil Güvenlik Gemisi tarafından sorgulandı. Yunan Gemi Komutanı TCSG Güven’e Yunan karasularının içinde bulunduğunu ve derhal bu suları terk etmesi gerektiğini telsiz devresinden iletti. TCSG Güven Komutanı da bu suların Türk karasuları olduğunu ve Yunan savaş gemisinin bu suları terk etmesi gerektiğini bildirdi. Bu telsiz görüşmesini Yunan tarafı internete koydu ve Sözcü Gazetesi Yazarı Saygı Öztürk 22 Nisan tarihli gazete köşesinde telsiz konuşmasının tam metnini yayımladı. Karşılıklı tartışmalar 12 dakika sürmüş.
                  Yunanistan bu olaydan son derece rahatsız oldu. 30 Nisan  2016 günü Yunan Sahil Güvenlik Komutanlığı bir basın açıklaması yaptı.   Açıklamada TCGS Güven ile denizde karşılıklı bilek güreşi yaşayan Yunan gemi Komutanına ve bölgedeki diğer gemi komutanına Yunan Denizcilik ve Adalar Politikası Bakanı Thodoris Dritas’ın  teşekkür ettiği belirtildi. İki komutana yönelik olarak Bakan; “Bütün Yunan halkının diriliş mesajından ilham aldığı bir saatte, siz Koyun adaları bölgesinde deniz sınırlarının etkili bir şekilde savunulmasındaki kararlığınızla bize ilham vermektesiniz. Bütün Yunan halkı adına size teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yunan Dışişleri Bakanlığı da yaptığı bir başka açıklama ile yaşanan olayın Koyun  adasının doğusunda bulunan Paşa adacığının işgal planını ortaya çıkardığını söyledi ve Ankara’ya sert içerikli bir nota verdi. Pronews.gr isimli haber portalına açıklama yapan yüksek rütbeli bir asker de hızını alamamış. Şunları söylüyor:
                  “Türkiye’nin Kardak benzeri bir hareket yapması halinde elimizdekilerle onları vuracağımızdan kuşku duymayın. Ve siyasi liderlikten illa da önceden izin almadan. Buna hakkımız var. Bu son tercih olacaktır, fakat bize başka bir seçenek bırakmamış olacaklardır.”
                  Yunanistan her zaman yaptığı gibi Koyun Adaları olayını BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesine, Avrupa Komisyonu’na, NATO’ya ve ayrıca Berlin’e de duyurdu. ABD de krize müdahale ederek, “iyi komşuluk ilişkilerinin ve bölgenin yararına Ege’de istikrarın korunması için Yunanistan ve Türkiye’nin işbirliği yapmalarını teşvik ediyoruz” dedi.
                  Türk Gemi Komutanının bu krizdeki duruşu doğrudur. Söz konusu adacık, Yunanistan’a her hangi uluslararası  bir antlaşma ile devredilmemiştir. Dolayısıyla ada fiilen Yunan işgali altında olsa da Gemi Komutanı karasularındaki hukuki yetkinin Türk devletine ait olduğunun bilincindedir. Paşa Adacığı Kardak’tan farklı değildir. Lozan’da yeni Cumhuriyet, Bozcaada ve Gökçeada gibi Anadolu’ya yakın Boğaz ağzını kontrol eden iki ada dışındaki Boğazönü ve Doğu Ege adalarını, ismen zikrederek Yunanistan’a devretti. İsmen sayılmayanlar hukuken devredilmemiş oldu. 12 Adalar da ismen sayılarak İtalyanlara devredildi. İkinci Dünya Savaşı sonunda 1947 Paris Antlaşması ile İtalyanlar da bu adaları Yunanistan’a devretti. Kâğıt üzerinde her iki antlaşmada ismen zikredilenlerin dışında kalan ada, adacık ve kayalıklar antlaşmalarda belirtilen büyük adaların bağlısı veya bitişik adası konumunda da değil. Dolayısı ile sayıları 152’yi geçen ada adacık ve kayalıkların sahibinin Yunanistan olmadığı açıktır. Karasularının sahibi de Yunanistan değildir.

                  Yunanistan er ya da geç gerçeklerle yüzleşmelidir. Türkiye, EGAYDAAK’ların varlığını, yakın tarihimizde 25 Aralık 1995 günü “Figen Akat” isimli Türk ticaret gemisinin Bodrum-Gümüşlük‘ten 3,8 mil (7 km)  açıkta bulunan Kardak Kayalıklarında karaya oturmasıyla kamuoyunun gündemine getirdi. Kriz, Türkiye’nin  kayalıklar üzerindeki egemenliğini pekiştiren ve geri kalan 151 ada adacık ve kayalıkların Yunanistan tarafından gri bölgeler olarak adlandırılacağı bir durumu ortaya çıkardı. Bu yapıların varlığının teyidi ve Türkiye’nin haklı egemenlik iddiası Milli Güvenlik Kurulu’nun 31 Ocak 1996/379 ve 28 Şubat 1997/405 sayılı kararları ile kamuoyuna ilan edildi. Bu ada adacık ve kayalıkların geleceği, uluslararası hukukun Lozan’ın egemenlik devrini düzenleyen 6’ıncı maddesinin yorumlanması ile şekillenecektir. Haliyle bu durum Yunanistan’ın yumuşak karnıdır. Evet, adalar bugün fiili Yunan işgalindedir. Bu durum hukuksuzdur. Bu yerler üzerindeki Yunan devlet uygulamaları, devlet ve siyaset adamlarının fanatik açıklamaları da sonucu değiştirmeyecektir. Er veya geç uluslararası hakeme götürülecek Kardak kayalıkları üzerindeki egemenliğimizi belirleyen kriterler, Paşa Adacığı dahil, diğer 151 ada, adacık ve kayalık üzerindeki hâkimiyetimizi de belirleyecektir. Sorun kara parçası değildir.  Kardak dışında 151 Ada, Adacık ve Kayalığın (EGAYDAAK) sahip olduğu karasuları ile bunun gelecekte Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı paylaşımına yaklaşık % 6’lık etkisidir. Bu jeopolitik sonuçları olan bir sorundur. Kabadayılıkla, arkasını Avrupa Atlantik yapıya yaslayıp bağırıp çağırmakla çözülmez. Hukukla çözülür ve hukuk Türkiye’nin lehinedir.  Onların en pahalı kol saatleri olabilir ancak Anadolu’nun zamanı var. Amiral Çakabey, 19 Mayıs 1090 ‘da Koyun Adalarında Bizans Donanmasını yendiğinde de zaman Türklerin yanındaydı.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder