
Mavi vatan
Amiral
Cem gürdeniz
Kardak ve Koyun Adaları Krizi
21
Nisan günü Ege Denizinde Sakız Adası Kuzey doğusunda devlet uygulaması
kayıtlarına giren çok önemli bir gelişme yaşandı. Sahil Güvenlik Komutanlığına
bağlı TSCG Güven isimli açık deniz arama kurtarma gemimiz Egemenliği
Antlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalık (EGAYDAAK)
statüsünde olan Koyun Adaları bölgesinin doğusunda bulunan Paşa Adacığının
karasuları içinde bir Yunan Sahil Güvenlik Gemisi tarafından sorgulandı. Yunan
Gemi Komutanı TCSG Güven’e Yunan karasularının içinde bulunduğunu ve derhal bu
suları terk etmesi gerektiğini telsiz devresinden iletti. TCSG Güven Komutanı
da bu suların Türk karasuları olduğunu ve Yunan savaş gemisinin bu suları terk
etmesi gerektiğini bildirdi. Bu telsiz görüşmesini Yunan tarafı internete koydu
ve Sözcü Gazetesi Yazarı Saygı Öztürk 22 Nisan tarihli gazete köşesinde telsiz
konuşmasının tam metnini yayımladı. Karşılıklı tartışmalar 12 dakika sürmüş.
Yunanistan bu olaydan son derece
rahatsız oldu. 30 Nisan 2016
günü Yunan Sahil Güvenlik Komutanlığı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada TCGS Güven ile denizde karşılıklı
bilek güreşi yaşayan Yunan gemi Komutanına ve bölgedeki diğer gemi komutanına
Yunan Denizcilik ve Adalar Politikası Bakanı Thodoris Dritas’ın teşekkür ettiği belirtildi. İki komutana
yönelik olarak Bakan; “Bütün Yunan halkının diriliş mesajından ilham aldığı bir
saatte, siz Koyun adaları bölgesinde deniz sınırlarının etkili bir şekilde
savunulmasındaki kararlığınızla bize ilham vermektesiniz. Bütün Yunan halkı
adına size teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yunan Dışişleri Bakanlığı
da yaptığı bir başka açıklama ile yaşanan olayın Koyun adasının doğusunda bulunan Paşa adacığının
işgal planını ortaya çıkardığını söyledi ve Ankara’ya sert içerikli bir nota
verdi. Pronews.gr isimli haber portalına açıklama yapan yüksek rütbeli bir
asker de hızını alamamış. Şunları söylüyor:
“Türkiye’nin
Kardak benzeri bir hareket yapması halinde elimizdekilerle onları vuracağımızdan
kuşku duymayın. Ve siyasi liderlikten illa da önceden izin almadan. Buna
hakkımız var. Bu son tercih olacaktır, fakat bize başka bir seçenek bırakmamış
olacaklardır.”
Yunanistan her zaman yaptığı
gibi Koyun Adaları olayını BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesine, Avrupa
Komisyonu’na, NATO’ya ve ayrıca Berlin’e de duyurdu. ABD de krize müdahale ederek,
“iyi komşuluk ilişkilerinin ve bölgenin yararına Ege’de istikrarın korunması
için Yunanistan ve Türkiye’nin işbirliği yapmalarını teşvik ediyoruz” dedi.
Türk Gemi Komutanının bu krizdeki duruşu
doğrudur. Söz konusu adacık, Yunanistan’a her hangi uluslararası bir antlaşma ile devredilmemiştir. Dolayısıyla
ada fiilen Yunan işgali altında olsa da Gemi Komutanı karasularındaki hukuki
yetkinin Türk devletine ait olduğunun bilincindedir. Paşa Adacığı Kardak’tan
farklı değildir. Lozan’da yeni Cumhuriyet, Bozcaada ve Gökçeada gibi Anadolu’ya
yakın Boğaz ağzını kontrol eden iki ada dışındaki Boğazönü ve Doğu Ege
adalarını, ismen zikrederek Yunanistan’a devretti. İsmen sayılmayanlar hukuken
devredilmemiş oldu. 12 Adalar da ismen sayılarak İtalyanlara devredildi. İkinci
Dünya Savaşı sonunda 1947 Paris Antlaşması ile İtalyanlar da bu adaları
Yunanistan’a devretti. Kâğıt üzerinde her iki antlaşmada ismen zikredilenlerin dışında
kalan ada, adacık ve kayalıklar antlaşmalarda belirtilen büyük adaların bağlısı
veya bitişik adası konumunda da değil. Dolayısı ile sayıları 152’yi geçen ada
adacık ve kayalıkların sahibinin Yunanistan olmadığı açıktır. Karasularının
sahibi de Yunanistan değildir.
Yunanistan er ya da geç gerçeklerle
yüzleşmelidir. Türkiye, EGAYDAAK’ların varlığını, yakın tarihimizde 25
Aralık 1995 günü “Figen Akat” isimli Türk ticaret gemisinin Bodrum-Gümüşlük‘ten
3,8 mil (7 km) açıkta bulunan Kardak
Kayalıklarında karaya oturmasıyla kamuoyunun gündemine getirdi. Kriz, Türkiye’nin kayalıklar üzerindeki egemenliğini pekiştiren
ve geri kalan 151 ada adacık ve kayalıkların Yunanistan tarafından gri bölgeler
olarak adlandırılacağı bir durumu ortaya çıkardı. Bu yapıların varlığının
teyidi ve Türkiye’nin haklı egemenlik iddiası Milli Güvenlik Kurulu’nun 31 Ocak
1996/379 ve 28 Şubat 1997/405 sayılı kararları ile kamuoyuna ilan edildi. Bu
ada adacık ve kayalıkların geleceği, uluslararası hukukun Lozan’ın egemenlik
devrini düzenleyen 6’ıncı maddesinin yorumlanması ile şekillenecektir. Haliyle
bu durum Yunanistan’ın yumuşak karnıdır. Evet, adalar bugün fiili Yunan
işgalindedir. Bu durum hukuksuzdur. Bu yerler üzerindeki Yunan devlet
uygulamaları, devlet ve siyaset adamlarının fanatik açıklamaları da sonucu
değiştirmeyecektir. Er veya geç uluslararası hakeme götürülecek Kardak
kayalıkları üzerindeki egemenliğimizi belirleyen kriterler, Paşa Adacığı dahil,
diğer 151 ada, adacık ve kayalık üzerindeki hâkimiyetimizi de belirleyecektir.
Sorun kara parçası değildir. Kardak
dışında 151 Ada, Adacık ve Kayalığın (EGAYDAAK) sahip olduğu karasuları ile
bunun gelecekte Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı paylaşımına yaklaşık %
6’lık etkisidir. Bu jeopolitik sonuçları olan bir sorundur. Kabadayılıkla,
arkasını Avrupa Atlantik yapıya yaslayıp bağırıp çağırmakla çözülmez. Hukukla
çözülür ve hukuk Türkiye’nin lehinedir. Onların
en pahalı kol saatleri olabilir ancak Anadolu’nun zamanı var. Amiral Çakabey,
19 Mayıs 1090 ‘da Koyun Adalarında Bizans Donanmasını yendiğinde de zaman
Türklerin yanındaydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder