Trafalgar
kahramanı İngiliz Amiral, Horatio Nelson, 19’uncu yüzyıl başında "istihkâmlara
taarruz eden gemi, delidir” diyordu. Yani savunması güçlü dar bir boğaz
veya tahkim edilmiş bir kalenin bulunduğu limana, zorla girmeye çalışmayın
diyordu. Nelson bunu söylediğinde henüz yelkenden sitime geçilmemiş, gemi
topları demir gülleler yerine patlayıcı taşıyan mermilere geçmemişti. 18 Mart
1915 sabahı İngiliz savaş gemileri rehberliğinde Çanakkale Boğazı açıklarına
gelen müttefik filo, Nelson’ın prensibine tamamen aykırı bir strateji içinde 34
parça büyük savaş gemisi ile şimdiki adıyla Mehmetçik Fenerini iskeleden bordaladı.
Mayın, kara top bataryaları ve mania ağları ile tahkim edilmiş Çanakkale
Boğazında, Bahriye Bakanı Winston Churchill direktifleri ile hareket eden
müttefik donanma, emperyalizm tarihinin en büyük deniz felaketine hızla
yaklaşıyorlardı. Churchill’i bu karar iten
neydi?
Donanmasız Osmanlı.
4 yıl geriye gidelim. 1911 yılında Libya yüzünden Türk-İtalyan savaşı
çıktığında Abdülhamit’in 33 yıl donanmasız bıraktığı Osmanlı, bırakalım
Libya’ya yardıma gitmeyi, Ege Denizi’ne bile çıkamamıştı. Daha kötüsü İtalyan
Savaş gemileri boğaz ağzına gelerek Kumkale ve Seddülbahir tabyalarını bombalamıştı.
Güney Ege’de başta Rodos olmak üzere 12 Adalar savaşın daha ilk günlerinde
işgal edilmişti. İtalyan Savaşının Uşi Antlaşması ile bittiği gün Balkan Savaşı
başladı. Uşi Antlaşması ile 12 Adalar tekrar Türk egemenliğine geri verildiği
halde, donanmasız Osmanlı, adaları savunamayacağı için İtalyanlardan geri
çekilmelerini istemedi. 8 Ekim 1912 de başlayan Balkan Savaşında Yunanlılar Averof
isimli bağışla alınmış bir kruvazör ile 22 Ekim 1912’de Limni’yi, 31 Ekim’de
İmroz ve Taşoz’u, 4 Kasım’da Sakız’ı, 17 Aralık’ta Midilli’yi işgal etti.
Böylece son 400 yıldır Türk egemenliğindeki Doğu ve Boğaz önü adalarını 3 ayda kaybettik.
30 Mayıs 1913 günü henüz 5 yıl önce kurulmuş Bulgaristan’ın orduları Edirne’yi
işgal etti, Çatalca’ya kadar ilerleyebildi.
1. Dünya Savaşında Yunanistan
Planı. Balkan Savaşında Ege’de
uyguladığı abluka ile Osmanlıyı Marmara’ya hapsederek tüm adaları işgal eden Yunanistan,
19 Ağustos 1914'te, Osmanlının henüz
tarafsız bulunduğu sırada, kuvvetlerini İngiltere'nin emrine vermek suretiyle
bir Çanakkale cephesinin açılmasını Londra’ya önerdi. Başlangıçta kabul gören
bu plana göre İngiliz Deniz Kuvvetleri Yunan Kara Kuvvetlerini destekleyecek,
Boğaz tahkimatını arkadan vuracak olan Yunan kuvvetleri, İngiliz filosunun
Marmara'ya kolaylıkla girmesini sağlayacaktı. Ancak Yunan kuvvetlerini kapsayan
bu öneri daha sonra reddedildi. Churchill savaş konseyine Almanların müttefiki Türklerin
Süveyş'e saldırmaları halinde karşılık olarak Gelibolu yarımadasına bir istila önerisini
iletti. Aynı günlerde İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi Sir Louis Mallet de
Çanakkale Boğazının denizden zorla geçileceğini değerlendirdiğini rapor etti.
Boğazı Zorlama Seçeneği Somutlaşıyor. 3 Ocak 1915’de Churchill
Müttefik Filo Başkomutanı Amiral Carden'e, Çanakkale'yi yalnız donanma ile
zorlamanın başarılı olup olmayacağını sordu. Amiral Carden, bu soruya 5 Ocak
1915’de, boğazın bir vuruşla değil, fakat çok sayıda gemi ve geniş ölçüde
harekâtla ele geçirilebileceği, cevabını verdi. İngiltere Savaş Kabinesi, 13
Ocak 1915’de İstanbul hedef olmak üzere Şubat ayında bir deniz harekâtı için
hazırlıklara başlanılmasına karar verdi. Ancak bu plana Deniz Kuvvetleri
Komutanı Amiral Fisher iki hafta sonra karşı çıktı. Fisher’in muhalefeti kabul
görmedi. 28 Ocak 1915 tarihli harp meclisinin toplantısında bu muhalefete
rağmen, Çanakkale'ye yalnız deniz kuvvetleriyle yapılacak olan saldırı hakkında
kesin karar alındı.
Churchill’in kumarı. Ancak zorlama kararı alınırken ne
Nelson’ın tavsiyesi ne de geçmişte benzer harekatların başarısız kaldığı göz
önüne alınmıştı. Kırım harbinde Sivastopol’ün, Amerika - İspanya harbinde San
Diego’nun, Rus - Japon Harbinde Port Arthur'un sadece denizden bombardımanla
işgal edilemeyişi ve sonuçta kara birliklerinin gerekli görülmesi tarihte
yaşanmıştı. Churchill’in kumarının nedeni Türklerin boğazı savunmayacakları ön
kabulüne dayanıyordu. Balkan bozgununda üç ay içinde adaları kaybeden ve Bulgar
ordularını ancak Çatalca’da durdurabilen Türk ordusunun ve donanmasının düştüğü
acıklı durum ortada idi. Çok değil henüz üzerinden 2 yıl geçmişti. Evet, Churchill elindeki her şeyi Boğaza sürdü ve
kumarın sonu felaketle bitti. 18 Mart 1915 İngiliz ve Fransız donanmaları deniz
tarihlerinin en büyük yenilgilerinden birisini aldı. Nusret’in 26 mayını ile
sahil bataryalarının yiğit topçuları Churchill’i fena yendi. Ancak burada
zaferle sonuçlanan süreçten ne kadar gurur duyuyorsak, bu zafere neden olan
başlangıçtan da bir o kadar ders çıkarmamız gerekir. Churchill’i kumara iten
temel neden donanmasızlık ve zayıf bir ordunun yarattığı psikolojik etki
olmuştur. Hatırlatalım savaşlar demir ve kanla yapılır. Donanma demirdir. Dilerim
tarih ve talihiz bize asla donanmasızlığı bir daha yaşatmaz ve bu topraklar
emperyalizmin zar attığı kumar alanı olmaz. Çanakkale şehitlerimizi rahmet ve
minnetle anıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder