9 Haziran 2016 Perşembe

ABD Donanmasının Yara Alan İtibarı






 ABD Donanmasının Yara Alan İtibarı

12 Ocak 2016 günü Basra Körfezinde faaliyet gösteren  ABD Beşinci Donanmasına bağlı iki nehir karakul botu İran’ın Farsi Adası yakınlarında güneyli rotada yüksek süratle ana üsleri Bahreyn’e intikal ediyordu. ABD tarafına göre botlar uluslararsı sulardaydı. Botlardan birisi makine arizası yapınca durmak zorunda kaldı. Refakatindeki diğer bot da onu beklemeye başladı.

Esir Alınan Amerikan Karakol Botları. Aniden ortaya çıkan altı İran karakol botu, her iki Amerikan teknesinin etrafını kuşatarak derhal teslim olmalarını talep etti. Amerikalılar itirazda bulunmadı ve iki botun denizcileri de direnmeden teknelerine giren silahlı İranlı askerlerin tehdidi ile diz çökertilerek esir alındılar. Esir denizciler ve tekneleri Farsi Adasına götürüldü. Şu ana kadar basına sızan bilgilerden İranlıların Amerikalılara nasıl davrandıkları tam olarak bilinmiyor. Ancak teknede bulunan bilgisayarların alındığı ve içeriğinin kopyalandığı basında iddia edildi. Ayrıca Amerikan denizcilerinin ayrı ayrı sorgulandığı ve İran Televizyon kanallarında sıkça gösterildikleri biliniyor. İran tarafı Amerikan denizcilerinin izinsiz şekilde İran karasularına girdiğini ve bu nedenle tutuklandıklarını; bu iddianın Amerikalı bot personeli tarafından da kabul edildiğini söylüyor. Ancak bu kabullenme zorlama, tehdit veya işkence altında mı sağlandı bunu bilmek çok zor. ABD Hükûmeti 16 saat  sonra esaretten kurtulan askerleri sorgulayıp gerçeği bilse de bu bilgileri açıklamayı ve bu konunun tartışılmasını istemiyor. Zira bu olay üzerinde ABD basını için gizlilik ilan edildi. Kimse bu askerlerin nasıl bir sorgulama ile karşılaştığını ve neden direnmeden teslim olduklarını bilmiyor. Bilinen tek şey olay sonrası ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin  İran tarafına diplomatik işbirliği için teşekkür ettiği. Açıklamada tekneler uluslararsı sularda tutulduğu halde İran tarafını suçlayan tek bir ifade yoktu.

Yayın Yasağı Neyi Saklıyor? Üç hafta önce ABD Temsilciler Meclisinin  Cumhuriyetçi vekili Randy Forbes, bu olayla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak yayın yasağının  kalkması halinde Amerikan halkının büyük şok yaşayacağını söyledi.  Sadece İran davranışının değil, Obama yönetiminin krize nasıl cevap verdiğinin de kamuoyunu şaşkına çevireceğini ekledi. Forbes, sıradan biri değil. Temsilciler Meclisinde Denizgücü ve Güç İntikal Kuvvetleri alt komitesinin başkanı. Yaptığı basın açıklamasında bu tip olaylarda gizliliğin siyasi iradeyi utandırabilecek durumlarda söz konusu olabileceğini iddia edecek kadar ileri gidiyor. Deniz Kuvvetlerinin yetki ve  emir almadığı için bu olay üzerine bir açıklama yapamadığını ve Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine kadar  olay üzerindeki gizlilik sansürünün devam edeceğini belirtiyor. Forbes, ileri giderek eğer Hillary Clinton Başkan seçilirse bu konunun asla açığa çıkartılmayacağını da sözlerine ekliyor.

Gerileyen etki ve itibar. Günümüzde Obama’nın savunma ve dış politika uygulamaları ABD’de cumhuriyetçiler tarafından alaya alınarak küçük görülüyor. Rus savaş uçaklarının Karadeniz ve Baltık’ta Amerikan savaş gemilerinin 10 metre üstünden uçmaları; Çin’in neredeyse Hong Kong’a yapılacak Amerikan savaş gemisi ziyaretlerine açıkça engel olması ve Güney Çin Denizinde Amerikan P3-C deniz karakol uçaklarının uluslararası hava sahasındayken bölgeden uzaklaştırılmaları, Amerikan deniz gücünün düştüğü zayıf duruma örnek veriliyor. İran’ın sadece iki Amerikan nehir botunu 16 saat esir alması değil, aynı zamanda geçen aralık ayında USS Harry Truman uçak gemisinin 1500 yarda açığına füze atışı yapması da itibar kaybı eleştirileri arasında. ABD’de durum öyle hassas ki, deniz piyadelerin envanterdeki uçaklarının yedek parçalarını  temin edebilmeleri için gereken fonlar yetersiz kaldığından, askeri müzelerdeki uçaklardan parça söktükleri iddialar arasında. Ancak bu iddialar arasından şüphesiz en çok dikkat çekeni, halen 10 -kısa süre sonra 11 adet olacak- uçak gemisi varlığına rağmen, sadece altı gemiyi donatacak pilot ve uçak sayısına sahip olmaları. Özellikle darbe/bombardıman uçaklarında durumun vahim olduğu biliniyor. Forbes, her dört bombardıman uçağından üçünün gelecek 12 ay için harbe hazır olamayacağını  iddia edenler arasında. Kemirme usulü ile arızalı uçakların sağlam parçaları sökülerek diğerlerinde kullanılıyor ve harekâta hazırlık seviyesi yüksek tutulmaya çalışılıyor. Bu durum denizaltı filosu için de geçerli. Uzun süreli havuz  bakımına gren denizaltıların güçlü dönemde 28 ayda bakımı tamamlanırken, bugün sürenin  40 ayı geçtiği dile getiriliyor. Özetle 2007 yılında donanma, küresel harekat ihtiyaçlarının %90’ını karşılarken, bugün bu değer yarıya düşmüş durumda. Obama donamayı 272 gemiye indirgedi. Aslında % 12’lik bir küçülme talebi daha vardı ancak geçtiğimiz aylarda senato bu isteği reddetti. Obama 2008’de iktidara gelince gelecek on yıllık savunma bütçesinde 780 milyar dolar kısıtlamaya gitti. Daha sonra ayrıca 500 milyar dolara el koydu. Bu durum, donanmanın harbe hazırlık ve caydırıcılığını olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. ABD, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Greenert, 2014 yılında İngiliz  Jane’s Naval Review  Dergisine verdiği bir beyanatında, ”Bu bütçe ile ancak anavatan sularında kalırız ve ihtiyaç olursa güç intikal ettirebiliriz. Fakat zamanında krize müdahale edemezsek, itibarımız ve etkimizi kaybederiz” diyordu. Dediği çıkıyor. Farsi Adası olayı gerileyen Amerikan deniz gücünün sadece etki kaybına değil,  ciddi itibar kaybına da neden olduğunu gösterdi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder