ABD Donanmasının Yara Alan
İtibarı
12 Ocak 2016 günü Basra Körfezinde faaliyet
gösteren ABD Beşinci Donanmasına bağlı
iki nehir karakul botu İran’ın Farsi Adası yakınlarında güneyli rotada yüksek
süratle ana üsleri Bahreyn’e intikal ediyordu. ABD tarafına göre botlar
uluslararsı sulardaydı. Botlardan birisi makine arizası yapınca durmak zorunda kaldı.
Refakatindeki diğer bot da onu beklemeye başladı.
Esir
Alınan Amerikan Karakol Botları.
Aniden ortaya çıkan altı İran karakol botu, her iki Amerikan teknesinin
etrafını kuşatarak derhal teslim olmalarını talep etti. Amerikalılar itirazda
bulunmadı ve iki botun denizcileri de direnmeden teknelerine giren silahlı
İranlı askerlerin tehdidi ile diz çökertilerek esir alındılar. Esir denizciler
ve tekneleri Farsi Adasına götürüldü. Şu ana kadar basına sızan bilgilerden
İranlıların Amerikalılara nasıl davrandıkları tam olarak bilinmiyor. Ancak
teknede bulunan bilgisayarların alındığı ve içeriğinin kopyalandığı basında
iddia edildi. Ayrıca Amerikan denizcilerinin ayrı ayrı sorgulandığı ve İran Televizyon
kanallarında sıkça gösterildikleri biliniyor. İran tarafı Amerikan
denizcilerinin izinsiz şekilde İran karasularına girdiğini ve bu nedenle tutuklandıklarını;
bu iddianın Amerikalı bot personeli tarafından da kabul edildiğini söylüyor. Ancak
bu kabullenme zorlama, tehdit veya işkence altında mı sağlandı bunu bilmek çok
zor. ABD Hükûmeti 16 saat sonra esaretten
kurtulan askerleri sorgulayıp gerçeği bilse de bu bilgileri açıklamayı ve bu
konunun tartışılmasını istemiyor. Zira bu olay üzerinde ABD basını için
gizlilik ilan edildi. Kimse bu askerlerin nasıl bir sorgulama ile
karşılaştığını ve neden direnmeden teslim olduklarını bilmiyor. Bilinen tek şey
olay sonrası ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin İran tarafına diplomatik işbirliği için
teşekkür ettiği. Açıklamada tekneler uluslararsı sularda tutulduğu halde İran
tarafını suçlayan tek bir ifade yoktu.
Yayın
Yasağı Neyi Saklıyor? Üç
hafta önce ABD Temsilciler Meclisinin Cumhuriyetçi vekili Randy Forbes, bu olayla
ilgili önemli açıklamalarda bulunarak yayın yasağının kalkması halinde Amerikan halkının büyük şok
yaşayacağını söyledi. Sadece İran
davranışının değil, Obama yönetiminin krize nasıl cevap verdiğinin de kamuoyunu
şaşkına çevireceğini ekledi. Forbes, sıradan biri değil. Temsilciler Meclisinde
Denizgücü ve Güç İntikal Kuvvetleri alt komitesinin başkanı. Yaptığı basın açıklamasında
bu tip olaylarda gizliliğin siyasi iradeyi utandırabilecek durumlarda söz
konusu olabileceğini iddia edecek kadar ileri gidiyor. Deniz Kuvvetlerinin
yetki ve emir almadığı için bu olay üzerine
bir açıklama yapamadığını ve Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine kadar olay üzerindeki gizlilik sansürünün devam
edeceğini belirtiyor. Forbes, ileri giderek eğer Hillary Clinton Başkan seçilirse
bu konunun asla açığa çıkartılmayacağını da sözlerine ekliyor.
Gerileyen
etki ve itibar. Günümüzde
Obama’nın savunma ve dış politika uygulamaları ABD’de cumhuriyetçiler tarafından
alaya alınarak küçük görülüyor. Rus savaş uçaklarının Karadeniz ve Baltık’ta Amerikan
savaş gemilerinin 10 metre üstünden uçmaları; Çin’in neredeyse Hong Kong’a
yapılacak Amerikan savaş gemisi ziyaretlerine açıkça engel olması ve Güney Çin
Denizinde Amerikan P3-C deniz karakol uçaklarının uluslararası hava sahasındayken
bölgeden uzaklaştırılmaları, Amerikan deniz gücünün düştüğü zayıf duruma örnek
veriliyor. İran’ın sadece iki Amerikan nehir botunu 16 saat esir alması değil,
aynı zamanda geçen aralık ayında USS Harry Truman uçak gemisinin 1500 yarda
açığına füze atışı yapması da itibar kaybı eleştirileri arasında. ABD’de durum
öyle hassas ki, deniz piyadelerin envanterdeki uçaklarının yedek parçalarını temin edebilmeleri için gereken fonlar yetersiz
kaldığından, askeri müzelerdeki uçaklardan parça söktükleri iddialar arasında.
Ancak bu iddialar arasından şüphesiz en çok dikkat çekeni, halen 10 -kısa süre
sonra 11 adet olacak- uçak gemisi varlığına rağmen, sadece altı gemiyi
donatacak pilot ve uçak sayısına sahip olmaları. Özellikle darbe/bombardıman uçaklarında
durumun vahim olduğu biliniyor. Forbes, her dört bombardıman uçağından üçünün
gelecek 12 ay için harbe hazır olamayacağını iddia edenler arasında. Kemirme usulü ile
arızalı uçakların sağlam parçaları sökülerek diğerlerinde kullanılıyor ve harekâta
hazırlık seviyesi yüksek tutulmaya çalışılıyor. Bu durum denizaltı filosu için
de geçerli. Uzun süreli havuz bakımına
gren denizaltıların güçlü dönemde 28 ayda bakımı tamamlanırken, bugün sürenin 40 ayı geçtiği dile getiriliyor. Özetle 2007
yılında donanma, küresel harekat ihtiyaçlarının %90’ını karşılarken, bugün bu değer
yarıya düşmüş durumda. Obama donamayı 272 gemiye indirgedi. Aslında % 12’lik
bir küçülme talebi daha vardı ancak geçtiğimiz aylarda senato bu isteği reddetti.
Obama 2008’de iktidara gelince gelecek on yıllık savunma bütçesinde 780 milyar dolar
kısıtlamaya gitti. Daha sonra ayrıca 500 milyar dolara el koydu. Bu durum, donanmanın
harbe hazırlık ve caydırıcılığını olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. ABD, eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Greenert, 2014 yılında İngiliz Jane’s Naval Review Dergisine verdiği bir beyanatında, ”Bu bütçe ile ancak anavatan sularında
kalırız ve ihtiyaç olursa güç intikal ettirebiliriz. Fakat zamanında krize
müdahale edemezsek, itibarımız ve etkimizi kaybederiz” diyordu. Dediği
çıkıyor. Farsi Adası olayı gerileyen Amerikan deniz gücünün sadece etki kaybına
değil, ciddi itibar kaybına da neden
olduğunu gösterdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder