NATO’nun
BALTOPS 16 Tatbikatı ve Brexit sonrası Kırılgan Avrupa İstikrarı
8-9
Temmuz 2016’da Varşova’da yapılacak NATO
Zirvesi öncesinde NATO 5 Haziran 2016’da Baltık Denizinde son yılların en
kışkırtıcı tatbikatını icra etti. BALTOPS 16 (Baltic Operations) isimli planlı
tatbikata 15 NATO üyesi ve 2 ortak
ülkeden (İsveç ve Finlandiya) 6000 asker, 45 savaş gemisi, 60 savaş uçağı
katıldı.
Baltık’ta Rus Ruleti. Bu seri
tatbikatların ilki Amerikan Atlantik Filosunun Seyir Serbestisi (Freedom of
Navigation) girişimi altında 1985 yılında başlatılmıştı. O dönemde bu faaliyete Sovyetleri
kışkırtmamak için Almanya dahil bölgeden katılan tek bir ülke olmamıştı.
Sovyetlerin ön bahçesinde yapılan bu meydan okumayı ya da Rus Ruletini 1990
tatbikatı izledi. BALTOPS 90’da Soğuk Savaşın bitiş rüzgarını arkasına alan
Amerikan savaş gemileri ilk kez Polonya’nın Gdansk Limanını ziyaret ettiler. Bu
63 yıl sonra gerçekleşen bir ilkti. 1993 yılında BALTOPS çap ve kapsamını
genişletti. Finlandiya ve Litvanya da tatbikata
katıldılar.
Prag Baharından Baltops’a. Geçen yıla kadar bu tatbikatlar soğuk savaş
sonrası dönemde ortaya çıkan askeri boyutu düşük arama kurtarma, insani yardım,
Deniz güvenliği, gibi alanlara yönelikken, geçen yıldan itibaren yüksek hazırlık ve planlama gerektiren yoğun askeri
faaliyetlere odaklandı. 2015 yılında icra edilen tatbikatta Polonya’nın
kuzeyindeki Ustka’ya geniş çaplı bir amfibi harekat icra edildi. Bu İkinci Dünya Savaşından sonra batının
Baltık’taki en önemli güç gösterisi oldu. Bundan önceki en büyük güç gösterisi
1968 yazında Sovyetler tarafından yapılmıştı. Sovyetler, Baltık, Barents,
Norveç ve Kuzey Denizi’nde “Sever”
isimli büyük bir deniz tatbikatı icra etmiş ve bu tatbikata Doğu Alman ve
Polonya Donanmaları da katılmıştı. Tatbikat Çekoslovakya’da ‘’Prag Baharı’’ adı verilen Sovyet
müdahalesi zamanında büyük bir güç gösterisi şeklinde icra edilmişti. Geçen
hafta NATO’nun Baltık Denizinde yaptığı tatbikatın 1968 Sever tatbikatından
farkı yoktu. Kışkırtıcı ve saldırgan bir tonda icra edilen bu tatbikat, ABD
çıkarları için Baltık kıyıdaşlarını Ruslarla çatışma rotasına sokmaya destek
oluyor. Diğer bir deyişle bu tatbikat ve benzeri kışkırtmalar, barış içinde
birlikte yaşamayı desteklemiyor.
Rusya’nın Kışkırtılmasına Devam.
AB ve ABD’nin Kiev kışkırtması sonucu Rusya Kırım’a müdahale ederek bu bölgeyi 18
Mart 2014 tarihinde topraklarına kattıktan sonra NATO Rusya’ya karşı yeni eylem
planlarına geçti. NATO’nun yeni Harbe Hazırlık Eylem Planı onaylandı ve bu
planla ittifak yetenekleri artırılırken, bu yeteneklerin somut ve gözle görülür olması ve Rusya’nın
caydırılması planlandı. NATO planına göre aynı zamanda Rusya ile sınırdaş NATO
ülkelerinde birlik kaydırmaları, yakıt ve cephane stoklaması yapıldı. Sadece 2014
yılından sonra Merkezi ve Doğu Avrupa
ülkelerinde yüzlerce NATO tatbikatı icra
edildi. Tüm bu faaliyetler Rusya’yı çevreleme (contain) politikasının operatif
ve stratejik hamleleri olarak icra edildi. Bu çevreleme stratejisinde ağırlık
Baltık Denizi ve Orta Avrupa oldu. Karadeniz’de Romanya’nın öncülüğünde ABD’nin
önemli hamleleri olsa da Montreux Sözleşmesinin kısıtlamaları NATO’nun bu
denizde sürekli ve büyük varlık göstermesine engel olmaya devam ediyor. Ancak
Ege’de Türkiye’nin büyük hatası sonucu NATO yasadışı göçle mücadele adı altında
sürekli varlık göstermeye başladı. BALTOPS 16 tatbikatı devam ederken
Brüksel’de icra edilen NATO Savunma Bakanları toplantısında Polonya, Estonya,
Letonya ve Litvanya’ya 4 tabur (Yaklaşık 4000 asker) gönderilmesine karar
verildi. NATO’nun ayrıca Doğu Avrupa’da
8 yeni karargâh kurduğu açıklandı.
Dünya
Barışına Katkısı Olmayan Hamleler.
Bu kışkırtmalar küresel ve bölgesel perspektifte zaten barut fıçısına dönen ve
neredeyse Birinci Dünya savaşı öncesi konjonktüre yakın hale gelen dünyamıza
barış ve istikrar açısından bir katma değer yaratmıyor. NATO ve ABD güdümünde
başta Doğu Avrupa ve Karadeniz sahildarları olmak üzere pek çok ülkeyi Rusya
ile yaşanacak bir sıcak çatışmanın ortasına itiyor. 12 Nisan 2016 günü Baltık Denizinde
Amerikan savaş gemisi USS Donald Cook muhribinin 12 metresinden geçen Rus SU-24
savaş uçağı, Rus ruletinin fikir ve isim babası bir devletin ön bahçesindeki kışkırtmaya
verdiği cevaptır.
ABD,
Avrupa için kanını dökmez.
Rusya bir refah devleti değil. Jeopolitik çıkarları ve varlığı için büyük
bedeller ödemiş ve ödemeye hazır bir devlet. Soğuk Savaş sonrası dönemde sürekli
küçülen ve ‘’peace dividend’’ adı
altında savunma bütçelerini ve NATO katkı paylarını düşüren Avrupalı NATO
üyeleri içine çekildikleri bu tuzağın farkında değiller. Glasnost’un Devlet
Başkanı batı yanlısı Gorbaçov NATO’nun genişlemesi ve Rusya sınırlarındaki bu
çılgın gidişatı tehlikeli görmüş olmalı ki,
Alman Der Spiegel Dergisine 2014 yılı sonunda verdiği bir röportajda
Avrupa’da nükleer savaş tehlikesinden bahsetmişti. 2 yıl önceki bu ikaz Avrupalıları
uyarmış gözükmüyor. Savaşın özü insangücü, silah, cephane ve enerji
kaynaklarıdır. Bu alanların hepsinde Rusya Avrupa devletlerinin önündedir. Son
71 yılda refah toplumu olan ve tüketmeye alıştırılan Avrupalı devletler Amerikan
kışkırtması sonucu Rusya ile bir sıcak çatışma eşiğine girerlerse onları İkinci
Dünya Savaşında olduğu gibi ABD askeri gücünün kurtaracağını düşünüyorlarsa
yanılıyorlar. ABD küresel güç mücadelesinde yeni cepheyi 2008 yılında Pasifik’te açtı.
Türkiye
çok dikkatli olmalıdır. ABD’nin
AB’deki en büyük Truva atı İngiltere’nin AB’den koptuğu ve AB’nin tarihinde
görülmedik siyasi bir deprem yaşadığı dönemde ABD tabancası ile Rus ruleti
oynamanın sokaktaki Avrupalıya hiç bir faydası olmayacaktır. Türkiye’yi
yönetenlerin de BALTOPS 16 gibi kışkırtmaları iyi okumaları ve başta Karadeniz
ve Ege olmak üzere NATO’nun tuzaklarına asla düşmemeleri gerekir. NATO
Türkiye’nin yüksek jeopolitik çıkarlarına tehdit teşkil ediyorsa,
Palmerstone’un lafını hatırlatalım. Devletlerin ebedi dost ve düşmanları
yoktur. Çıkarları vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder