12 Temmuz 2018 Perşembe

Denizler Altında Büyük Mücadele

Description: IMG_0131 




Denizler Altında Büyük Mücadele
Makale başlığını incelemeden önce, İran konusuna değinelim. Geçen hafta içinde İran Devrim Muhafızları Komutanlarından İsmail Kevseri, basında yer aldığı şekliyle "Eğer İran petrolünün ihracatı engellenirse, Hürmüz Boğazı'ndan dünyanın diğer noktalarına petrol geçişine izin vermeyeceğiz" dedi. ABD’nin ‘’İran’ın tek damla petrol ihracına izin vermeyeceğiz’’ tehdidinin ardından gelen bu açıklamanın stratejik sonucu günde 17 milyon varil petrolün geçtiği Hürmüz Boğazının kapanması demektir. ABD-İran krizi bu aşamaya gelir mi? Bunu zaman gösterecektir.
ABD’nin işi Zor. Eğer İran ambargosuna katılmak istemeyen bir devlet çıkarsa ve tankerlerini bölgeye kendi savaş gemileri refakatinde gönderirse ne olacak? Örneğin Çin ya da -göstermelik bile olsa- Rusya böyle bir çıkış yaparsa ABD’nin tutumu ne olur? Diğer yandan İran, tamamen yalnız kalır ve ekonomik çöküş ve sonunda büyük bir iç ayaklanmaya mahkum edilirse devlet aygıtının kendini koruma refleksi ile hareket edebileceğini söyleyebiliriz. O an geldiğinde de her şey olabilir. Unutulmamalıdır ki ABD, 1980-1988 yılları arasındaki İran Irak Savaşını Irak’ın yanında yer alarak ve onu silahlandırarak desteklemesine rağmen İran yüzbinlerce gencini feda ederek bütünlüğünü koruyabilmişti. İran büyük savaştan ders çıkardı.
Hürmüz Boğazının Kapamak.   ABD ile ilişkilerinin gerginleştiği her krizde Hürmüz Boğazının kapanması veya körfezdeki tanker trafiğinin engellenmesine odaklandı. Kuvvet yapısı ve savaş doktrinini buna göre şekillendirdi. Boğazı kapatabilecek ya da geçişleri engelleyecek asli ateş gücünü denizin altına yoğunlaştırdı. Mayın silahı ile Boğazın önemli geçiş rotalarını kirletebilir. Ayrıca mayınların taranarak ya da avlanarak temizlenmesini sağlayacak  mayın karşı tedbir (MKT) gemilerinin hareket serbestisini kıyıdan asimetrik tedbirlere başvurarak engelleyebilir. Diğer taraftan  sahip olduğu üç Rus yapımı 2200 tonluk Kilo ve  kendi yapımı bir adet 1200 tonluk Besat sınıfı dizel elektrik denizaltı sayesinde sığ sulara sahip Körfez içinde olmasa bile Arap Denizinde tesis edeceği denizaltı karakol sahaları ile bölgedeki savaş gemilerine tehdit oluşturabilir. İran, günün sonunda Amerikan baskısını küresel enerji arzı ve deniz ticaret akışını aksatarak dengelemeyi hedeflemektedir. Sorun ABD kontrolündeki küresel ekonominin, Hürmüz’den akan petrolün kesintiye uğramasının sonuçlarını  kaldırıp kaldırmayacağıdır. İran petrolünün en önemli müşterisinin de Çin olduğunu hatırlatalım.
Denizlerin Altının Bilinmezliği. Yazımızın ana konusuna yani denizin altına dönelim. 1991 – 1994 yılları arasında ABD Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapan Oramiral Frank Kelso III bir konuşmasında şunları söylemişti: ’’Uzayın derinliklerindeki küçük bir metal parçasını tespit edebiliyoruz, ancak bazen 100 metre dibimizdeki sualtı cismini tespit edemiyoruz’’ Söz konusu durum aradan geçen 27 yıla rağmen değişmedi. Suyun altı son kertede gizliliğini korumaya devam ediyor. Zira suni zeka (AI) başta olmak üzere gelişen dijital teknolojilere rağmen suyun altında akustik enerjinin yerine geçebilecek devrimsel özellikte bir buluş henüz gerçekleşmedi. Akustik enerji de son derece kaprisli. Tahmin edilebilirliği zor. Deniz suyunun ısı tabakalarından etkileniyor. Bu durum da, su altı cisimlerinin samanlıkta iğne aranması örneği ile tarif edilebilecek tespit zorluğunu ortaya çıkarıyor.
Denizin Altına Yatırım. Zayıfa güç veren bu durum, sualtı dünyasını yeni dünya düzeninin şekillenmeye başladığı günümüzde öne çıkarıyor. Örneğin, büyük hesaplaşmanın yaşanma olasılığının en yüksek olduğu Asya Pasifik bölgesinin silahlanmasında denizaltılar başı çekiyor. 2015 yılında Asya Pasifik bölgesinde sadece denizaltı tedariklerine 7,3 milyar dolar harcandı. 2025 yılına kadar bunun 11 milyar dolar olması bekleniyor. Asya Pasifik’te denizaltı tedariklerinde en büyük artış Çin, Hindistan, Avustralya ve Güney Kore pazarlarında yaşanıyor. Denizaltı Filosu başta olmak üzere,  Çin Donanmasının süratle güçlenmesi, Atlantikçi  Japonya, Tayvan, Avustralya ve Vietnam’ın denizaltı filolarını geliştirmelerine neden oluyor. Çin halen 66 nükleer ve dizel elektrik saldırı ile 5 nükleer balistik füze denizaltısına sahip. Bu ülkelerin yanısıra Singapur, Tayland ve Endonezya da denizaltı filolarını geliştiriyor. ABD de 2025 yılına kadar nükleer denizaltılara 102 milyar dolar harcayacak. Bu değer Rusya dahil Avrupa donanmaları için toplamda 76.3 milyar dolar olacak.
Rusya Suyun Altında İddialı. Kısaca denizaltı yatırımları artarak devam edecek. Geçen hafta, Rus TASS ajansı Varshavyanka sınıfı 4000 tonluk, 6 dizel elektrik denizaltının tamamlandıkça Pasifik Filosunda görev yapmak üzere konuşlandırılacağını bildirdi. Rusya’nın, ‘’Kanyon’’ kod isimli insansız su altı aracı (drone) geliştirdiği ve bu aracın nükleer silahlarla donatılacağı haberleri de son yıllarda gündemi meşgul etti. Rusya bu araçlar dışında nükleer yeteneklerini geliştirmeye devam ediyor. 40 adet yeni nesil uzun menzilli balistik nükleer füzeyi envanterine katmasının yanısıra,   ‘’Yasen’’ sınıfı nükleer saldırı denizaltısı (SSN) ve ‘’Borey’’ sınıfı balistik füze denizaltısı inşa programlarını sürdürüyor. Kuvvet yapısının gelişiminin yanısıra harekat tempo ve yarıçapını da genişletiyor. 2016 yılı sonunda ABD Avrupa Afrika Komutanı Oramiral James Foggo şöyle demişti: ‘’Rus denizaltıları Atlantik sularında boy gösteriyor, savunmamızı test ediyor, denizlerdeki egemenliğimize karşı çıkıyor ve en önemlisi gelecek bir çatışmada  karmaşık sualtı muharebe alanını kendi lehlerinde kullanmak üzere hazırlık yapıyorlar.’’ Geçen Hafta ABD Kongresi Amerikan savunma ödenek bütçesi kanunu 627 milyar dolarla onaylandı. Bütçede dikkat çeken husus 2 yeni uçak gemisinin inşasının planlanmasının dışında denizaltı filosunun yenilenme gayretleri. Bugün için toplam 333 SSN ve 23 SSBN ile okyanusların en güçlü filosuna sahipler. Rusya ve Çin’in artan denizaltı tehdidine karşı bu konumu korumaları kaçınılmaz. Bu alanda en geri kalan devlet İngiltere. 1983 yılında  31 nükleer denizaltısı olan İngiltere’nin bugün 11 denizaltısı var. Bu duruma rağmen yeni denizaltı projeleri savunma bütçesinin % 10’unu kapsadığından Başbakan geçen hafta bu miktarın azaltılmasını isteyince yer yerinden oynadı. İngiltere’nin Asya Pasifik’teki akrabası Avustralya da hem denizaltıya hem de karşı sistemlere büyük yatırımlar yapıyor. Geçtiğimiz hafta İngiliz BAE Systems firmasıyla 35 milyar dolarlık 9 DSH (Denizaltı Savunma Harbi) firkateyn projesini imzaladı. Diğer taraftan Collins sınıf denizaltılarını modifiye edilmiş Fransız Barracuda sınıfı dizel elektrik denizaltılar ile değiştirme kararı verdi.
Asıl Mücadele Denizler Altında. Önümüzdeki dönemde dünyanın her alanında denizaltı haberlerini izlemeye devam edeceğiz. Deniz Yüzyılı olacak 21’inci yüzyılda hegemonya denizde el değiştirecek ve bu cephenin asli unsuru suların altı olacak.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder