21 Eylül 2014 Pazar

5 Ekim 1571 İnebahtı’dan, 9 Ekim 2013 Yargıtay Balyoz Kararına

Description: IMG_0131 


Mavi Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
5 Ekim 1571 İnebahtı’dan, 9 Ekim 2013 Yargıtay Balyoz Kararına
İspanyol devlet adamı Juan Latino, Osmanlı Donanmasının Akdeniz’de hüküm sürdüğü 16’ıncı yüzyılın ortasında şöyle haykırıyordu:[1]

“Tanrım, Türklerin uğursuz gemilerini yok etmemize yardım et. Onları cesaretimiz ve kehanet ile yenelim. İspanya senin aziz adına savaşıyor.”

İnebahtı Yenilgisi. Latino’nun arzusu, 7 Ekim 1571 günü İyon Denizinde gerçekleşti. Kıbrıs’ın kaybı sonrasında Venedik, İspanya, Cenova, Papalık ve Malta güçlerinin Osmanlı Donanmasına karşı İnebahtı (Lepanto) limanı dışında kazandıkları savaş dört saat sürdü.  Türk tarafının 30.000 denizcisini kaybettiği bu savaş, tarihin en kanlı deniz çatışmalarından biri oldu. Bazı tarihçiler bu savaşı daha sonradan “Doğu’nun Trafalgar’ı” diye tanımladı. Bugün Venedik şehrinin San Marco Meydanı yakınında bulunan “San Andrea Kalesi”nin tepesinde hala “Büyük Zafer” yazan bir plaket vardır. Büyük Zafer İnebahtı’dır. Bu yenilgimiz önemli sonuçlar yarattı. En önemlisi Türk deniz gücünün yenilmezlik efsanesi son bulmuştu. Bu savaştan sonra Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa çok kısa süre içinde Tersane-i Amire’de 150 kadırga yaptırmış olsa da, bir daha Türk deniz gücü, Akdeniz’de eski etkinliğine 21’nci yüzyıl başına kadar kavuşamadı. İnebahtı’da asıl kaybedilen nitelikli denizci insan gücüydü. Bu savaş sonrası denizci bir ulus olan Venedikliler, denizlerdeki üstünlüğün gemilerden çok insanlara bağlı olduğunu bir kez daha ispat etmişlerdi. Venedikliler, Papa’nın kapıldığı dehşete aldırmadan, denizdeki sorumlu komutanları Amiral Venier’e, acilen erişimi dahilindeki tüm yetenekli Türk denizcileri gizlice ve en uygun şekilde öldürme emri verdiler.[2] İspanya’dan da aynı şeyi yapmasını rica ettiler. Bu tür önlemlerle Türk’ün denizlerdeki üstünlüğünün etkili ve kalıcı şekilde kırılacağını umuyorlardı. Onlara göre Osmanlıların denize dair meselelerdeki üstünlüğü artık mantıken sönmüştü.[3]

Önce denizci insan gücü. Bir deniz gücünü oluşturan iki temel yapı vardır. Bunların ilki kuvvet yapısı yani gemiler; diğeri de komuta yapısıdır. Komuta yapısı sadece amirallerden oluşmaz. Birlik ve gemi komutanları da bu yapının temel unsurlarıdır. Komuta yapısının özü nitelikli insan gücüdür. Yani amiraller, donanma, filo, birlik ve gemi komutanları. Komuta ve kuvvet yapısı birbirini tamamlar. Bir İngiliz Amiralinin yüzyıllar önce söylediği bir söz vardır. Der ki “Siz karacılar adamları silahlarla donatırsınız (You arm the men), biz denizciler silahları adamlarla donatırız (We man the arms).”
19’uncu yüzyıl sonunda Alman İmparatorluğunu deniz uygarlığına yönlendiren, Kayzer II’nci Wilhelm 1897 yılında şöyle söylüyordu:
“Bir denizci devletin gemici yetiştirebilmesi büyük bir donanma teşkil etmesinden güçtür. Çünkü devlet gerek görünce bir kaç donanma alabilir. Fakat kendisine lazım olan binlerce becerikli gemiciyi alamaz. Bunun için gemici yetiştirmeliyiz.”
CIA’nın gölge düşünce kuruluşu STRATFOR’un başkanı Amerikalı Stratejist George Friedman 2011 yılında yazdığı Gelecek On Yıl isimli kitabında  aynı konuda bakın ne diyor:[4]
 “Bir donanma gücü oluşturmak, gerekli teknolojiyi üretmek için değil, ama iyi Amiraller ortaya çıkaran birikmiş bir tecrübenin devredilmesi gerektiği için, nesiller alır”.
Rakip Türk Deniz Kuvvetleri. Bahreyn/Manama’daki ABD Deniz Kuvvetleri Beşinci Donanma bağlısı CMFC (Birleşik Deniz Kuvvetleri) Komutanı, Koramiral S. Gortny 2008 yılının Kasım ayı içinde, Somali açıklarındaki deniz haydutluğu ile mücadeleye katkı sağlayacak Türk savaş gemileri ile ilgili bir toplantıda heyetimizin  başkanı Tuğamiral Cem Çakmak’a ne diyor:
Artık Türk Deniz Kuvvetleri, Amerikan Donanmasına bir rakip haline gelmiştir.”
 İyi denizcileri Türklere yok ettirmek.  9 Ekim 2013 Yargıtay Balyoz kararı sonunda 33’ü Amiral 134 denizcinin, ağır hapis cezaları onaylandı. Rekor denizcilerindi. Sahte dijital delillere dayalı Balyoz tertibinde gerçek olan ve suç teşkil etmediği halde yandaş medyanın diline pelesenk ettiği 1’inci Ordu Seminerine hiç biri katılmamıştı. 41 havacı, 37 karacı ve 25 jandarma general/subayının yanında, doğası gereği darbe yapamayacak denizcilerin 134 kişi ile rekor kırması tek bir cümle ile açıklanabilir.  İyi denizcileri yok etmek. Eğer Balyoz tertibi olmasaydı bugün 134 denizcinin 123’ü görevinin başında ya gemisinde ya da birliğindeydi. Balyoz‘da tasfiye edilen 134 amiral ve deniz subayı dışında kabaca 300’e yakın en iyi denizcimizin de Ergenekon, Kafes, Poyrazköy, Askeri Casusluk tertipleri ile mahkeme koridorları ve hapishanelerde tutsak alındıklarını bir kez daha hatırlatalım.  
              Savaş gemisi bilgi, tecrübe, liderlik ve teknolojinin sentezi ile yönetilir. Bir firkateyne kumanda edebilecek gemi komutanı 15 yılda, komodor 20 yılda, amiral ise 25 yılda yetişmektedir. 33’ü amiral, çoğu seçkin komodor, birlik ve gemi komutanı 134 denizciyi sahte deliller marifeti ile tasfiye edenler, Haçlı Donanmasının 7 Ekim 1571 İnebahtı zaferinin yanındaki yerlerini deniz tarihimizde şimdiden almıştır.  




[1] Kumrular, Özlem, Türk Korkusu, Doğan Kitap, 2008, Sayfa 99.
[2] Lesure, M. , Lépan , La Crise de L’empire Ottoman, Paris,  1972, Sayfa 7.
[3] Crowley, Roger, İmparatorların Denizi, Akdeniz, April Yayınları, Ankara, 2008, Sayfa 393.

[4] Friedman, George, Gelecek On Yıl, Pegasus Yayınları, 2011, Sayfa.233.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder