13 Nisan 2017 Perşembe

Gemiler ve Devletler-II,






Gemiler ve Devletler-II
Geçen hafta 4 Nisan 1953 tarihinde Çanakkale Boğazında 81 şehit ile kaybettiğimiz Dumlupınar denizaltımızın hazin hikayesini hatırlatarak, devletler ve gemiler arasında gemi komutanlığı üzerinden bir kıyaslama yapmıştık. Bu kez yine bir Nisan ayı deniz faciası üzerinden benzer bir kıyaslama yapmaya devam edeceğiz.
Batmaz Denilen Gemi Nasıl Batar? 105 yıl önce, 14 Nisan 1912 günü saat 22:25 de İngiliz White Star firmasına ait zamanının en büyük ve görkemli endüstriyel eseri Titanik transatlantiği ilk tarifeli seferi olan Southampton-New York rotasında Kuzey Atlantik’te bir buz dağına çarptı. 15 Nisan 02:20 de battı. 52 bin tonluk ‘’batmaz’’ lakaplı çelik dev, çarpışmadan birkaç saat sonra sulara gömüldü. 2223 kişiden 1503 kişi boğularak veya suda ısı kaybından can verdi. Ölenlerin % 75’i üçüncü mevki, ya da güverte  yolcusuydu. Titanik ‘in buz dağına çarparak batması o güne kadar denizde yaşanan en büyük barış zamanı deniz kazasıydı. Gemi Kaptanı Edward J. Smith 40 yıllık başarılı geçmişi ile zamanının en iyi ve deneyimli kaptanlarından birisiydi. Lakabı, ‘’milyonerlerin kaptanı’’ idi. Bu seyir emeklilik öncesi son seyri olacaktı. Edward Smith’in büyük patronu, White Star Line firmasının armatörü Bruce Ismay da gemide idi. Gemiyi inşa eden ve o günün teknolojilerinin en uç örneklerini uygulayan gemi inşa mühendisi Thomas Andrew de yolcular arasında idi. Geminin su geçirmez bölme sistemi ve otomatik su geçirmez kaporta kapama sistemleri gemiye batmazlık sıfatını hak ettiren özelliklerdi. Gemi telsiz zabiti 14 Nisan günü değişik zamanlarda 6 kez Kuzey Atlantik’te buz dağı ikaz mesajı aldı ve her seferinde bunları Kaptana rapor etti. Ancak Kaptan Smith, 52 bin tonluk devasa bir gemi için yüksek sürat sayılacak 22 knots (saniyede 11 metre) sürat ile yola devam etme  kararını değiştirmedi.  14 Nisan gecesi 23:40 da gözcü buz kütlesini rapor etti. Çok değil 30 saniye erken rapor etmiş olsaydı gemi manevrası buz dağına çarpmayı önleyebilirdi.
Hatalar Zinciri. Geminin batmayacağına o denli inanılmıştı ki Titanik’te gerçekte sahip olması gereken 48 kurtarma filikası yerine 20 filika mevcuttu. Bu sayı ancak yolcuların üçte birine yetiyordu. Gemiyi terk sırasında bu filikaların da ancak yarısı tam kapasite ile kullanılabilmişti. Kurtulanların büyük çoğunluğu kadınlar ve çocuklardı. Gemi kaptanı, 13 Nisan sabahı gemide ilk kez yapılacak gemiyi terk talimini gerekçesiz iptal ettirmiş, bu nedenle gemiyi terk son derece düzensiz icra edilmişti. Gemi ikiye ayrılıp 3784 metre derinliğe giderken güvertelerde hala 1000 yolcu vardı.
Geçen haftaki yazımızda Dumlupınar denizaltısının iskele alabanda kumandası yerine sancak alabanda kumandası ile kurtulabileceğini yazmıştım. Titanik de eğer Kaptan Smith gün boyunca altı kez aldığı buz ikazına itibar ederek en azından güneş battıktan sonra 22 knots yerine 10 knots sürate düşseydi bu trajedi yaşanmayabilirdi. Ya da 48 can kurtarma filikası yerine sadece 20 filika ile  seyre kalkmayı reddetseydi, bu kadar büyük can kaybı yine yaşanmayabilirdi.
Aşırı Güven Tuzağı. Dünya tarihinin 1912 yılında görebileceği en büyük endüstri ürünü, adı gibi devasa bir gemiye kumanda etmek ve Tanrıdan sonra ikinci kişi rolünü oynamak Kaptan Edward Smith’in benzersiz bir güç tuzağına düşmesine neden oldu. Bazen güç tuzağı bilgisizlik, tecrübesizlik ve beceriksizlik kadar tehlikeli olabilir. Kaptan Smith çok bilgili,  tecrübeli ve çok becerikli bir kaptandı. Ama insanoğlunun en büyük zafiyetine sahipti. Aşırı güven. Kendine ve gemisine aşırı güveniyordu  ve bunun sonucu güç tuzağına düşmüştü. Denizde en zayıf an, aslında kendinize en çok güvendiğiniz andır. Amiral Nelson Trafalgar Deniz Savaşı sırasında  her türlü ikaza rağmen yakın muharebe  safhasında HMS Victory’inin güvertesinde tedbirsiz dolaşmasaydı Fransız savaş gemisi Redoutable ‘ın keskin nişancısı onu vuramazdı. Ne Kaptan Smith ne de Amiral Nelson cehaletten doğan bir cesaret sahibiydiler. Ama onları tedbirsiz davranmaya iten önceki başarıları, tecrübeleri, mesleki şöhretleri ve sahip oldukları varlıklara olan aşırı güvenleriydi.
Siyasi Tarihte Titanik Örnekleri. Kaptan Smith aşırı güvenin bedelini kendi ve 1503 hayat ile ödedi. Sonuçta dünya trajedi tarihinde en üst sırada yer alacak bir siyah kuğu vakası yaşanmıştı. Olmayacak ya da olmaması gereken bir şey yaşanmıştı. Devletlerin yaşantısında da benzer güç tuzakları yaşanmıştır. Napolyon’un sonunu getirecek Moskova Seferi; Birinci Dünya Savaşında Enver Paşanın Sarıkamış Harekatı; İkinci Dünya Savaşında Hitler ve Mussolini ile Japon İmparatorunun küresel hegemonya macerası; Richard Nixon’ın  Watergate skandalı; Falkland Krizinde Arjantin Diktatörü General Galtieri’nin hesapsız risk alması;  İki gün önce ABD Başkanı Trump’ın neoconların tuzağına düşerek ABD’yi Suriye bataklığında fiili savaşan taraf yapması, güç tuzaklarına düşme örnekleri olarak öne çıkmaktadır.
Titanik Ders Vermeli. Titanik, ona emanet edilen bir kişinin Atlantik geçiş rekorunu kırma arzusuna yenik düştü. Titanik, ilk yoluculuğunda, tam yol son yolculuğuna çıkmış oldu. Bir 15 Nisan gecesi kontrol edilemeyen  güç sarhoşluğunun kurbanı olarak Atlantik okyanusunun karanlık derinliklerinde yerini aldı. Titanik’ten tüm devlet adamlarının ve siyasetçilerin öğreneceği çok şey var. En güçlü olduğunu sandığı anda her devlet adamı Titanik Felaketini hatırlamalıdır. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder