Mavi
Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
Deniz Kuvvetleri Ertuğrul Kupası ve
Bahriyede Vefa
‘’Deniz Kuvvetleri Ertuğrul Açık Deniz Yat
Yarışı’’, 7-13 Ağustos 2015 tarihleri arasında İstanbul-Bozcaada–Bodrum
parkurunda icra edildi. Yarışın İstanbul-Bozcaada parkuruna Haziran ayında kaybettiğimiz emsalsiz denizci
‘’Sadun
Boro’’ nun adı verildi. Yarışlara 40 tekne katıldı. Bu sene, Yelken
Federasyonunun Açık Deniz Yat Kulübü üzerindeki gereksiz engellemeleri yüzünden
44’üncü yarışı Deniz Kuvvetleri organize etti. Amatör denizcilerimiz ve
yatçılarımızın, “Güney Yarışı” ya da “Büyük Yarış” olarak da adlandırdığı bu
etkinliğin tarihine kısaca değinelim.
Yarım Asırlık bir Gelenek. 12
Eylül rejiminin karasal hakimiyeti tarafından kapatılan Donanma Vakfı, 1967
yılında ilk kez İstanbul Yelken Kulübü
ve Ege Yat Kulübünün katkıları ile Deniz Kuvvetleri Kupası adı altında
İstanbul-İzmir arasında açık deniz yat yarışı düzenlendi. İyi bir yelkenci olan
dönemin Donanma Komutanı Koramiral Celal Eyiceoğlu, yarışın ardındaki en önemli
itici güç oldu. Bu yarışın hayata geçirilmesinde bir diğer faktör, 1936 Alman
Olimpiyatlarında ülkemizi temsil eden iki seçkin Türk yelkencisi, Harun Ülman ve Behzat Baydar’ın bu yarışa
fikri katkı sağlamış olmaları idi. 17 teknenin katıldığı yarışın startı, 2
Temmuz 1967 günü, Fenerbahçe’de verilmişti. Deniz Kuvvetleri Kupası 1967
yılından sonra aksamadan icra edildi. Sadece Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle
1974 yılında yapılamadı. İlginçtir, 2000 yılındaki yarışa Türk-Yunan detantı nedeniyle
tarihte ilk kez Yunan yatçılar da katılmıştı.
Ertuğrul Faciası ve Kumpas Davalar
Kardeşliği. Yarışa bu yıl Ertuğrul Faciasının 125’nci yıl dönümü olması
nedeniyle ‘’Ertuğrul Açık Deniz Yat Yarışı’’ adı verildi. Yelkenli ve
sitimli Ertuğrul firkateyni 19 Eylül 1890 gecesi Japonya’nın güneybatısındaki
Wakayama Eyaletinin Kushimoto Şehir kıyısına bitişik Umi Kongo (Büyük Deniz)’deki
Kashinozaki kayalıklarında 125 yıl önce kasırgada batmış, batan gemide 527
denizcimizi kaybetmiştik. 33 yıl boyunca donanmanın yok edildiği, talihsiz geminin
neredeyse bile bile ölüm seyrine gönderildiği II’nci Abdülhamit dönemi, Türk deniz tarihinin en acıklı dönemidir. Bu acıklı
dönemin bir benzeri de 2007-2015 yılları arasında yaşandı. Hükümetin onayı ve
yüksek komutanlığın ve görevdeki Deniz Kuvvetleri Komutanlarının ‘’hukuka
saygılıyız’’ aldatmacası ile bu kez Cumhuriyet Donanmasının en seçkin amiral ve denizcileri kumpas davalar ve
alçakça iftiralar üzerinden tasfiye edildi. Bırakın bir ulus devlete, bir
kabile devletine bile yakışmayacak umarsızlık, tutarsızlık ve ahlaksızlıkla
donanmanın en iyileri çok sevdikleri bahriyeden uzaklaştırıldılar. Savaşmaları
gerektiği halde korkarak ve susarak paralel yapıya teslim oldular. Amiral Cem
Çakmak, Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, Deniz Kurmay Albay Berk Erden ve
Deniz Öğretmen Albay Ali Tatar’ı bu kumpas ve ihanet sürecinde yitirdik.
Bahriyenin Vefası ve Geçmişin İhaneti. İşte bu sene Deniz Kuvvetleri çok anlamlı
bir vefa göstergesi olarak, yarışın birincisine Balyoz kumpası nedeniyle
kansere yakalanarak 4 Temmuz 2015 günü kaybettiğimiz Amiral Cem Çakmak adına
cesaret ödülünü; ayrıca en centilmen (fair play) tekneye de 1 Mayıs 2013 günü yine
Balyoz kumpası nedeniyle Mamak cezaevinde tutuklu iken bir kalp krizi sonucu
kaybettiğimiz Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp adına onur ödülünü verdi. Deniz Kuvvetlerinin
mevcut yönetimi çok doğru bir kararla 120 yıl arayla Türk denizcilerine
yaşatılan iki büyük trajediyi Ege‘nin dalga ve rüzgarlarına hatırlattı. Iskota
ve dümen tutan eller ve kalpler her rota değişikliğinde, her tramola ve
kavancada Ertuğrul, Cem Çakmak ve Murat Özenalp isimlerini Mavi Vatanla
buluşturdu. Keşke bu vefa ve doğru duruş, 5 yıl önce 25 kuruşluk CD’lere ve
sahte ihbar mektuplarına teslim olmadan önce gösterilmiş olsaydı. Koskoca Deniz Kuvvetlerinin selameti yurt
dışına kaçmakta bulan bu korkaklar çetesine boyun eğmesinde rolü olan Kuvvet
Komutanları acaba şimdi ne düşünüyorlar? Unutulmamalıdır ki insanlar ne
oldukları ile değil, ne yaptıkları ile hatırlanır.
Çakmak
ve Özenalp Oradaydı. 13 Ağustos 2015 günü Bodrum Marinasında
yarışın ödül töreni yapıldı. Şehit eşleri Sevgi Çakmak ve Sema Özenalp çok
anlamlı ve duygusal konuşmalarla eşlerini ölümsüzleştirdiler. Törene amatör
denizcilik camiasından ve donanma camiasından pek çok isim katıldı. Cem Çakmak ve Murat Özenalp’in aziz ruhları
da oradaydı. Kumpas bir davada onur mücadelesi verirken yitirdiğimiz bu seçkin
denizciler şüpheniz olmasın gelen
misafirlerle ve yarışan denizcilerle ayrı ayrı selamlaştı ve helalleşti. Ancak
aralarında yer alan iki emekli kuvvet komutanı ve bazı denizcilere değil selam
vermek, yüzlerine bile bakmadılar. Çok haklıydılar. Ruhları, onlara ve
ailelerine zor günlerinde büyük vefa gösteren ve bu yarışı organize eden Deniz
Kuvvetleri Komutanını aradı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder