Mavi
Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
Ortadoğu, Jepolitik Mücadele ve Çin Deniz
Kuvvetleri
Ülkemiz kan gölü. Ortadoğu’daki yakın
çevremiz kan gölü. Bunlar büyük jeopolitik depremlerin öncü sarsıntıları. Büyük
deprem soğuk savaş sonrası yerine oturmayan taşların, 21’nci yüzyıldaki yeni
küresel düzende yerlerine oturma mücadelesinde yaşanacak. Çin ve Rusya’nın
dayatılan Avrupa Atlantik yapı düzenine karşı çıkmaları, yeni siyasi
coğrafyalara ihtiyaç duyuruyor. Atlantik sistem, Pasifik’te kuvvet çoğunluğu ile
yeni konuşlanma ve yeni dostluklar kurarken, Avrupa’da Rusya’yı ekonomik
ambargolar ve sınırda yığınaklanmalarla çevrelerken, Ukrayna, Gürcistan ve
Kürdistan eksenlerinde yeni sınırların, yeni siyasi oluşumların ve yeni devletçiklerin süratle sonuçlanmalarını
dayatıyor. Bu uğurda Irak, Libya ve Suriye’nin darmadağın edilmesi yetmiyor. Bu
gelişmelerin tümü, yakın, orta ve uzun vadede başta ABD olmak üzere Atlantik
sistemin deniz egemenliğinde tek hakim olma arzusuna dayanıyor. Neticede Akdeniz’de
denize çıkışı olan bir Kürdistan’ın kurulması sadece Rusya’yı değil gelecekte
Akdeniz’de sürekli varlık gösterecek Çin Deniz Kuvvetlerini de etkileyecek. Kuzey
sahilleri tamamen NATO kontrolünde olan Akdeniz’in doğu sahilleri de İsrail ve
Kürdistan Deniz Kuvvetlerinin kontrolüne girebilecek. Kısacası Çin’in her geçen
gün askeri ekonomik, sosyal ve siyasi alanda gelişmesi ve bu gelişmenin
durdurulamaması Avrasya’nın yeni hakimi bu ülkeye karşı kenar kuşakta yeni oluşumları dayatıyor. Bu
gelişmenin ana iticilerinden birisi de Çin Deniz Kuvvetleri.
Hızla
Denizcileşen Çin. Devlet başkanı Xi Jinping’in ifadesiyle ‘’büyük bir denizcilik gücü’’ olmak
üzere emin adımlarla ilerleyen Çin Deniz Kuvvetlerinin resmi adı Halk Kurtuluş
Ordusu Deniz Kuvvetleri. Devletin bu
kuruma verdiği görev, Çin’in yakın denizlerdeki egemenliğini savunmak ve uzak
denizlerde Çin çıkarlarını korumak olarak belirlenmiş durumda. Burada adı geçen
yakın denizler, Tayvan Adası ile egemenliği tartışmalı ada ve adacıkların
bulunduğu Güney ve Doğu Çin
denizleridir. Uzak denizlerdeki çıkarlar yakın çevredekiler kadar net değil.
Net olan 2020’li yıllardan itibaren Hint Okyanusu, Doğu Pasifik, Akdeniz ve
Arktik Okyanusu gibi uzak denizlerde görev yapacak Çin donanma varlığının
büyüme niyeti ve eğilimidir. Bu niyet ve eğilim, yetenekleri belirleyecek;
yetenekler de önce stratejik sonra jeopolitik hedefleri
şekillendirecektir.
2020’de
en büyük ikinci donanma. Günümüz kuvvet yapısı ve modernizasyon planına
göre, 2020’li yıllarda Çin Donanması dünyanın en güçlü ikinci donanması olacak.
Öncelikle belirtelim küresel donanma olmanın birinci şartı uçak gemisi ve
nükleer denizaltılara sahip olmak. Çin 2020’lerde İngiltere ve Hindistan’ı uçak gemisi sayısında
geçerken, nükleer saldırı denizaltı
sayısında ayrı ayrı İngiltere ve Fransa’nın önünde olacak. Amerikan Aegis
sınıfı benzeri hava savunma muhriplerinde ABD dışındaki tüm bahriyelerden daha
çok gemiye sahip olacaklar. 2020 planlarına göre Çin, 2 uçak gemisine, 6-7
nükleer hücum denizaltısına, ve 20-22 hava savunma muhribini kuvvet yapısına
katacak. Aynı dönemde ABD Donanması 11 uçak gemisi, 48 nükleer hücum
denizaltısı ve 88 Aegis muhribine sahip olacak. Aradaki fark büyük de olsa,
Çin’in yetenekleri soğuk savaş sonrası çeyrek asırdır dünya okyanuslarında
rakipsiz jandarmalık görevini yapan ABD Donanması için ciddi bir meydan okumaya
dönüşecek.
Çin Donanması Yayılıyor. Bunun başlangıç belirtileri
şimdiden gözleniyor. Önümüzdeki yıllarda Hint Okyanusunda ve Akdeniz’de sürekli
Çin deniz gücü varlığı artık rutin olacak. Artan denizaltı sayısı nedeniyle ABD
istihbaratının bu denizaltıları izleme yetenekleri zorlanacak. Ortadoğu ve Afrika boynuzu gibi
sıcak çatışma alanlarındaki tartışmasız Amerikan deniz kontrol yeteneği artık
sorgulanabilir hale gelecek. Kısacası Çin’in küresel donanma algısı, üstün
Amerikan deniz gücü algısına zarar verecek. Çin ayrıca küresel çapta stratejik
üsler zinciri de geliştiriyor. Jeopolitik ve jeoekonomik çıkar alanlarındaki
destek ve etkisini donanma üzerinden gösteriyor. Bu alanlara kesintisiz erişim
için hukuki ve siyasi düzenlemeler yaparken aynı zamanda bölge ülkelerinin deniz
kuvvetlerine yardım ediyor. Günümüzde Afrika Boynuzundaki deniz haydutluğu ile mücadele ile Hint
okyanusundaki düzenli varlık gösterme ve karakol faaliyetlerinde Umman,
Pakistan ve Cibuti’deki faaliyetleri buna örnektir. Daha da ileri gidersek Çin
günümde Yunanistan ve İran’da da destek ya da üs kolaylıkları elde etme
girişimlerinde bulunabilir. (Pire limanında Çin’in ortaklığına dikkat çekelim.)
Diğer yandan Rusya ile ŞİÖ içinde jeopolitik yakınlaşması ve Akdeniz dahil
okyanuslarda ortak deniz tatbikatları icra etmesi hegemonyayı çileden
çıkarıyor. Kısacası Çin Deniz Kuvvetlerinin her yeni teknolojik sıçraması, her
yeni operatif inisiyatifi, her yeni üs veya ittifak girişimi Atlantik yapıyı
hırslandırıyor. Bu da Kürdistan gibi jeopolitik temelli projeleri hızlandırıyor, jeopolitik satrancı
keskinleştiriyor. Çin Donanmasının yayılması, -eğer bu ülke emperyal kimliğe sahip
olmaz ise- dünyayı süratle yeni dengelere kavuşturacak, Avrupa-Atlantik
sistemin önlenemeyen emperyal iştahını
dengeleyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder