Mavi Vatan
Amiral
Cem Gürdeniz
Rusya-Çin ve Doğu Akdeniz
Doğu Akdeniz’in tarihinin
en kritik dönemeçlerinden birine girdiğini söylememiz abartı olmayacaktır.
Kıbrıs Adasının çevresindeki doğal gaz rezervlerinin kabaca 15 trilyon
metreküplük bir potansiyele sahip olması, bu bölgeyi hem jeopolitik hem de
jeoekonomik bir çekim merkezi haline getirdi. Bu zenginlikten gelecekte pay
alınması sadece kıyıdaşların değil, küresel diğer aktörlerin de iştahını
kabartıyor. Türkiye’de 2007 yılından itibaren hükümetin bilgisi dahilinde,
paralel yapı tarafından uygulanan kumpas davaların asıl amacı, bu kritik
dönemeçte Türk Donanmasının komuta yapısı ile moralini bozarak Türkiye
Cumhuriyetinin asli bir oyuncu olarak Doğu Akdeniz’de arenaya çıkmasını
önlemekti. Ancak donanmanın cumhuriyetçi ruhunun ölümsüzlüğü önlenememiştir. Bugün
donanma tekrar Doğu Akdeniz’dedir. Cumhuriyet Donanması, TPAO’nun araştırma
gemisi Barbaros Hayrettin Paşa’ya koruma sağlamakta ve Kıbrıslı Rumların
verdiği lisanslar ile Kıbrıs güneyinde 9 no’lu sahada sismik araştırma ve
sondaj işlemlerini yürüten İtalyan ENI
ve Güney Koreli Kogas konsorsiyumunun araştırma gemilerini yakından takip
etmektedir.
Doğu
Akdeniz’de bir ilk. Dışişleri yakın tarihinde ilk kez,
Cumhuriyet Donanmasını arkasına alarak Avrupa-Atlantik yapının çıkarları ve
baskıları aleyhinde, Türkiye’nin somut jeopolitik çıkarlarını koruyacak bir
hamlede bulunmuş ve Barbaros Hayrettin Paşa gemisini Kıbrıs güneyine
gönderebilmiştir. Türkiye’nin devlet olmanın gereği dış baskılara rağmen
Barbaros’u geri çekmemesi önemlidir. Bu 2002 sonrası Türkiye’sinde gerçekten
bir ilktir. Devlet, ilk kez jeopolitik çıkarlarını kendi iradesi ile koruma
refleksi göstermiştir.
Rusya ve Çin’in Akdeniz’de Ortak
Tatbikat Kararı. Bu arada, Rusya ve Çin 2015 yılında biri
Akdeniz’de diğeri Pasifik’te olmak üzere, iki ortak deniz tatbikatı icra etme kararı aldı. Rus
Savunma Bakanı Shoigu’nun açıklamalarına göre, 2015 baharında Akdeniz’de gerçekleştirilecek bu tatbikatın, daha sonra
düzenli tatbikata dönüşmesi planlanıyor. Akdeniz’de ilk kez 2014 yılının Ocak
ayı sonunda Rus savaş gemisi ile Çin sahil güvenlik gemisi bir geçiş eğitimi
yapmıştı. Bu kez durum farklı. Çin de bölgeye donanmaya mensup savaş gemileri
gönderiyor. İki ülke savunma bakanları,
geçen hafta bir araya geldi ve Akdeniz’deki otak tatbikat dışında, ABD Donanmasının
Pasifik’te yeniden konuşlanma politikasına bir cevap olarak, her iki ülkenin kolektif
bölgesel bir güvenlik sistemi oluşturacaklarını da açıkladı.
Çin, 2011
yılından bu yana Akdeniz’de çeşitli nedenlerle varlık gösteriyor. 2011 yılında
NATO’nun Libya saldırısında bölgedeki vatandaşlarını donanma vasıtasıyla
tahliye etmiş, 2012 yılında Türk Boğazlarından geçerek Karadeniz’e çıkan Çin
savaş gemileri, Rus Donanması ile ortak tatbikat gerçekleştirmişti. Bu kez Akdeniz’de yani NATO’nun ön bahçesinde Rus
savaş gemileri ile bir tatbikat icra edilecek. Bu gerçek anlamda yeni dünya
düzeninde Rus-Çin kaldıracının harekete geçtiğinin çok ciddi bir göstergesidir.
Küresel barış ve huzur için çok önemli bir manevradır. Rus devlet Başkanı
Putin, Rus ve Çin donanmaları arasındaki
bu işbirliği ve yakınlaşmadan son derece memnun. Mayıs ayı içinde ‘her iki ülke arasındaki işbirliğinin,
tarihin en üst seviyesinde olduğunu söylemem, bir abartı olmaz demişti’
demişti. Rusya şimdi bu işbirliğini Akdeniz’de sergiliyor. Akdeniz, Moskova
için çok önemli. Kıbrıs’ta yaşanan finans krizinden sonra Putin, 2013 yazında “Akdeniz bölgesinin Rusya’nın birinci derece
ulusal çıkar alanı” olduğunu söylemişti. Rusya için Akdeniz’in önemi iki
cepheli. Birincisi Suriye’nin jeopolitik konumuna yönelik. İkincisi ise
Avrupa’nın ana enerji kaynağı olan Rus doğal gazına rakip olabilecek Doğu
Akdeniz doğal gazına yönelik. Suriye, özellikle Tartus ve Lazkiye’deki liman ve
kolaylıklar nedeniyle, Rusya’nın
Avrasya’daki savunma ve güvenlik mimarisinin Akdeniz bacağını oluşturuyor.
Doğal gaz ise Rus ekonomisinin atar damarı durumunda. Gazprom’un, Kızıl
Ordu’dan daha etkili olduğu artık stratejik bir gerçek. Akdeniz gazı ne kadar
gecikirse, Rusya için o kadar iyi.
Rusya ve Çin, Doğu Akdeniz’de
Türkiye’nin yanına çekilmelidir. Ruslar, Kıbrıslı Rumları tarih boyunca
desteklemiş ve KKTC’yi tanımamış olsalar da, Türkiye’nin Rus çıkarları ile
uyuşmayan Suriye politikası yüzünden Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi karşılarına almayacaklarını
düşünüyorum. 1945-46 Sovyet notaları yüzünden Türkiye’yi kaybeden Rusya’nın
aynı hatayı tekrar etmemesi, akılcı bir seçenektir. Putin’in önümüzdeki
günlerde yapacağı Türkiye ziyaretinde Dışişleri diplomatlarının Doğu Akdeniz
konusunda Rusya’yı yanımıza çekmeleri için her türlü gayreti sarf etmeleri
gerekir. Rusya, Doğu Akdeniz’de bizleri Antalya Körfezi’ne hapsetmek isteyen, Avrupa
Atlantik dostlarımıza! karşı önemli bir denge
unsuru olacaktır. Bu denklemde Çin de yanımıza çekilmelidir.
Doğu Akdeniz Birinci
Derece Önemdedir. Yeni dünya düzeninin jeopolitik
ortamının şekillenmesin okyanus ve denizlere yöneliktir. 21nci yüzyılda küresel
hegemonyanın, başta enerjinin kontrolüne yönelik el değiştirmesinin nihai
hesaplaşması, her zaman söylediğimiz üzere karadaki güncel çatışma alanlarında
değil, enerji deposu denizlerde yaşanacaktır. Akdeniz’de Çin-Rus işbirliği
Türkiye’nin manevra alanını genişletecektir. Türkiye pozisyonunu buna göre
almalı ve Doğu Akdeniz’i aynen Rusya gibi birinci derece öncelikli çıkar alanı
ilan etmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder