27 Nisan 2015 Pazartesi

Mülkiye ve Bahriye

Description: IMG_0131 


                   Mavi Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
Mülkiye ve Bahriye
1859 yılında kurulan Mülkiye, bugünkü adı ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) son 156 yılda Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin jeopolitik ve siyasi kaderinde önemli rol oynamıştır. Bugün de SBF, Mülkiyeliler Birliği ile müştereken, duayen plancı ve akademisyen Prof. Dr. Bilsay Kuruç önderliğinde 2011 yılından bu yana Türkiye’nin geleceğine çok önemli katkı sağlayacak bir fikir hareketine öncülük ediyor. 21nci Yüzyıl İçin Planlama Kurultayları adı altında başlatılan bu akademik faaliyetin asıl amacı, “ülkenin 21. Yüzyıla nasıl gireceği meselesi. Daha açık söylemek gerekirse 20. Yüzyıla ait zamanın ve daha eski zamanların hamulesini, ağır yüklerini geride bırakarak bizi ileri taşıyacak yapı taşlarını seçerek, alarak 21. Yüzyılın yollarını bulabilmek”.  Bu yıla kadar dört adet Kurultay toplanmış. 2015 ile birlikte, daha noktasal çözümleri ortaya koyabilmek için “seminerler” düzenlenmiş. Seminer serilerinin 2015 Bahar dönemi ikincisi, 17 Nisan 2015 günü Mülkiye Şeref Salonunda icra edildi. Seminer konusu Türk Denizcilik Gücü ve 21nci Yüzyıl idi.
Mülkiyede bir ilk. Prof. Dr. Sencer İmer’in seminer başkanlığını yürüttüğü etkinlikte, Mülkiyeli Deniz Hukukçusu Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren, “21’nci yüzyılda Çevre Denizlerimiz: Ege ve Doğu Akdeniz”, ben de “Jeopolitik, Savunma ve Güvenlik Perspektifinde Türk Deniz Gücü” ile  “21nci Yüzyılda Türkiye’nin Denizcileşmesi -Durum Tespiti ve Denizcileşme Modeli” konularında iki ayrı sunum yaptım.  Aynı zamanda deniz hukuku uzmanı olan iki saygın Büyükelçimiz, Deniz Bölükbaşı ve Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı Ege ve Doğu Akdeniz sorunları üzerinde tecrübe ve bilgilerini katılımcılarla paylaşırken,  Can Erenoğlu ve Ergun Mengi Amiraller ile Deniz Kurmay Albay (E) Emin Erol da Deniz/Denizcilik Gücü ve Türkiye’nin denizcileşmesi konuları üzerinde değerlendirmeleri ile  seminerin etkinliğine katma değer sağladılar. Böylece Mülkiye en yakın kıyıdan 200 km uzaklıktaki Ankara’da, tarihinde ilk kez denizcilik, deniz gücü ve denizcileşme kavramlarını tartıştı. İzleyiciler ve özellikle genç öğrenciler Türkiye denizcileşmesinin durum tespiti ile mavi vatanla toprak gemi Anadolu’nun buluşabilmesinin yol haritasının potansiyel seçeneklerini dinleme fırsatı buldu.
Seminer bir tezi savunuyor. Türkiye 21nci yüzyılda Denizcileşmelidir. Denizcileşme her türlü engellemeye rağmen iki eksende başarılmalıdır. Bunlardan ilki, jeopolitik önemdeki deniz çıkarlarımıza sahip çıkılmasıdır. Yani Kıbrıs, Türk Boğazları, Ege, Akdeniz ve Karadeniz deniz jeopolitiğimizin merkezine oturtulmalıdır. Çıkarlarımız sadece korunmamalı aynı zamanda geliştirilmelidir.  Diğeri denizcilik gücüne refah ve mutluluk boyutunda katkı sağlayan maddi ve psikosoyal/ kültürel alanlarda katma değer üretilmesi ve böylece halkın denizcileşmesinin teşvik edilmesi ve geliştirilmesidir. Böylesine iddialı bir tezin 17 Nisan 2015 günü Mülkiye çatısı altında, geleceğin kaymakam, vali, diplomat adaylarına aktarılması tarihi önemdeydi. Mülkiyelilerin denizciliği bir ideal olarak benimsemesi Türkiye’nin denizcileşmesinde en az Donanmanın lokomotif rolü kadar önemlidir.

Mülkiye Marşı Deniz Kökenlidir. Mülkiye marşının sözleri bize bu konuda da ilham ve güç veriyor: ‘Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz/Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Mülkiye Marşı'nın sözlerini yazan Cemal Edhem (Yeşil) Bey, 1921 Mülkiye mezunudur. 1918'de kaleme aldığı bu şiir için, o zamanki duygu ve düşüncelerini yıllar önce şöyle anlatmış:
    "... Aradan elli yıla yakın zaman geçti. O zamanın havasına girmeyi denemek, yirmi yaşından önce alınmış bir soluğu elli yıl ciğerlerinde tutup yetmişine yakın vermeyi düşünmek gibi bir şey olur... Yazdığım bu şiire, mütareke günlerinin gittikçe artarak yüreklerimizde yer eden acısı ve acılığı ister istemez sinecekti. Güftenin o zaman için aşırı iyimser görünüşünü de delikanlılık çağını yenilgiye karşı direnme gücüne ve aydınlık bir geleceğe özlem duygusuna verebiliriz."
                  Seminerin başlangıcından bu yana koordinatörlüğünü yapan SBF yarı zamanlı öğretim üyesi Dr. Serdar Şahinkaya da marşın güftecisinin ruh halini yabancı savaş gemilerinin varlığına şöyle bağlıyor:
                  ‘13 Kasım 1918 günü İtilaf devletlerinin donanma gemileri İstanbul’a girmiş, işgal başlamıştır. Mülkiye’nin bulunduğu Yıldız Sarayı, Yaveran binasından, İstanbul Boğazı ve boğazdaki işgalci düşman gemileri kahredilerek izlenmektedir...’
Donanmasızlık İşgal Getirir.  Evet, 55 parçalık işgal donanması, İstanbul Boğazı ve Adalar önünde demirlemişti. Yunan Kruvazörü Averof başrolde, Türklerin sadece savaş azmini değil, onurunu da kırıyorlardı. Tarihin tekrar ettirilmemesi Türkiye’nin denizcileşmesi ve denizlerde güçlü olmasından geçer. Cemal Edhem Bey’in donanmasızlık sonucu yaşanan denizden gelen işgale isyanının mısralara yansıdığı jeopolitik sonuç, bir daha asla yaşanmamalıdır.  Mülkiye’nin geçen hafta icra ettiği tarihi denizcilik semineri, bu uğurda çok önemli bir işaret fişeğidir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder