Mavi Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
Mülkiye
ve Bahriye
1859 yılında kurulan Mülkiye, bugünkü adı ile
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) son 156 yılda Osmanlı
İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin jeopolitik ve siyasi kaderinde önemli
rol oynamıştır. Bugün de SBF, Mülkiyeliler Birliği ile müştereken, duayen plancı
ve akademisyen Prof. Dr. Bilsay Kuruç önderliğinde 2011 yılından bu yana
Türkiye’nin geleceğine çok önemli katkı sağlayacak bir fikir hareketine öncülük
ediyor. 21nci Yüzyıl İçin Planlama Kurultayları adı altında başlatılan bu
akademik faaliyetin asıl amacı, “ülkenin 21. Yüzyıla
nasıl gireceği meselesi. Daha açık söylemek gerekirse 20. Yüzyıla ait zamanın
ve daha eski zamanların hamulesini, ağır yüklerini geride bırakarak bizi ileri
taşıyacak yapı taşlarını seçerek, alarak 21. Yüzyılın yollarını bulabilmek”. Bu yıla kadar dört adet Kurultay toplanmış.
2015 ile birlikte, daha noktasal çözümleri ortaya koyabilmek için “seminerler”
düzenlenmiş. Seminer serilerinin 2015 Bahar dönemi
ikincisi, 17 Nisan 2015 günü Mülkiye Şeref Salonunda icra edildi. Seminer
konusu Türk Denizcilik Gücü ve 21nci Yüzyıl idi.
Mülkiyede
bir ilk. Prof. Dr. Sencer
İmer’in seminer başkanlığını yürüttüğü etkinlikte, Mülkiyeli Deniz Hukukçusu
Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren, “21’nci
yüzyılda Çevre Denizlerimiz: Ege ve Doğu Akdeniz”, ben de “Jeopolitik, Savunma ve Güvenlik Perspektifinde
Türk Deniz Gücü” ile “21nci Yüzyılda Türkiye’nin Denizcileşmesi
-Durum Tespiti ve Denizcileşme Modeli” konularında iki ayrı sunum
yaptım. Aynı zamanda deniz hukuku uzmanı
olan iki saygın Büyükelçimiz, Deniz Bölükbaşı ve Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı Ege
ve Doğu Akdeniz sorunları üzerinde tecrübe ve bilgilerini katılımcılarla
paylaşırken, Can Erenoğlu ve Ergun Mengi
Amiraller ile Deniz Kurmay Albay (E) Emin Erol da Deniz/Denizcilik Gücü ve
Türkiye’nin denizcileşmesi konuları üzerinde değerlendirmeleri ile seminerin etkinliğine katma değer sağladılar. Böylece
Mülkiye en yakın kıyıdan 200 km uzaklıktaki Ankara’da, tarihinde ilk kez
denizcilik, deniz gücü ve denizcileşme kavramlarını tartıştı. İzleyiciler ve
özellikle genç öğrenciler Türkiye denizcileşmesinin durum tespiti ile mavi
vatanla toprak gemi Anadolu’nun buluşabilmesinin yol haritasının potansiyel
seçeneklerini dinleme fırsatı buldu.
Seminer
bir tezi savunuyor. Türkiye 21nci yüzyılda
Denizcileşmelidir. Denizcileşme her türlü engellemeye rağmen iki eksende
başarılmalıdır. Bunlardan ilki, jeopolitik önemdeki deniz çıkarlarımıza sahip çıkılmasıdır.
Yani Kıbrıs, Türk Boğazları, Ege, Akdeniz ve Karadeniz deniz jeopolitiğimizin
merkezine oturtulmalıdır. Çıkarlarımız sadece korunmamalı aynı zamanda
geliştirilmelidir. Diğeri denizcilik
gücüne refah ve mutluluk boyutunda katkı sağlayan maddi ve psikosoyal/ kültürel
alanlarda katma değer üretilmesi ve böylece halkın denizcileşmesinin teşvik
edilmesi ve geliştirilmesidir. Böylesine iddialı bir tezin 17 Nisan 2015 günü
Mülkiye çatısı altında, geleceğin kaymakam, vali, diplomat adaylarına
aktarılması tarihi önemdeydi. Mülkiyelilerin denizciliği bir ideal olarak
benimsemesi Türkiye’nin denizcileşmesinde en az Donanmanın lokomotif rolü kadar
önemlidir.
Mülkiye Marşı
Deniz Kökenlidir. Mülkiye marşının sözleri bize bu
konuda da ilham ve güç veriyor: ‘Başka
bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz/Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.’
Mülkiye Marşı'nın sözlerini yazan Cemal Edhem (Yeşil) Bey,
1921 Mülkiye mezunudur. 1918'de kaleme aldığı bu şiir için, o zamanki duygu ve
düşüncelerini yıllar önce şöyle anlatmış:
"... Aradan elli yıla yakın zaman
geçti. O zamanın havasına girmeyi denemek, yirmi yaşından önce alınmış bir soluğu elli
yıl ciğerlerinde tutup yetmişine yakın vermeyi düşünmek gibi bir şey olur... Yazdığım
bu şiire, mütareke günlerinin gittikçe artarak yüreklerimizde yer eden acısı ve
acılığı ister istemez sinecekti. Güftenin o zaman için aşırı iyimser görünüşünü
de delikanlılık çağını yenilgiye karşı direnme gücüne ve aydınlık bir geleceğe
özlem duygusuna verebiliriz."
Seminerin
başlangıcından bu yana koordinatörlüğünü yapan SBF yarı zamanlı öğretim üyesi
Dr. Serdar Şahinkaya da marşın güftecisinin ruh halini yabancı savaş gemilerinin
varlığına şöyle bağlıyor:
‘13 Kasım 1918 günü İtilaf devletlerinin
donanma gemileri İstanbul’a girmiş, işgal başlamıştır. Mülkiye’nin bulunduğu
Yıldız Sarayı, Yaveran binasından, İstanbul Boğazı ve boğazdaki işgalci düşman
gemileri kahredilerek izlenmektedir...’
Donanmasızlık
İşgal Getirir. Evet, 55 parçalık işgal donanması, İstanbul Boğazı
ve Adalar önünde demirlemişti. Yunan Kruvazörü Averof başrolde, Türklerin
sadece savaş azmini değil, onurunu da kırıyorlardı. Tarihin tekrar
ettirilmemesi Türkiye’nin denizcileşmesi ve denizlerde güçlü olmasından geçer. Cemal
Edhem Bey’in donanmasızlık sonucu yaşanan denizden gelen işgale isyanının
mısralara yansıdığı jeopolitik sonuç, bir daha asla yaşanmamalıdır. Mülkiye’nin geçen hafta icra ettiği tarihi
denizcilik semineri, bu uğurda çok önemli bir işaret fişeğidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder