Mavi Vatan
Amiral
Cem Gürdeniz
40’ıncı Yılında Kıbrıs Barış Harekatı
Gücü zafere taşıyanlar. 40 yıl önce bugün, öğle saatlerinde saat
1330 sularında, hepsi Türk tersanelerinde yapılmış çıkarma gemilerinin taşıdığı Deniz Piyade
Alayımız, Girne yakınlarındaki Yavuz/Platini plajında kıyı başını tutmuştu. Türkiye
Cumhuriyeti jeopolitiğinin ayrılmaz parçası olan Kıbrıs adasında, elde edilen bu
büyük başarıda çok büyük payları olan, ilk deniz Piyade Alayımız ile gücü
zafere taşıyan çıkarma birlik/gemi komutanları ve karargâh subaylarını bugün büyük
coşku ve takdir ile anıyoruz. Aramızdan ebediyen ayrılmış, vatan ve Kıbrıs
uğruna hayatlarını feda etmiş şehit ve
gazilerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Askeri harekât nevileri içinde en zor ve kayıp
riskleri en yüksek harekât nevi olan amfibi harekâtı ve daha da zoru olan
amfibi hücum harekâtını dünya tarihi içinde başarabilmiş az sayıda silahlı
kuvvet mevcuttur. 1963, 1964 ve 1967 Kıbrıs krizlerinde Kıbrıs adasındaki
soydaşlarının can güvenliğini ve geleceğe yönelik stratejik çıkarlarını
koruyamayan Türkiye, 1974 yılına kadar geçen sürede süratle ve azimle güç
intikal yeteneklerini arttırmış ve bu çerçevede en büyük önem, amfibi alay ile bu gücü Kıbrıs sahillerine
taşıyacak çıkarma gemilerinin tedarikine verilmiştir.
Deniz
piyade birliğimizin 1967’den itibaren önce Oramiral Necdet Uran ve daha sonra
Oramiral Kenan Kayacan’ın yönlendirmesiyle Binbaşı Neşet İkiz tarafından
kurulmasına paralel bir şekilde, çıkarma gemileri de süratle Türk Deniz Gücünün
yeni unsurları olarak deniz tarihimizdeki yerini almıştır. Bu gemilerin
inşasında 12 Eylül rejiminin kapattığı Donanma Vakfının ve ona her türlü
desteği sağlayan kadirşinas Türk halkının katkılarını unutmamız mümkün
değildir.
Genç Komutanlar. Geçmişinde
hiçbir amfibi harekât tecrübesi olmayan Cumhuriyet Donanması, amfibi taburlarını kuruyor, çıkarma
gemilerini inşa ediyor, kendi strateji, doktrin ve prensiplerini oluşturuyor,
zamanı geldiğinde en kıdemlisi üsteğmen ve üstçavuş olan çıkarma gemi komutanlarıyla
bir 20 Temmuz sabahı Anadolu’da oluşturduğu bu gücü Kıbrıs adasına gözünü
kırpmadan gönderiyordu. Bu gücü 20 Temmuz 1974 sabahı Girne sahillerine Cumhuriyet
Donanması taşıdı. Düşman sahillerine ilk kapak atmanın yüksek risklerini o genç
komutanlar taşıdı. Çoğu, aileleriyle bile vedalaşamadan, bu büyük sorumluluğu
aldı ve görev tamamlandığında gelecek nesillere gururla aktaracağı zaferin
haklı onuru ile anavatana hiç bir kayıp vermeden döndü.
Sizlere Müteşekkiriz. Deniz
piyadelerimiz ile çıkarma gemi komutanlarına müteşekkiriz. Cumhuriyet
Donanmasının tarihine böylesine görkemli bir zafer ve başarıyı armağan
ettiğiniz için; her türlü zor şart ve yokluklar içinde pervanenizi
döndürdüğünüz, geminiz her şartta harekâta hazır tuttuğunuz için; bugünün
komutanlarına ve gemi personeline cesaretiniz, kararlılığınız, liderliğiniz ve
vatanseverliğiniz ile örnek olduğunuz için, sizlere müteşekkiriz.
Kahraman Denizciler. Kıbrıs Barış Harekâtının ilk gününde ilk sahil
dalgasına, yani ölüm riskinin en yüksek olduğu safhaya komutanı üsteğmen olan
24; astsubay olan 10 çıkarma gemisi ile toplam 34 gemi katılmıştır. Komodorları,
Albay Ahmet Özon emrinde harikalar yaratan bu komutanların her birinin ayrı
hikayesi vardır. Örneğin, harekâtın üçüncü günü şiddetli lodos fırtınasında,
ikinci intikal grubunda hedef bölgesine giden, TCG Ç–216 çıkarma aracı Komutanı
Deniz Üsteğmen Ateş Alpaygil denizde mide kanaması geçirmiş, kendisini alıp
Mersin’e hastaneye götürmek için TCG Akhisar karakol botu görevlendirilmiş, TCG
Akhisar açık denizde gemiye aborda olup komutanı almak istediğinde, üsteğmen
ayrılmayacağını belirtmiş ve görevine devam etmişti.
TCG
Ç–113, ilk saatlerde çıkarma plajı açıklarında karaya oturmuş, Filo Komutanı
Tuğamiral Emin Göksan’ın gemiyi terk edin emri vermiş olmasına rağmen, Gemi
Komutanı Üsteğmen İlgin Sungur personeli ile birlikte gemiyi terk etmemiş ve
akşama kadar uğraşarak Ç-113’ü kurtarmıştı. Harekâtın üçüncü günü ağır dalgalar
aynı geminin, baş kapağının kopup denize düşmesine neden olmuş, taşıdığı
tanklar ve öteki yüklerle birlikte batması kaçınılmazken, komutanının
soğukkanlılığı sayesinde geminin batması önlenmiş, dalgaları baştan alarak
ilerleme olasılığı olmadığından, Kıbrıs’taki çıkarma plajı yerine tornistan (geri
geri) gidilerek, Mersin’e ulaşılmıştı. Gemi Komutanı daha sonra 13 sayısının
uğursuz geldiğine inanarak borda numarası olan 113’ü, bir gecede 118 olarak boyatmıştı.
Kıbrıs Başarısı Gölgelenemez. Cumhuriyet
tarihinde hiç savaşmamış Deniz Kuvvetleri Kıbrısta büyük bir başarıya erişti. Diğer
taraftan çıkarma gününden bir gün sonra 54 denizcimizi kaybettiğimiz TCG
Kocatepe muhribimizin karşılıklı müdahale sonucu Hava Kuvvetlerimiz tarafından
batırılması olayı, yıllarca Deniz Kuvvetlerimizin bu zaferini gölgeledi. Bu
durum, zaferin unutturulmasını isteyen, Kıbrıs’ta “yes be annem” söylemi ile Annan Planına
destek veren gayri milli cephelerin de işine geldi. Deniz Kuvvetlerinde maalesef 2008 yılına kadar
ilk dalgada kapak atan 34 denizciyi kimse hatırlamadı.
Günümüzde de balyoz ve askeri casusluk kumpaslarında
deniz piyade subaylarımızla, çıkarma gemi komutanları tasfiye listelerine eklendi.
En yetenekli subaylar dört seneye yakın hapis yattı. Ancak çekilen bunca acı ve
zorluğa rağmen hiç kimsenin şüphesi olmasın, kumpas davalarda kimseye boyun
eğmeyen denizciler, gelecekteki denizcilere örnek olacaklardır. Mustafa Kemal’in denizcileri sonsuza dek boyun
eğmeyecektir. Unutmayın tarihin yaşanan bu dönemi Türklerin tarihinin yanlış
bir dönemidir. Yanlış dönemler illaki son bulur ve tekrar ettirilmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder