Mavi Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
Bir
Mektup, Bahriyede Vefa ve Amiral Soner Polat’ın Kitabı
Güçlü bir mektup.
Geçenlerde ABD’de yaşayan ve Washington DC’deki Vardiya Bizde eylemlerinde
bizlerin binlerce mil uzaktaki sesi olan Bahriyeli kızı Aspurce Onay Özcan’dan
bir mektup aldım. Bakın ne yazmış:
“Ben
Deniz Harp Okulu lojmanlarında büyüdüm. Babam nöbetçiyken ateşlensem en az beş
amcam olurdu, beni kucaklayıp revire götürecek…Babam görevdeyken en az on amcam
olurdu karne gününe gelecek, babama telefonda anlatacak benim şiir okumamı
–kendi kızıyla duyduğu gurudan ne bir gram eksik ne bir gram fazla…Biz
kapılarımızı kilitlemezdik hiç. Korkmazdık kimseden. Herkesi kendimiz, kendi
ailemiz gibi bilirdik. Tüm milli ve dini
bayramları, özel günleri beraber kutlardık.
Babam
bahriyeden emekli oldu. Farklı çok ortamlarımız oldu. Ama düğün gecemde ben o
Deniz Harp Okulu masasını görünce ağladım. En çok onlarla kaldım, en çok
onlarla duygulandım geçmişi konuşarak. Zamanında sinemada ön koltuk kavgası
yaptığım, 30 Ağustos diploma törenlerinde daha iyi yer kapmak için didiştiğim o
arkadaşlarıma en güzel masayı verdim ben o gece. Beraber büyüdüğüm ve asla
kaybetmek istemediğim o asker evlatlarına.
Siz
kimsiniz biliyor musunuz? Siz benim babam yanımda olamadığı anlarda babam
olansınız. Siz benim şiirlerimi alkışlayan, siz bir şey lazım mı? Diye
gelensiniz..Ben her birinizi, tek tek nasıl unuturum? Nasıl unuttururum?”
Bahriye
Dayanışması. Evet, okurken, yüreğiniz aklınızın önüne geçiyor
değil mi? Aspurce kızımız haklı. Denize çıkan bahriyeliler eş ve evlatlarını
yine bahriyelilere emanet ederler. Bu iş vardiya ile döner durur. Bugün ben
giderim, yarın bir başkası. O nedenle bahriye aileleri birbirlerini aile ferdi
gibi sever ve sayar. Bu duygu sonuçta vefa ve dayanışma duyguları ile aidiyeti
güçlendirir. Balyoz Davasında neden denizcilerin hedef alındığının bir nedeni
de budur. Zira silahlı kuvvetler içinde en güçlü dayanışma bağları olanlar
bahriyelilerdir.
Cumhuriyet
Donanmasına ruh ve hayat veren denizcilerin çocuklarına bile aktarılmış
dostluk, kardeşlik, paylaşma, dayanışma ve vefa bağlarının bu güçlü temeli
sarsılabilir mi?
Son 5 yıldır yaşanan, içimizdeki bir avuç hainin
kumpasları sonucu oluşan karanlık tablo 90 yıllık köklü çınarı yıkabilir mi?
Aspurce
ders veriyor. Korkudan evlerinin sahte sıcaklığına
sığınıp, 50 yıl ekmeğini yedikleri Deniz Kuvvetlerini ve bizleri bu zor
günlerinde yalnız bırakan, bırakalım ortak bir bildiri yayımlamayı, eşlerimizin
sessiz çığlıklarına bile ortak olmayan başta emekli Oramiraller olmak üzere
(Sayın Nusret Güner’i hariç tutuyorum) pek çok bahriyelinin Aspurce’den
öğrenecekleri var.
Amiral
Soner Polat’tan “Yeniden Kazanmak”.Vefa ve dayanışmanın
yaşı yoktur. Bakın “Yeniden Kazanmak” isimli kitabında sınıf arkadaşm Amiral
Soner Polat ne söylüyor:
“Bu
karanlık dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini yapmış emekli personel
ve yakınlarından sadece bir kişi bizlere içten ve sıcak duygularla kol, kanat
gerdi. Bu kişi eski Deniz Kuvvetleri Komutanlarından merhum Oramiral Emin
Göksan’ın eşi Dr. Sayın Süheyla Göksan idi. Bizleri Hasdal’da pek çok kez ziyaret
etti. Kitaplar gönderdi. Ayrıca sessiz çığlık eylemlerine katılarak iz bırakan
konuşmalar yaptı.”
Başı
Göklerde Kadınlarımız. Evet, Süheyla Hanımefendi
ilerlemiş yaşına rağmen Aspurce kızımızın ruhuna sahip. Ne mutlu bahriyeye. Bir
yanda Aspurce, bir yanda Dr. Süheyla Göksan. Arada da Vardiya Bizde’nin başı
göklerde kadınları.
Sizlerin yürekleriniz ve cesaretle yıkanan
yüksek ruhlarınız önünde Cumhuriyet Donanması çimariva ile selam duruyor.
Aspurce’ler, Dr. Süheyla Göksan’lar ve isimli tüm davalarda eşlerinin yanında
kaya gibi duran kadınlarımız ve çocuklarımız bahriyenin ve Cumhuriyet Donanmasının
yıkılmazlığının en büyük garantileridir. Onların yarattığı gücü, ne kumpaslar ne
de Yargıtayın kararları yok edebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder