Mavi Vatan
Amiral
Cem Gürdeniz
Cebelitarık
Krizi ve İngiliz Kraliyet Donanması - I
Ağustos
ayı ortasında dünya, Suriye’ye düzenlenen emperyal tertibe kilitlenmişken,
Cebelitarık krizi AB’nin önemli iki ortağı ve NATO müttefikleri
İspanya-İngiltere ilişkilerini bozdu. Her iki ülke, ABD Deniz Kuvvetleri için
kritik önemde üslere sahip. İspanya’nın Cebelitarık’ın kuzeyindeki Cadiz
şehrinde ABD’nin stratejik önemdeki Rota deniz üssü bulunuyor. İspanya, ABD’den
deniz silahları teknolojisinde bugüne kadar İngiltere ve Fransa hariç diğer
NATO müttefiklerine nazaran en büyük “know-how” transferi yapan ülkeler
arasında. İngiltere-ABD ilişkileri,
Suriye’ye müdahalede 29 Ağustos’ta Londra’da yaşanan parlamento onayı krizine
rağmen modern tarihin en tipik jeopolitik birliktelik örneği. Peki ne oldu da
ABD’nin Atlantik’in doğu yakasındaki bu iki kritik müttefiki krize girdi?
Cebelitarık kritik coğrafya. Cebelitarık, adını verdiği boğazı kontrol eden 6,5 km karelik bir
İngiliz toprağı. Başlangıçta 1713 yılında Utrecht antlaşmasıyla İspanya
Krallığından işgal yolu ile alınan ve İngiliz garnizonu yapılan bu stratejik
alan, İspanyol donanmasının Trafalgar yenilgisinden 25 yıl sonra, yani 1830
yılında İngiltere’nin sömürgesine dönüştürüldü.
30 bin nüfusa sahip bu sömürgenin 1,2 milyar dolar milli geliri var.
Fert başına düşen 43 bin dolar ile sayılı zengin ülkeler arasında. Vali
Kraliyet Donanmasından emekli bir Koramiral. İber yarımadasının bu kritik coğrafyasındaki
sömürge devletin, denize çıkışı dışında her şeyi İspanya’ya bağımlı. 1,5 km’lik
sınırın paylaşıldığı İspanya’ya enerjiden, kara ulaşımına kadar pek çok alanda
bağımlı olan Cebelitarık, İspanya devleti için her zaman büyük bir jeopolitik
sıkıntı yarattı. Çıkan krizler neticesinde 1967 ve 2002 yılında yapılan iki
referandum ile burada yaşayan çoğunluğu İngiliz 30 bin kişi, İngiltere’ye bağlı
kalma yolunda oy kullandı. Bu sonuçlar İspanya’yı derinden etkiledi. Diğer
taraftan Cebelitarık’ın 15 km uzunluğunda kıyısı var. Aynen Kıbrıs’taki üslerde
olduğu gibi kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge yani Mavi Vatan’a da
sahip. Bu, denizci bir ulus olan İspanyolların kolay kabullenebileceği bir
durum değil.
Balıkçılık krizi. Geçen ay, Cebelitarık yönetimi İspanyol balıkçıların aşırı avlanmasını
önlemek üzere kontrol ettiği deniz alanlarına ağların takılmasını sağlayacak,
beton bloklar yerleştirdi. İspanyollar da buna karşılık günde binlerce kişinin
giriş çıkış yaptığı sınırda işi yavaşlattı ve özellikle ticari kamyonların
geçişini geciktirdi. Bu durum İngiltere’de büyük bir öfkeye neden oldu. Londra
Belediye Başkanı kendi ilgi alanı olmadığı halde yapılanları “alçakça” olarak
nitelendirdi. 22 Ağustos 2013 günü İngiliz firkateyni HMS Westminster,
Cebelitarık sularına demirledi. Bu tipik bir ganbot diplomasisi uygulamasıydı. İngiltere,
Suriye krizinin yaşandığı, yani emperyal müttefikler arası dayanışmanın en
somut şekilde sergilenmesi gereken bir dönemde, Cebelitarık’ı her şeyin önünde
değerlendirdi ve müttefikine bir savaş gemisi ile meydan okudu. İspanya da buna
katlandı.
İngiliz Donanması küçülüyor. Basra körfezi çıkışlı
Avrupa’ya yönelik enerji ulaştırmasının; Süveyş bağlantılı Çin’e yönelik dış
ticaret rotalarının geçtiği, Atlantik ve
Akdeniz’in giriş çıkış kapısı Cebelitarık Boğazının ABD ve jeopolitik ortağı
İngiltere için önemini anlatmama gerek yok. Ancak İngiltere tarihinin donanma
gücü açısından en zayıf döneminin yaşandığı bir konjonktürde, bu meydan okuyuş
dikkat çekicidir. İngiltere ekonomisi, Avrupa’nın kırılgan ekonomileri
arasında. Bu nedenle 2010 yılında yayınlanan Stratejik Savunma ve Güvenlik
Gözden geçirme (SDSR) raporu sonrasında küçülecek olan savunma bütçesinden en
büyük kesintiyi donanma aldı. 2010 yılında 30 bin personele sahip Kraliyet
Donanması, 2015’te 20 bin’e düşmüş olacak. Donanma, tarihinin en büyük
küçülmesini yaşıyor. Geçen ay, Aliağa’da sökülmeye başlanan HMS Ark Royal uçak
gemisi bu küçülmenin en tipik örneği oldu. Geriye kalan tek uçak gemisi HMS
Illustrious ise 2014 yılında hurdaya çıkacak ve o da muhtemelen Aliağa’da Türk
işçiler tarafından parçalanacak. Düşünebiliyor musunuz? “Britannia rules the
waves” (18 ve 19’uncu yüzyılda denizlerde tam egemenlik kuran İngiltere için söylenen
“Britanya dalgaları yönetir”) sloganından nereye gelindi? İngilizler tarihlerinde
ilk kez sayısal olarak Fransız Donanmasının ardına düştüler. Halen inşa edilmekte
olan yeni iki uçak gemisinden biri tamamlandığında, uçakla donatılmayacak ve helikopter
platformu olarak kullanılacak. Muhrip ve firkateyn sayısı 23’ten 19’a düşüyor.
Benzer azalma nükleer denizaltılarda da yaşanacak. Bu küçülme doğrudan İngiliz
savunma sanayini etkilediğinden, savunma sanayine yeni ortaklar arıyorlar. 2010
yılı sonbaharında Fransa ile imzaladıkları ve Almanları son derece rahatsız
eden savunma alanında işbirliği antlaşmasında, nükleer alanda işbirliği
öngörülürken, iki donanmanın ortak uçak gemisi işletmesine yönelik maddeler de yer
alıyor. Tarih tekerrürden ibaret. 1905 yılında Fransa ve İngiltere gene ortak
Deniz Kuvvetleri işbirliği antlaşması imzalamış, Akdeniz, Fransız Donanmasına
terk edilirken İngiliz Donanması, 1895 yılında kurulan ve henüz 10 yaşında
olmasına rağmen İngiliz Amirallerine ter döktüren Alman Donanmasını Kuzey
Denizinde çevreleme görevini üstlenmişti. Makalenin ikinci kısmında bu konuya
devam edeceğiz.
Cebelitarık
Krizi ve İngiliz Kraliyet Donanması - II
İngiliz Donanması eski gücüne
erişebilir mi? Cebelitarık’ta yaşanan kriz
İngiltere’nin donanma gücünün önemini kamuoyu ve siyasetçilerin gündemine
tekrardan taşımak için kullanılabilir. Arjantin’in 1982 yılında İngiltere
karşısında yenildiği bir savaşa rağmen, Falkland adaları üzerindeki egemenlik
iddiasından vaz geçmemesi de bir başka potansiyel kriz alanıdır. İngiliz
ekonomisi ve donanması küçülürken, Falkland ve Cebelitarık üzerindeki Latin
baskısının artacağı görünen bir gerçek. Bu baskılar donanmayı eski günlerine
geri getirebilir mi, bunu zaman gösterecek. 2011 Libya tertibinde öncü rol oynayan
İngiltere’nin Suriye tertibinde geri planda kalmasının en önemli nedenlerinden
biri donanmasının durumu. Libya krizinde donanması henüz küçülmemişti. İki uçak
gemisi vardı. Kanaatimce 1956 Süveyş krizinden sonra, yakın dönemde İngiltere,
emperyal stratejilerini uygulama perspektifinde en zor dönemlerden birini
yaşıyor. Ancak diğer taraftan işin içine kendi egemenlik alanı ve doğrudan
ulusal çıkarlarını ilgilendiren Cebelitarık benzeri krizler çıktığında da eski
reflekslerini kaybetmediğini görebiliyoruz. Hatırlanacağı üzere Falkland
savaşını başlatan Arjantin Cuntasının en önemli gerekçesi İngiliz ekonomisinin
krizde olmasıydı. Krize rağmen İngiltere müdahale etti. Diğer taraftan İngiltere’nin bu durumundan
Fransa’nın büyük kazanç sağlayacağı bir gerçek. Onlar da ekonomilerinin içinde
bulunduğu zor koşullara ve Almanya’nın ekonomik alanda açık meydan okumalarına
maruz kaldıkları bir dönemde, Mali ve Suriye krizleri başta olmak üzere küresel
maceralara atılmaktan geri kalmıyor. Donanması İngiltere’ye oranla küçülmüyor.
Birleşik Arap Emirliği ve Cibuti’de kalıcı deniz üsleri temin ederken, ABD’nin
2012 yılında açıkladığı pivot stratejisinin ağırlık merkezi olan Pasifik ve
Hint Okyanusu alanlarında donanma varlığını artırıyorlar. Ancak
kırılgan Fransız ekonomisi, ABD’nin dümen suyunda bu maceralara atlayarak daha
ne kadar zaman kıtasal güç olma iddiasını sürdürebilir ve Almanya’ya dolaylı mesaj
vermeye devam edebilir? Neticede savaş, para işidir.
Türkiye dersleri. Tüm bu yaşananlardan Türkiye’nin çıkaracağı dersler nedir?
Kanaatimizce iki önemli ders çıkarılabilir. Birincisi, devletler hayati
çıkarlarını koruyabildikleri sürece güçlü, egemen ve bağımsız kalabilirler.
Jeopolitik çıkarlarını korumaktan aciz devletler siyaset ve strateji geliştiremez
ve merkezi güçlerin taşeronu olurlar. İkincisi deniz aşırı egemenlik
krizlerinde donanma gücü asli unsur olmaya devam etmektedir. Bu nedenle Türkiye
gibi denizlere tam bağımlı bir ülkenin donanması asla zayıflatılmamalıdır.
Diğer bir deyişle sahte davalar ile kendi donanmasını yok eden devlet olarak
tarihe geçmemelidir. Günümüzde Türkiye’nin denizaşırı en kritik üç çıkar
alanında yani Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz’de yaşanan durum, başta Dışişleri
Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının her iki derse odaklanmasını gerektirir. Zira
her iki ders Kıbrıs’ta bağımsız KKTC’nin devamını; Ege’de Kardak benzeri
egemenliği Yunanistan’a antlaşmalarla devredilmemiş 51 adet ada, adacık ve
kayalıkların geleceğini ve Doğu Akdeniz’de gelecek kuşakların en büyük zenginlik
kaynağı olacak (MEB) Münhasır Ekonomik Bölgemizin ilan edilmesini
ilgilendirmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder