Mavi Vatan
Amiral
Cem Gürdeniz
VOLVO Okyanus Yarışında Türk
Yelkenlisi
Ana akım
medya haberi büyük bir coşku ve gururla verdi. Bir başlık şöyleydi: Okyanus
Rallisine 20 milyon Avro. Bir diğeri de: Okyanus yarışında ilk kez Türk
teknesi. Bir Türk, bir denizci ve de yelkenci olarak heyecanlanmamak mümkün mü?
Bahsedilen yarış 1973 yılında “Whitbread” ismi ile başlatılan ve 2000
yılından sonra İsveç’in ünlü Volvo Firmasının sponsor olmasıyla, “Volvo Ocean Race-VOR”a dönüşen dünyanın
okyanuslardaki en zorlu ikinci yarışı. (Birincisi Fransızların Vendeé Globe
yarışıdır)
Dünyanın en zor ikinci yarışı. VOR,
1,5 milyar televizyon izleyicisi ile dünyanın en çok takip ettiği en önemli
spor etkinlikleri arasında (Wimbledon, Formula vs) gösteriliyor. Her üç senede
bir yapılan bu yarış, beş kıtanın on limanı arası etaplardan oluşan, dört okyanusta
40 bin millik (72 bin km) bir mücadeleyi kapsıyor. Yarış dokuz ay sürüyor.
2011-12 yarışına altı tekne katılmıştı. Yarışa katılan teknelerin hepsi aynı ve
standart ölçülerle teknolojiye sahipler. (20 metre boyunda, 12 tonluk tek
direkli tekneler, 716 metrekare yelken alanına sahip.) Yarışa her takım 11
kişilik ekiple katılıyor. O kadar zorlu bir yarış ki, mürettebat günde ortalama
2-3 saat uyuyabiliyor. Her etap sonunda fert başına ortalama kilo kaybı 10-15
kg civarında gerçekleşiyor. Türkiye’nin de katılacağı 2014-15 yarışı, 4
Ekim 2014’te İspanya’nın Alicante limanında başlayacak. Haziran 2015’te
İsveç’in Goteborg limanında sona erecek. En zorlu etap, Auckland/Yeni Zelanda
ile Itajai/Brezilya arasında Güney Okyanus geçişini kapsayan etap olacak. Zira
dünyanın en fırtınalı, en acımasız hava şartlarının hüküm sürdüğü bu sularda,
serseri buzul parçalarına çarpma, direk kırılması, dümen yelpazesi kopması gibi
hayati riskler mevcuttur. Ölüm riskinin yüksek olduğu, bugüne kadar pek çok
yelkenci ve teknenin kaybedildiği Güney Okyanusunu, denizciler şöyle tarif
ediyorlar: Kükreyen 40’ların (40 derece güney enlemi) altında kanun yoktur.
Kızgın 50’lerin altında merhamet yoktur. Çığlık atan 60’ların altında Tanrı
yoktur.
Tekne ve takım Türk mü? Gelelim
asıl konumuza. 2014-15 yarışına Türk teknesi katılıyor haberinin detayları
başlığından farklı bir durum sergiliyor. Öncelikle büyük bir bölümü teknenin
satın alınmasına harcanacak 20 milyon Avro’luk yatırımı, İshak Alaton’un sahibi
olduğu ALARKO Holding ile büyük ortağı olduğu Alvimedica isimli tıp malzemeleri
firmasının yapacağı açıklanıyor. Böylece, tekne “Alvimedica Team” adı altında yarışa katılıyor. Basına yansıyan
haberlere göre, takımı çoğunluğu ABD’nin yelkenci şehri Newport’lu Amerikalılar
oluşturacak ve yönetimini yine bir Amerikalı yapacak. Takımda Türk yelkenci
olacak mı henüz bilmiyoruz. Teknenin bağlama limanı ABD’nin Delaware şehri
olacağından bayrağı da Amerikan olacak. Ancak skipper (kaptanı) Amerikalı, yöneticisi
Amerikalı, yelkencileri Amerikalı, bayrağı Amerikan, adı Alvimedica olan bir
takım Türkiye’yi nasıl temsil edecek? Yelken yarışlarında çok şey ekibe
bağlıdır ancak bir savaş gemisinde olduğu gibi son söz skipper (kaptana)
aittir. Bu nedenle VOR veya America’s Cup gibi dünya çapında ünlü yarışlarda
tekneler skipperları ve taşıdıkları isimler (Alvimedica) ile anılır ve şöhret
kazanır. Neticede 9 ay boyunca televizyonlarda duyacağımız Alvimedica Team ve
Amerikalı skipper’ın ismi olacaktır.
Türk yelkenciliği kalkındırılmalıdır. Türk okyanus
yelkenciliği bugünkü durumu ile –gereken finansal destek bulunsa bile- VOR
çapında bir yarışa tam kadro ekip donatacak durumda değildir. Zira deniz
kültürünün amiral gemisi olan yelken kültürü ve sporu ülkemizde gelişmemiştir. Denize
kıyısı olmayan İsviçre’de sadece yelkenden sorumlu 132 spor kulübü varken, 8333
km sahile sahip Türkiye’de 75 civarında kulüp ve 2000 civarında lisanslı sporcu
var. Fransa’nın 4400 yelken kulübü ile 550 bin yelken sporcusuna sahip
olduğunu, Güney Kore’de, günümüzde 750 bin öğrenciye devlet olanakları ile
ücretsiz yelken kursu verildiğini not edelim. Olimpiyatların deniz ve su
sporları dallarında, bugüne kadar altın madalya sahibi olmuş sporcumuz yok.
Bugüne kadar olimpiyatlara, 19 dalda sadece 607 sporcu gönderdiğimiz göz önüne
alınırsa bu sonuca şaşmamak gerekir. (Yunanistan, 1531 sporcu göndermiş) Yelkencilerimiz
arasında münferit başarılara imza atan çok değerli sporcularımızın hakkını
yemeyelim. Ancak VOR tipi bir yarışa katılabilmek için birkaç okyanus yarışında
başarı sağlamış ve liyakat kazanmış okyanus yelkencimiz yok. Yelken Federasyonu
10 sene önce kendine bir hedef koyup, bu tip prestijli yarışlara sporcu
yetiştirmek gayretine yönelseydi, durum farklı olurdu.
Alman bayraklı Goeben’i Yavuz yapmak. 20 Milyon Avro’nun Yelken Federasyonuna ya da
ALARKO tarafından kurulacak Türk Okyanus Yelkenciliği Vakfı gibi bir girişime
bağışlanıp, şimdiden on yıl sonra yapılacak yarışa, takım halinde katılacak
Türk yelkencileri yetiştirmek, Alvimedica firmasının reklamını yapmak için
Amerikalı yelkencileri kiralamaktan daha uygun bir alternatif oluştururdu. Amerikalı
yönetici, Amerikalı Skipper, Amerikalı takım ve Amerikan bayrağı altında, Alvimedica
ismi ile Türkiye namına VOR yarışına girmenin, 1914 Ekim’inde Alman dretnotu Goeben‘e
Türk bayrağı çekip, Yavuz yapmaktan farkı olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder