22 Eylül 2014 Pazartesi

VOLVO Okyanus Yarışında Türk Yelkenlisi

Description: IMG_0131 


Mavi Vatan
Amiral Cem Gürdeniz
VOLVO Okyanus Yarışında Türk Yelkenlisi
Ana akım medya haberi büyük bir coşku ve gururla verdi. Bir başlık şöyleydi: Okyanus Rallisine 20 milyon Avro. Bir diğeri de: Okyanus yarışında ilk kez Türk teknesi. Bir Türk, bir denizci ve de yelkenci olarak heyecanlanmamak mümkün mü?  Bahsedilen yarış 1973 yılında “Whitbread” ismi ile başlatılan ve 2000 yılından sonra İsveç’in ünlü Volvo Firmasının sponsor olmasıyla, “Volvo Ocean Race-VOR”a dönüşen dünyanın okyanuslardaki en zorlu ikinci yarışı. (Birincisi Fransızların Vendeé Globe yarışıdır)
Dünyanın en zor ikinci yarışı. VOR, 1,5 milyar televizyon izleyicisi ile dünyanın en çok takip ettiği en önemli spor etkinlikleri arasında (Wimbledon, Formula vs) gösteriliyor. Her üç senede bir yapılan bu yarış, beş kıtanın on limanı arası etaplardan oluşan, dört okyanusta 40 bin millik (72 bin km) bir mücadeleyi kapsıyor. Yarış dokuz ay sürüyor. 2011-12 yarışına altı tekne katılmıştı. Yarışa katılan teknelerin hepsi aynı ve standart ölçülerle teknolojiye sahipler. (20 metre boyunda, 12 tonluk tek direkli tekneler, 716 metrekare yelken alanına sahip.) Yarışa her takım 11 kişilik ekiple katılıyor. O kadar zorlu bir yarış ki, mürettebat günde ortalama 2-3 saat uyuyabiliyor. Her etap sonunda fert başına ortalama kilo kaybı 10-15 kg civarında gerçekleşiyor.    Türkiye’nin de katılacağı 2014-15 yarışı, 4 Ekim 2014’te İspanya’nın Alicante limanında başlayacak. Haziran 2015’te İsveç’in Goteborg limanında sona erecek. En zorlu etap, Auckland/Yeni Zelanda ile Itajai/Brezilya arasında Güney Okyanus geçişini kapsayan etap olacak. Zira dünyanın en fırtınalı, en acımasız hava şartlarının hüküm sürdüğü bu sularda, serseri buzul parçalarına çarpma, direk kırılması, dümen yelpazesi kopması gibi hayati riskler mevcuttur. Ölüm riskinin yüksek olduğu, bugüne kadar pek çok yelkenci ve teknenin kaybedildiği Güney Okyanusunu, denizciler şöyle tarif ediyorlar: Kükreyen 40’ların (40 derece güney enlemi) altında kanun yoktur. Kızgın 50’lerin altında merhamet yoktur. Çığlık atan 60’ların altında Tanrı yoktur.
Tekne ve takım Türk mü? Gelelim asıl konumuza. 2014-15 yarışına Türk teknesi katılıyor haberinin detayları başlığından farklı bir durum sergiliyor. Öncelikle büyük bir bölümü teknenin satın alınmasına harcanacak 20 milyon Avro’luk yatırımı, İshak Alaton’un sahibi olduğu ALARKO Holding ile büyük ortağı olduğu Alvimedica isimli tıp malzemeleri firmasının yapacağı açıklanıyor. Böylece, tekne “Alvimedica Team” adı altında yarışa katılıyor. Basına yansıyan haberlere göre, takımı çoğunluğu ABD’nin yelkenci şehri Newport’lu Amerikalılar oluşturacak ve yönetimini yine bir Amerikalı yapacak. Takımda Türk yelkenci olacak mı henüz bilmiyoruz. Teknenin bağlama limanı ABD’nin Delaware şehri olacağından bayrağı da Amerikan olacak.   Ancak skipper (kaptanı) Amerikalı, yöneticisi Amerikalı, yelkencileri Amerikalı, bayrağı Amerikan, adı Alvimedica olan bir takım Türkiye’yi nasıl temsil edecek? Yelken yarışlarında çok şey ekibe bağlıdır ancak bir savaş gemisinde olduğu gibi son söz skipper (kaptana) aittir. Bu nedenle VOR veya America’s Cup gibi dünya çapında ünlü yarışlarda tekneler skipperları ve taşıdıkları isimler (Alvimedica) ile anılır ve şöhret kazanır. Neticede 9 ay boyunca televizyonlarda duyacağımız Alvimedica Team ve Amerikalı skipper’ın ismi olacaktır.
Türk yelkenciliği kalkındırılmalıdır. Türk okyanus yelkenciliği bugünkü durumu ile –gereken finansal destek bulunsa bile- VOR çapında bir yarışa tam kadro ekip donatacak durumda değildir. Zira deniz kültürünün amiral gemisi olan yelken kültürü ve sporu ülkemizde gelişmemiştir. Denize kıyısı olmayan İsviçre’de sadece yelkenden sorumlu 132 spor kulübü varken, 8333 km sahile sahip Türkiye’de 75 civarında kulüp ve 2000 civarında lisanslı sporcu var. Fransa’nın 4400 yelken kulübü ile 550 bin yelken sporcusuna sahip olduğunu, Güney Kore’de, günümüzde 750 bin öğrenciye devlet olanakları ile ücretsiz yelken kursu verildiğini not edelim. Olimpiyatların deniz ve su sporları dallarında, bugüne kadar altın madalya sahibi olmuş sporcumuz yok. Bugüne kadar olimpiyatlara, 19 dalda sadece 607 sporcu gönderdiğimiz göz önüne alınırsa bu sonuca şaşmamak gerekir. (Yunanistan, 1531 sporcu göndermiş) Yelkencilerimiz arasında münferit başarılara imza atan çok değerli sporcularımızın hakkını yemeyelim. Ancak VOR tipi bir yarışa katılabilmek için birkaç okyanus yarışında başarı sağlamış ve liyakat kazanmış okyanus yelkencimiz yok. Yelken Federasyonu 10 sene önce kendine bir hedef koyup, bu tip prestijli yarışlara sporcu yetiştirmek gayretine yönelseydi, durum farklı olurdu.
Alman bayraklı Goeben’i Yavuz yapmak.  20 Milyon Avro’nun Yelken Federasyonuna ya da ALARKO tarafından kurulacak Türk Okyanus Yelkenciliği Vakfı gibi bir girişime bağışlanıp, şimdiden on yıl sonra yapılacak yarışa, takım halinde katılacak Türk yelkencileri yetiştirmek, Alvimedica firmasının reklamını yapmak için Amerikalı yelkencileri kiralamaktan daha uygun bir alternatif oluştururdu. Amerikalı yönetici, Amerikalı Skipper, Amerikalı takım ve Amerikan bayrağı altında, Alvimedica ismi ile Türkiye namına VOR yarışına girmenin, 1914 Ekim’inde Alman dretnotu Goeben‘e Türk bayrağı çekip, Yavuz yapmaktan farkı olmaz.      
 

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder